4
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
2149
Okunma

Seni özlemek
hasretten alıntıdır
kayıp bir şehir gibi gözlerinin içi
kıyısında yağmurları bekleyen
ülkem gibi
anlıyor musun ?
bir şairin elinde
bir türkünün deminde
aşk hangi günahın ortasında uyanır bilinmez
içinde ki uçurumun kenarına saklanmış kök olayım
tutayım her düştüğünde
ben olduğumu bilme
her kum tanesi dağdır yüreği mecnun olana
saklama kendini
kafasını kuma gömmüş şu ölüler dünyasında
aşk bir eylemdir kapama gözlerini
biz seninle hiç üşümedik değil mi ?
yüzyıllık bir ağacın kabuğundan sıyrılmış gibi
donanı karla ovarlar ey can
acın acımdır
ağlama de hadi
yüreğim mahşer yeri
üşümek derin ağrılı bir aşk gözlerimde duran
öyle derin bir mevzu ki
kundakla rivayetleri
dolunayın sakallarından sızan ay ışığı
gecenin giz’ine saklanan
ve zulasında hazin bir sevda barındıran
pusat’ına aşık eşkıya şimdi
aşkın masumluğunu öldürmüş bir neslin
ağır tahribatıyla sevemem seni !
kavim göçerlerin kıl çadırında doğmuş yabaniyim ben
kaybet/me beni !
birazdan
kendimi bırakacağım gecenin kollarına
aklımın arsız voltalarıyla
ve yüreğimin unutkan yanıyla
bırak
hangi zaman dilimin de olduğumu bilmeden
sevdanın kainatında karşılayayım seni
hadi
giyin üstüne aşkın türküsünü
nû kalmasın mistik göçerlere
kuşların kanatlarından üryan akışıyla doğacak
gökyüzünün gelini
uyuyor musun ?
sensizlik ahir zaman
hiç bir düş basit değildi
hiç bir his geçersiz
duyguların ihtilal yaptığı vakitte’yim
suyun ayak sesiyle gel
yağmuru hatırlatan dudaklarınla öp
duy nidasını efkarın
ve duy vuslat-ı aşkın hasretini
Şiir / MineKuş /
Çizim /Eren Keçeci /
5.0
100% (6)