16
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
8109
Okunma

Vakti zamanında bir adam varmış yiğit mi yiğit,tuttuğunu alt edermiş,
Hiç kimse onunla iddaya girmezmiş..
Hep çobanlık yaparmış,koyunlarını otlatırken de aklı hep sevdiğinde
gözleri uzaklara dalar gidermiş..
Derken kış bastırmış,otlaklar kapanmaya başlamış,ha bir gayret deyip
yine hayvanlarını otlağa çıkarmış.
Fırtına bastırmış göz gözü göremez olmuş..
İnatçılık bu ya,yiğitliğine güveniyor,açmış düğmeleri es bakalım yiğit’in
karabağrına diye rüzgara kafa tutmuş,iliklerine kadar üşüyünce de demiş ki
buldun bir karacahil çobanı esiyorsun es bakalım diye sitem etmeye başlamış..
İşte bende diyorum ki,
Yalnız bu kadar sert esme ne olur
Sen böyle deli,deli estikçe
Özlediklerimin kokusu geliyor yüreğime
Gözlerim doluyor..!!
Es be ey rüzgâr
Es bakalım es.
Ben’den ne kopara bilirsin ki.!
Ne kadar sert esersen es,
Ey rüzgar beni yok edemezsin
Ben’den ne alabilirsin ki ?
Senin ben’den alabileceğin
Tek şey sadece bir parfüm kokusudur
Rüzgâr işte bu yüzden
Hangi yönden nasıl esersen es
Ama benimle hiç boşuna uğraşma
Bu gece sen zararlı çıkarsın sen..
Ee deli rüzgâr
Es ese bildiğin kadar
Kabart azgın dalgalarını,
Döv sahilleri acımazsıca.
Sen bu Asi kızla baş edemezsin
Hiç kendini yorma boşu-boşuna
Yalnız bu kadar sert esme ne olur
Sen böyle deli,deli estikçe
Özlediklerimin kokusu geliyor yüreğime
Gözlerim doluyor..!!
müzeyyen yavuz
5.0
100% (16)