SUSMA
Gözlerinden segâh makamında
Şarkılar duyduğum kadın… Susma… Dünden kalan kırılmış hayalleri Biriktirmekten yoruldum artık Doldururken yüreğimin tavan arasına Hiçliğimi Umursamadı ne dünüm ne bugünüm Hicran yağmurlarının akmasını Çatısı delinmiş yalnızlığım… Gözlerinden segâh makamında Şarkılar duyduğum kadın… Susma… Bir gülüştür çölümü vahaya çeviren Belki de merhabaların… Telaşları gelişlerin heyecanı Telaşlı gidişlerin tedirginliğidir Gözlerimdeki Aldırma… Gülmeyi unutan çocukların Uçurtmaları kaçmıştır Yoktur üç tekerlekli bisikletleri Ya da başucunda duran iskarpinleri… Gözlerinden segâh makamında Şarkılar duyduğum kadın… Susma… Kahkahaların sararken çehresi Düşmüş duvarlarımı Giderken bir tebessümünü bırak Yeter… Sıcak bir çayın buğusunda Sigaramı yakarak Katık ederim yalnızlığımı Dört yandan kuşatılmış zindanında… Başgardiyana diklenir o vakit Umutlarım İçimde gülümser ağlayan çocuk Elma şekeri gelir aklıma sonra Gülümserim… Gözlerinden segâh makamında Şarkılar duyduğum kadın… Susma… Kokun uzak diyarlarda kalsın istersen Sıcaklığın buz dağlarının altında Yağmur bakışların Kurumuş pınarların kurnalarında… Dokunursa eğer parmak uçların dokunsun Ürkek Korkmuş Üşüyen parmaklarıma… Gözlerinden segâh makamında Şarkılar duyduğum kadın… Susma… Yağmurlar altında kurudum ben Ateşler içinde üşüdüm Karlarım siyah yağarken dağlarıma Kefen beyazı yarınlarımı vurdular Can çekişti yüreğimde kalan son yolcu Gidişlerde kaldı gözlerim Dönüşü olmayan Ve olmayacak olan… Gözlerinden segâh makamında Şarkılar duyduğum kadın… Susma… Gelişlerin Gebe kalmasın gidişlerine Buyur ettiğim kapı Bilsin senin geldiğini Akrep kovalamasın yelkovanı Firari zamanların kaçağı bilip Seslenmesin yollar uzaktan uzağa İkide bir… Neş’elensin çay dolan bardağın Parmak izlerini saklarken “İyi ki geldin” desin Kabına sığmayan şu koca boşluk Gözlerinden segâh makamında Şarkılar duyduğum kadın… Susma… Ali ALTINLI - 25.08.2016 Saat: 14:44 |