0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
994
Okunma
Güya boğazdan geçecektik seninle
Beylikdüzü’nü düşüncesizce düzüp
Hayvani bir içgüdü ile ormanlara atacaktık kendimizi
Biraz güreşecek
Biraz sevişecektik.
Ne oldu sahi ?
Şarapçıların o ekşimiz hayallerini dinlemiyor muyuz artık ?
Çok ayıp ettik
Gücenecek şimdi bize,
İstanbul’un en baba batakhaneleri.
Güya geceyi beş çayında bisküvi diye.
Çaya batırıp yiyecektik
Göğsünden söküp aldığımız ayı gökyüzünden.
Biraz yağmur yağacaktı
Biraz sen ağlayacaktın
Bağlayacaktın şimdi beni
"Gitme otobüs bulamazsın bu saatte"
Ellerin çımalanmış bir gemi oldu ama sevgilim
Ne oldu sahi ?
Kuru sik gemisi gelmedi daha
Bekler durursun artık
Göğsünde bir kilo yapış yapış ayrılık
Dudaklarında kan kırmızısı bir orospu çocukluğu
Kulak memende sallanan bir kahperengi küpe.
Tutun küpeşteye düşeceksin yoksa gemiden demez kimse
Beklediğin gemide.
Bana da dönüp dönüp gösterme götüme sokar gibi
Kulağında ki küpe’şte.
Ne oldu sahi ?
Zeusla rakı tokuşturacaktık
Buz koyacaktık iki tane kadehe
Bir tane yaralarına
Gittin sevgilim
Çok ayıp oldu vücudumun en ücra sokak aralarına
Güya gitmeyecektin
Ama ben bekliyorum işte
Şarapçıların yanında
Zeusun çilingir sofrasında
O ücra sokakların köşe başlarında.
5.0
100% (1)