Kırıldım, bu güne gelene kadar birçok defa
Hep farklı bir yerden ve hep haksız yerden
Yürüdüm, dikenler üstünde
Çiçeklere basamadım merhametimden
Çığlıklarım süzülüp geçti kalabalıklar içinden
Herkes kendi sesini dinlerken
Susturulmuş vicdanlara seslendim ben

Kumlara gömülmüş başlar gördüm
Rengarenk yalanlar
Maskeler ardında yılanlar
İki yüzü farklı duvarlar

Kalıbının hakkını veremeyen adamlar
Estağfurullah, kendini adamdan sayanlar
İlginç roller, ayna karşısında provalar
Rüzgara kapılıp, fırtınaya kendini ağırdan satanlar

Kişilerin içinden matruşka gibi irili ufaklı çıkan insancıklar
Ya kırılıp yada oynanıp bir kenara atılan kalpler
Sözüyle er görünüp özünde etek giyenler
Ve daha neler neler...

Bunlar hayatın kuralı diyenler tarafından kaldırıldı hükümler
İki kapak arasında kaldı ayetler
Mil çekildi gözlere pas tuttu yürekler
İki rekat arasına sıkıştırıldı sureler

Hipnoz altına alınmış düşünceler
Adı illüminati, metafizik ne fark eder?
İslam üzerinden yapılan ticaretler...

Peygambere salavatı yalakalık sayanlar
Kuranı keyfe tabi hükümleri kılıfına uyduranlar
Menfaat uğruna ahlâkın ilkelerini tahrif’e uğratanlar
Dini duygulara yapılan istismarlar
Allah ile kul arasına girmeye çalışanlar
Sonrası yozlaşmış ve yıkanmış beyinler...

Yıkılsın tahtlar, saltanatlar
Yerin dibine batsın sınıflandırmalar
Kahrolsun parayla alınan itibarlar
Bozulsun koyulan bütün kurallar
İslamın nuru aydınlansın yeniden
Yeniden yolunu bulsun inananlar...