8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1311
Okunma

bir zamanlar çocukken
her şeyi merak eden
ve durmadan sorular
soran ben...
gece vakti bir kedi
ağlaması duyup
uykudan uyanan da ben...
yıldızlara bakıp
gökgürültüsüne aşık olup
şimşekler çakarken
içi heyecan dolan ben...
ilahi kudretin büyüklüğünü
tek bir insanın, tek kuru aklıyla
idrak edemeyeceğini anladığımda
daha çocuktum...
yolda yürürken bir tek otu çiğnemeyim
diye, parmak uçlarıma basardım...
çiçekleri koparmadan koklardım...
serçeleri, kırlangıçları
ve martıları severdim...
her göç mevsiminde giden
göçmen kuşların ardından ağlardım
geri geldiklerinde koşup evin arka bahçesine
hoşgeldiniz diye çığlık atardım...
duyan, gören oldumu diye kızarır
eve kaçardım...
öyle bir çocuktum
duyargaları fazla açık
fazla meraklı ama
hiç bir zaman özellerini
sormadım insanlara...
anlatırlarsa dinledim...
ben anlattım, hatalarımı
günahlarımı bile paylaştım
paylaşılmayacak kadar
büyük bir günahla şükür ki
yüzleşmedim...
ne zaman biri canımı yakarsa
önce sabredip
sonra resti çekerdim...
yinede affederdim...
iyi yaratılmıştım
iyiliğim beni yaratandandı
benden değildi...
iyi huylu uysal kedi gibiysemde
sahip olduklarım kutsalımdı
sınırlarım zorlanmamalıydı
yumuşak patilerim arasında
duran tırnaklarım
iz bırakır...
kavgam;
uğruna mücadele etmeye
değer bulduğum herşeyde
kavgamla iftihar ederim...
uysal kediysemde
onlar kadar da ehlileşmez ruhum benim...
şimdilerde
onurlu bir kavganın taraflarından biriyim
yaratılmışların içinde biçilen rollerdeyim
artıyı ve eksiyi yaratan
savaşı ve barışı yaratan
etrafımızı kuşatan
Allah’ım
bu kavgada ben ancak
senden tarafım...
hak için
halk için
bilinçle tercih ederim
kavgamız onurumuzdur bizim...
komşusu açken tok yatmayanlar
zalimin zulmüne seyirci kalmayanlar
haksızlığa karşı susmayanlar
yalanları görüp saklanmayanlar
bu kavgadan
kaçacağımız yok bizim...
korkumuz ecelden yana olmaz
borçlu ölmekten olur
biz bunu biliriz...
borç ise illaki parayla olmaz
bunuda bilir söyleriz...
sibel