Ey hayat!
Gelme üstüme üstüme,
Artık basma damarıma,
Kirli keskin tırnakların etimde,
Sıkışmış kanlı pençende yüreğim,
Ciğerlerimi kanatıyor dişlerin,
Oluk oluk kanıyor içim,
Nedir bana kastın,
Koydun çile dergâhına,
Beni boynumdan astın…

Ey hayat!
Yıprandı iyice sinirlerim,
Çelik bir yay gibiyim,
Yalancı sokak köpeklerinin ayıbıyım,
Pimi çekilmiş bombayım,
Ben bende patlayacağım,
Yiğitçe ölüme atlayacağım,
Çekemiyorum artık namertleri,
Kaldıramıyorum yüklenen dertleri,
Yüzü bine katlayacağım…

Ey hayat!
Çek kirli ellerini yakamdan,
Ne istersin paramparça yüreğimden,
Darbe yemiş yıpranmış takamdan,
Geçti artık delikanlılık yaşım,
İçime akıyor sessiz sedasız,
Kana dönüşmüş gözyaşım,
Yeter kemiğe dayandı bıçak,
Bıktım erkeğin orospusundan,
Tümden belaya girecek başım…

Ey hayat!
Yeter artık düş yakamdan,
Kahpe tezgâhlar düzme arkamdan,
Bırak beni bana bırak,
Git bela benden ırak,
İnsafa gel git başımdan,
Var başka adresler bul,
Daha ağır çilelere,
Kocaman dertlere beni,
Etme artık köle kul…

Ey hayat!
Senin için kurbanlık koçum,
Söyle nedir benim suçum,
Hüzün deryasına batırılmışım,
Bıçağın altına yatırılmışım,
Nedir af edilmeyen günahım,
Satrancında mattır şahım,
Yaz baharım hazan,
Kaynıyor atıldığım kazan,
İçimi kül ediyor her ahım…

Ey hayat!
Çuvalda çiğnenmiş üzüm gibiyim,
Posamda kan sızıyor,
Kader yazmışsa bunca çileyi,
El âlem bana niye kızıyor,
Hedef tahtasında beynim,
Yağmur gibi yağıyor kahpe oklar,
Kan kusturuyor ciğerlerime,
Dostum diyen sahtekârlar,
Bu dar günde yanımda yoklar…

Ey hayat!
Ecelim ol kes nefesimi,
Kes bu dünyadan sesimi,
Al üzerimde yüksek duvarlı,
Demir kapılı kafesimi,
Boğuyor beni bu dar mekân,
Değiştir artık adresimi,
Al at kara topraklara,
Zaten dönmüşüm gazel yapraklara,
Al senden bizar olmuş canımı…

Ey hayat!
Kara belasın başımda,
Okkalı zehirsin aşımda,
Sakız gibi yapışıyor yakama,
Ruhu kirli özü kapkara zevat,
Ya beni adam gibi yaşat,
Ya sarmadan kefene çukura at,
Ne bir sürüngenim,
Ne de serseri bir asalak,
Kemiriyor ömrümü birçok salak…


PARMAKLIKLAR ARKASINDAN ŞİİRLER