Haber vermeden çal kapımı
Zamanın önemi yok
Saatler kaçı kaç geçe olursa olsun
Dile gelsin kapımın dilsiz lehçesi
Gel işte gel bendeki beni bitir
Zamanın önemi yok
Bana biraz sen getir…

Ocak üstünde çayın demlisi
Kahvelerin kaynama noktasında
Özlemim…
Dur durak bilmeyen hasret nöbetleri
İki de birde yollara bakışım
Boşuna olmasın
Hani yok mu birazcık hatır
Kahvelerin kaynama noktasında
Bana biraz sen getir…

Sefersiz seferlere çık
Koy yüreğine sıcak bir tebessüm
Buz tutan yüreğimin erisin buzulları
Çözülsün yanaklarımdaki donmuş
Tebessümler
Birazcık gülüş be birazcık gülüş
Nedir yani şunun şurası nedir
Koy yüreğine sıcak bir tebessüm
Bana biraz sen getir…

Bekleme davetlerin unutkanlığını
Mazeret bulmasın
Çantandaki eksik rimel
Dudaklarının boyasızlığı
Saçının dağınıklığı
Üstün başın…
Beklemem mi gerekli be
Her günün umursamazlığımı
Hani olur olmaz bir zamanda
Zamanlar
Mazeret bulmasın
Bana biraz sen getir…

Buram buram kokun üstünde
Gelişlerin gebe kalsa da gidişlere
Aldırma…
Her son bir başlangıç
Her başlangıç bir sona muhtaç değil mi?
Yoksa nasıl çekilirdi bu hayat
Tak takıştır en güzel baharları
Attığın adımların sonrasına
Gelişlerin gebe kalsa da gidişlere
Bana biraz sen getir…

İçimdeki çocuk bilmezsin bekler seni
Bekler seni günler haftalar aylardır
Ne zaman gelecek diye sorsa
Çatarım kaşlarımı
Düşer çehrem
Eğilir başım…
Birgün derim
Koyamam adını…
Bir gün işte…
Sağır sessiz odalar
Sıkarken birbirinin boğazını
Bekler seni günler haftalar aylardır
Bana biraz sen getir…

Haber vermeden çal kapımı
Zamanın önemi yok
Saatler kaçı kaç geçe olursa olsun
Dile gelsin kapımın dilsiz lehçesi
Gel işte gel bendeki beni bitir
Zamanın önemi yok
Bana biraz sen getir…

Ali ALTINLI – 17.09.2016
Saat: 23:57