14
Yorum
30
Beğeni
5,0
Puan
1248
Okunma

İdame ettirmek yalnızlığın gölgesini:
İsi kayıp bir şehir kadar kimsesiz belli ki:
Hani sarmalında ufkun,
Kıble bildiğim ruhun
Ta derini saklı sevince ortak müşkülpesent bir günce.
Adımı tırsak bir varlığa emanet etmiş Tanrı
Sonra da üstü karalı bir cümleyi mahzen bilmişim,
Demeye ne hacet,
Kırağı çalan kerrat cetvelim:
Sondan başa,
Akılsız kepçemde bir tutam huzuru eklediğim
Tuz ruhu o cimri kelimelerim
Ve dokunmaya kıyamadığım hayallerden arda kalan,
Ah ki ah: nasıl bir talan.
Ölümlü düşlerim… Ben gibi.
Yürek yarası mı dediğim o aykırı rota,
Hadi buyur, buradan yak çatık kaşlı meleğim.
Hem demedim mi ben sana:
Sen de bıkarsın bir gün onlar gibi
Bu yüzden bak ve gör,
İndinde saklı düşleri
Şu közün bilinmez seyrinde
Ve hoş bir eda ile savrulduğum rüzgârın
Titrek naz’ı.
Nazlardan naz beğenirdim bir zamanlar
Ve üstümde rüküş bir elbise,
Dünlerden kalma
Ve ahkâm kesen yarınlardan kesip de umudumu
Yitirmemeye ahdettiğim çocukluk manifestom.
Hala takılıyım dünde:
Nasıl da rağbet etmiştim oysa
Hatta adım gibi emindim,
Peşrevinde yetişkinliğin
Makbul göreceğine devranın.
Kırık kelam sahibine ait:
Sıkan, sindiren zaman zaman silmeye muktedir
Darmaduman isyanından damlayan beşerin.
Saklı sıradan cümleler iken boykot eden hayatı,
En sihirli mecra yine tüketilmişliğin neferi.
Bir gömütten midir ibaret o eksik günce,
Soluduğu kadar hayatı,
Solmayı sonlandıramazken gökyüzü
Ve isine muhalif ömrün,
Sükûtu kim bellemişse fermanı gönlün…
5.0
100% (26)