4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1197
Okunma

-
Demirci ocaklarının çekici ucunda söyleniyordu sözlerin,
her harfi içerime saplanan bir mıh gibi,
Okşayarak ölümü,
Ölümüne dinliyordu seni
Her çakışda gömülerek karanlıklara yüreğimi,
Yad ediyorum daha dün ki Bakışlarının koylarında başbaşa yürüyüşlerimizi,
hani görülmüştü
hani görülmüştü ya o kaybedecek hayatım olmadığından
korkmadığım o tırpanından kaderin.
işte o yüzden alışmıştım zaten sana neylim
tabutuma duyduğum o on yedi mıhın sesinden sonra alışmıştım sana neylim.
Neylim;
´Daha dün mısralarımda; canım, güneşim, hayatta tek varım diyen senken
şimdi ne oldu da Kuru avuçların şaklıyor gidişime,
ne oldu da seviniyor gidişime?
Daha dün mısralarımda; Aşka kör bakan gözlerinden dolayı
’Seni çok sevdiğimi; braillin alfabesiyle duvarlara yazarken,
Şimdi ne oldu da yukardan bakıyor neylim gözlerin
ben gömülürken umutsuluğa..
Neylim Bugün
Evet bugün, Büyük puntalarla yazılmış yüreğimin manşetlerini okuyamacak kadar körleşmiş sevdan,
Neylesin gönlümün büyük harflerle kazılmış figanı,
Neylesin braille alfabesi,
Ben neyleyeyim..
neylim.
-Eğer Yarın
Bana olan sevdanı anlayıp Anlatacağını bilsem de´
neylim
koşarak kaçacağım senden,
Çünkü;
vadesi doldu büyülü bakışlarının,
Bitti senedinin günü sevdamın,
Ödedim kalpten çektiğim bol sıfırlı banknotlu çileyle..
yine de
Alacağın olsun..
Neylim...
Fatih EFE