3
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
2097
Okunma
Ulucanlar cezaevi dinmez bu
Kaç nesle ayna tutar bilinmez
Lahza lahza yitip giden yaşamlarla
Izdırap yükselir sayha sayha
Ne ulu canlar yatar! Yatar da
Pamuk ipliği kıvamında
Yaşamla ölüm kolkola
Ey özgürlük!
Ufuk çizgisi kadar yakınsın
Ulucanlar’da.
Bir cezaevi ki
Hilton’da yatar insanlar
Manzaralıdır serde ranzaları
Hangi tontonları lanetlersin ey insan!
En kalbî duygularla bezeli bir zindan
Bir mahkûm argosundan yayılır
Acı bir tebessüm çehrelere.
Bir benlik ki
Parçalı bulutlu nazenin
Ne ki
Beti benzi atmaz hiçbir dem
Su da söndürmez aksi halde
Benzin alevi yükselir perde perde.
Deniz dalgalanır da durulmaz
Çekilir sular kimi
Kıyıları basar ardışık makamda
İz bırakır ardında kumsallar boyu
Ses olur gönüllerde yankılanır.
Saza mızrabı vurur bir mahkûm
Kaç kürek kum atsan nafile
Sönmez ateşin duygular
Hangi sazlıktan havalanan kuşları uçururda
Ummandan haber getirir nicedir,
Bir kırık saz ki
Kaç gönle tercüman olur usulca
Yardan mı geçmediler?
Serden mi acep?
Dorlar zamanından mı kalmadır?
Kor edip yürekleri, yakan koridorlar
Dar ve uzun bir vadinin karanlığında
Volta atar insanlar balam
Tarihe mal olmuş loşluklarda.
İnsanlar da vardır kimliksiz
Ne bir ses! Ne bir nefes
Olta atar dururlar ancak
Maviliklerden bihaber
Bir yaşam ki, esamesi okunmaz
Okunmaz gülüm okunmaz!
Onlar hayatı tanımaz
Hayatsa onları.
L.T.
5.0
100% (15)