30
Yorum
42
Beğeni
5,0
Puan
881
Okunma

hiç gül gibi açan şuh mu şuh bir gülümseme
düşmedi ki bu kadersizin yüzüne
buz tutup üşüdükçe de üşüyor hepten yüreğim
kirli duyguları için hain bir neşterle de kazıtıyor
has bedenimi her türlü de arsızlığıyla
bir cenderede tutulduğum gün gibi de aşikar
namerdin sinsi oyunlarında yayık varı çalkalandıkça
kaderin cilvesine kapılıyorum her an bir kertik çırpındıkça
etimi lime lime etti de nedense hiçte çıkmadı gıkım
sığınağım oldu geceler her türlü kabuslarıyla
elzem olan ne varsa hiç girmedi ki kapımdan içeri
her anıma köz gibi bir hicran armağan edildi zehir zıkkım
çökertip yıkarken tüm emeklerimi kalpteki hayır’sızım
içim ve dışım bir azaba boğulup da duruyor akın akın
yan yüreğim yan çileler hep tıkanıyor nefesine
hazan hep ters geldi bana doğum günümde
her eylülde olduğu gibi
tek başıma kaldım yalnız hem de kimsesiz
yaprak yaprak dökülüyorum köz gibi yakan hislerde
ruhum kökünden kopuk bir ağaç gibi kuru ve yapraksız
ve savruluşta da durur her bir organım her biri bir ücraya
geceye çöken ayda kapanırken gönlümün karanlığında
tut artık sende bir yolun perçeminden
iyi tut ki taptaze kan olsun yüreğinin susuz derinliğine
uyan artık düştüğün o tuzaklı kahpe gönülden
edepsizliğe bulanmış kalbin okları zehirli olur
eninde sonunda gömülecektir o cehennemin esfel-i safiline
her bir anım kızıl bir felakete gebe bu saatten sonra
rüzgarı keserken yüreğimde ki yağmurları
içli bir hoyrat okunuyor belli belirsiz geçmişten geleceğe
özünden kopukmuş meğer
aslı astarı olmayan çıkarcı biri dönüp de dururmuş etrafımda
hatam o sahtekar gülüşlerinin derinliğinde
ve körü körüne yapmacık bir sevgiyle barınmış bu saf yürekte
güpegündüz ortaya çıkabiliyorsa tüm rezilliği
geceyi beklemeye ne hacet ki
çöküş çoktan başlamış bile gönlünün tutarsızlığında
çıkarının kapısı sonsuza kadar açıkta
giren de çıkan da hiç belli bile değil
ve şu bedbaht gönlüm elini tez vakitte çek diyor
illa ki
bir fırsat da doğmuşken yepyeni bir hayata
hemen yelken aç ki an bu an yoksa gidiş felakete
külçe gibi düşmüşüz ellerine sorup da soruşturmadan
şükür ki ellerim bir cana dokunmadı hiç değilse
birde aklı koruduğuma şükrediyorum fitneliklerinden
hele ki
dişlerini hiç çıkarma gözlerini de sakın ha ayırma
ağlar sızlar gibi de yapma bunlar hep bilindik vaka
son demem o ki
bağını tüm şartlarını yerine getirip de sen koparmadıktan sonra
hep bende bağlı kalacaksın girdiğin ve gireceğin tüm günahlarla
hangi kitapta hoş görülüyor ki düze ve refaha çıkar çıkmaz
kalleşçe arkadan hançerlemek
ha birde onca emeğim ve nimetimden sonra utanıp da sıkılmadan
birde sen gözdağı veren mi olmalıydın
haydi elinizi de hiç arkanıza sakın ha hiç koymayın
mimlendiniz nasılsa buyurun yolumda izim de apaçıkça belli
isterse çıksın ortaya bana tüm ettiğin ve de edeceklerin
artık bu işin karanlık sonunu varın biraz da siz düşünün
istersen bölüşelim tüm mazimizi gel de
geçmişte sıcak ne vardı ise bırakıver bana
soğuklar da yakışır kalsın sana
ne sen yanlışlarında da ellerimde yanışta da kül ol
ne de ben donup da kalayım senli gönül üşümelerin de…
(17.09.2016) AZAP…
5.0
100% (35)