13
Yorum
26
Beğeni
5,0
Puan
697
Okunma
Vefasız evlatların olarak
önce biz sana ihanet ettik
Sıra dağların eteğindeki
o masalımsı vahayı
baştan sona talan alanı eyledik
Cennet misali bir yerdin sen
uyurdun kışın
çekip kardan yorganını üstüne
usulca yaslanıp Toroslar’a
Bahar görünüp de düştü mü üç cemre
kıpırdanmaya başlardı ağacın taşın sevinçle
az ısınsın hava ürperirdi
salkım söğütlerin sürgünleri
başlardı akıp giden sularla oynaşmaya
selvilerin sanki
bir nağme eşliğinde
salınırdı rüzgârda
Meyve ağaçlarının zümrüt yeşili yaprakları
toprak damlı doğa dostu evlerin pencerelerini okşar
ulu mu ulu dutların gölgesinde çocuklar
sabahtan akşama oyunlar kurardı
bahçenin köşesindeki Ağustos armudunu bir sallardık
yavru keçiler bizden önce koşar doyardı
Sorup duruyorum
nerede kadim kentin
dört bir yanından geçen billur suları
çeşidini unuttuğumuz allı yeşilli meyve ağaçları
o canım asmaları bostanları
Dİlim susa soyunurken
içimde bir isyan
nasıl bulsun mor menekşe
yuva yapacağı
kerpiç duvar kenarında gölgeli kuytuyu
Ya kaplumbağalara kirpilere
hani yeşillikle su
Sanırım biz bir masalın içinde yol aldık
ya da yaşadık dediklerimiz
bir hayaldi gerçek saydık
çok güzel bir rüyadan
zamansız uyandık
tly
5.0
100% (20)