2
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
621
Okunma
Araz vakti...
Yalnızlık çekince kendine hüzünler odayı kaplar,
Bir kuş olur her kanat çırpışında
sessizce büyür sokaklar
Yakar geçer sonrası kalır, dal dal savrulur
Hic bir sey istediğimiz gibi değil, avunuyoruz işte.
Ç/alıp ç/alıp içimize atıyoruz.
Küçük bir adadayım
Burada tek bir adı var hepimizin
Ben de senin gibi kahve içmeye başladım sabahları
Nedense birikti gül kokulu yaralar
Seslerimizin değiştiği saatler
Uykusundan ayılmamış duygular
Ewet bu karanlık karanlığın da içinde
Gönlüm taşır izlerini
Bir delik bir delik daha, güvelendiler
Gökyüzü içimde dinleniyor
Ne kadar şaşkın
En son ne zaman görmüştüm unuttum
Bana da yer var mı dünyada
Biz hep böyle yaşadık
Yıkıldı üzerimize yıkılacak duvarlar
Tozar da tozar
Aşkın ateşi vurmuş dağlar
Üzerine değdi kar değdi rüzgâr
Eskittim bu kavgayı, savaşı
Hep geri geri bakıp duruyor uğurladıklarım
Sırtımda yılların sürgünlüğü
Düşler, ümitler ve çantamda can kırıkları
Aniden belirince odalarda gece
Güneş ışıkları düşer kuyulara
Sükûtu yara yara
Neredeyse çekecek dünyadan elini
Içine atıp atıp gidiyor tutamıyorum, damarlarımda
Vuruyor gecelerimin sabahlarını da
Bir dua seçiyorum kendime
Bu kendimle kaçıncı kavgam, saymadım
Sonu gelmez parçalanmalar
Büyük ölümlerden sonra büyük yaşanır
Bir elveda kıyam edip yükselmiş, dilsiz
Vururlar elbet bir gün seni de vururlar
Öyle bir hayat ki ağzı ok, dili ok
Göğüs kafesimde calkalanır
Yağmur yağmayan kentlerde aşamazsın yolları
Hepsi anlatıyor kendini dinle
Hep bir deniz kenarı çalkalanıyor yüreğimde
Bazen ne şiir, ne şair kalır ortada
Boşver be,at bir masa ortaya iki sandalye
Dibindeyim surların
Pek öyle uzun düşünmeye gelmiyor
Gelince malum çok kalabalık geliyor
Tutuşturmalı acıları bir güzel
Ne çok ağırlık taşıyorum
Tenimin içine hapsoldum
Sakın kapatma kapıyı
Bu gece senin içinde uyuyacağım
5.0
100% (6)