25
Yorum
28
Beğeni
5,0
Puan
1241
Okunma
Şiir boylu duruyor, başı önünde
Bakıyorum kendi kendini kucaklayan silüetine..
Üşüyor musun sen orda öyle?
Gel otur yanıma şöyle, gel konuş benimle
Cesaret ver "güvercin" ürkekliğine
Sıcak bir çay söylerim sana, tavşan kanı renginde
Gel benimle, gel, otur şöyle..
Bir şeyler var sende, üşümüş olmaktan öte..
Zeytin dalını kırmış bir savaşçının "mağlubiyeti" belki de.
Kırılgan, yenik, titrek, ürkekliğin ötesinde..
Yaklaş, yaklaş, "söyle" çekinme, derdini söyle.
Bir şeyler var sende,
Kırılganlıktan öte, küskünlükten öte..
Şiirsel bir titreklik, gözlerinden dökülüyor yere.
Birşeyler var sende, akıyor yüreğime, hece, hece
Şiir renginde,....."alenen"....yok öyle gizlice
Birşeyler var sende,
Sarıyor beni bütün gücüyle.
Esinti kadar ürpertiyor tenimi,
Dalgalar kadar ıslatıyor gözlerimi,
Tuzu yakıyor yüreğimi, "o bişeyler" her neyse sende,
Akdeniz lâcivertti az önce,
Şimdi pes pembe...
Şu güvercin parkında sen, ve silüetin...
Akşamın bu ilk saatlerinde,
Gemilerin motor sesiyle, nasıl da işlediniz, benliğime
Şiirlerce şiirler çarpıldı, içimdeki keraat cetvelinde.
Kırılma ne olursun, iyi bak kendine..
Ne kadar önemlisin anlasana,
Sana muhtaç, kaç yürek var şu dünyada..
Ne olur, öyle yaralı gibi durma..
Bak, ne güzel bir his doğdu içimde, silüetinden bile.
Bak, nasıl Akdeniz birden bire oluverdi "pespembe"
Senin "o" ürkek, titrek halinden bile.
Şiirin "Ş" si bile yokken içimde,
Şiirler doğdu yüreğimde, sadece, sana bakmaktan bile.
Ne olur, iyi bak kendine.
Şiir boylum, şiir duruşlum, lütfen git, "şiir" ol birilerine....
Asiye 29/9/16
5.0
100% (26)