0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1139
Okunma

Sendelerim, düşerim neden diye sormayın;
Durmayın başucumda çekin gidin durmayın;
Akıl ermez soruyla düşlerimi yormayın;
Kıyametler koptu da ben hala yaşıyorum;
Yürekte mezar değil mezarlık taşıyorum…
Denk geldi kış mevsimi goncamın baharına;
Yolcu ettim yarımı faniler diyarına;
Sonra attım kendimi hiçliklerin yarına;
Nasıl geçti gün-gece ben hala şaşıyorum;
Yürekte mezar değil mezarlık taşıyorum…
Unutmak mümkün değil unutanlar utansın;
Varsın yaslı gözümde cümle kainat yansın;
Sanma ki rüyalarda dertlerime dermansın;
Yaramda kan kuyusu ben hala eşiyorum;
Yürekte mezar değil mezarlık taşıyorum…
Beklemeyi bıraktım bekleyenin nazına;
Kurban ettim ömrümü gülüşlerin yazına;
Emanet ettim bizi bir yetim niyazına;
Neşter aldım elime hüznümü deşiyorum;
Yürekte mezar değil mezarlık taşıyorum…
Hal-hatırı soracak dostlarda bitti artık;
Gitme deyip durduğum canlarda gitti artık;
Tükenmeyen nefesler canıma yetti artık;
Düştüm hasret narına keyfimce pişiyorum;
Yürekte mezar değil mezarlık taşıyorum…
Kimse bilmez ne desem tesellisi kar etmez;
Kara toprak bu işte yarenini yar etmez;
Boşuna beklemişim hayalleri var etmez;
Anlayın yüküm ağır bir sona koşuyorum;
Yürekte mezar değil mezarlık taşıyorum…
Ali ALTINLI – 03.11.2016
Saat: 11:23