0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1235
Okunma

Sen ömrüme şiir kal her gün üflerim ney gibi
bağrımda esen fırtınaları hicran diye yollayım
mehtaplı gecelerde derdim artar tarifsiz şey gibi
sevgi hasretin tesellisi gözüm bilip kollayım.
Düşünceler ırmağında kanat çırparken
kelebekler ziyasında aşkıyla döner
gönlüm hicranına mahzun bakarken
kalp vuslata erişince acılar diner.
Ne olur yüreğin mürekkebi dönüşsün bala
kaleminde şikâyetçi akan lavlardan
dünya yıkıldı başıma beşe beş kala
dil yangını sönmezmiş, kavrulurmuş hardan
Had bildirmek mi? ne haddime, haddim değil bilirim
insanların bir çizgisi vardır, bende kendimden bilirim
sormuşlar Hz. Mevlana’ya; okursun-yazarsın neyi bilirsin?
Cevap vermiş aşk eri onlara; Ben haddimi bilirim.
Bazen kendimi kaybeder saplanırım bir soruna
hâlbuki ne bu dertler kalıcı nede yalancı dünya
bazen çizer gözyaşlarım acının haritasını bende
bir de bakmış gerçek âlemdesin bitivermiş rüya
Dünyanın en zor şeyi geçim ehli olabilmek
öyle insanlar var ki her harekete mana verir
çok geniş bir hissiyatın odak noktasında durmak
daldırır derin düşüncelere çıkılmaz hale gelir
Yarabbi; yanlış anlıyorlar söylemek istediğimi
sen kalbimi müsterih eyle, anlaşılır kıl dilimi
düşmanlık besleseler de kimseye kötülük etmedim
kalbimdekini biliyorsun, dost dediğimi sadece sevdim.
Şimdi son yağmur damlamı sevdalıma sunarken
Kim bilir daha ne acılar, özlemle bekleyecek anı
Peki, tahmin edebilir misin, acıların insana biçtiği rolü?
İnsan yüreğinden terliyor, kaybetmemek için sevdanı
yusuf erdoğan