/

ne zamandır en dibine gömdüğüm her acı
çıt çıkarıyor artık aşk bozgunu kalbimde

sen neler getirdin bana
sarı saçlı mavi gözlü çocukluğundan
hangi çiçek takındı
hangi sevgi bakındı
hangi aşk göz yaşına yakındı
üzüncün hangi çağrışımlara akındı


ben bildiğin gibi hep sevdim
zincirine avuçlarımı verdim
umudumu
mutluluğumu
adımı verdim


yadımı verdim
feryadımı ellere
yarınlarımı gelecek güzel günlere

tarihten bize ne kaldı ki yarınsı


arkaik duyguların taşil kaygısı
kaotik düşüncelerin öznesi
özlem öncesi
salt acı


//

afrodizyak korkulara teslim olmadım
bir kere bile alemlere gebe kalmadım

gençliğimde kendimi hiç salmadım
ama bir keresinde fena sarhoş oldum
seni içtimdi
kendimden geçtim
cenneti mavi dedilerdi
cehennem zifirini seçtim


senin eskil vakitlerinde
geçmişin suç sevicileri
tutanaksız söz izleri
yüreğin deltasında
karanlık kuyu dehlizleri


kıyının dalgaları
martının çığlıkları
anlık aşkın yaratımları

yağmurdan geriye ne kaldı kuru


sanki avuçlarım deniz çukuru
ben seni ağlarken
yürek sancısı
aynı acı


///

ölgün hayaletleri canlandır hele
düşler marketinin vitrinlerinde

uyanıyorum küstah düşüncelerle
eyy iki yüzlü yerküre
seni tan ağrısında gördüm ben
uzansam dokunacaktım
güneşe yıldızları sordum ben
aşkı arka bahçene gömdüm ben


ve
arabaları
o avratları
ve kanlı silahları
kara toprağın bağrına


yalnız
yalnızdı
yalnızlık

ses bilmeyen için ne kadar yazık


sabah irkilmez mi üşüyen yetim yürek
birden ışık birden gerçek sızısı
şimdi’nin vakti yok
gelecek ağrısı...