9
Yorum
18
Beğeni
0,0
Puan
1118
Okunma
bağ bozumu
bir an için
sen benim gözümden göçüp gidersin
öyle bir günün ağırlığınca birikir yüzün
giderken ömrünü emanet bırakır düşler
yaşamak için
çok şeye alışır her insan
her insan gibi dağılır mutlak gökyüzü
savaş ve barışında bir sonu vardır
yaz gelip geçer
tükenirde mevsimler o sonsuz tuvale düşer
ve yaşar nasırlı eller bir anıt misali
çatlar sadrımda eylüle gebe yağmurlar
b-içilir gözlerimin biçare şafağı
bilseydin korkularımın işgal edilmiş infazını
gözlerinde bir rüyayı saklayıp
çökerdin uykumun en munis kıyısına
ölmek sonsuzluğa çare
gel uyuyalım aşk şakağında
yaşamak bir nefes kadar tutsak içimde
son hayal içinde titreyen bir serçe gibi
ıssızlığa müştak olur ellerim
yorulur rüzgar okşayınca tenimi hasretin
düşer uzaklardan tanıksız bir ölüm gölgesi
yeminli ayetler sökülür mihrabında alnımın
kurumuş dudaklarımda son akşam telaşı
vurur bağrımdaki bu tutsak güne
göçer emanet kuşlar sinemdeki çatıdan
uçtukça içime döner her göç sevinci
bu gün ki o dünlerden kalma bir anı
ne sen asılır mahyasın da yüzümün
ne hatıralar bana bir lütuf şimdi
toplanıp gider yüreğim tutsak bir şölen için
uyandır gözlerimi sevdiğim
kalbimin derinliğince çılgın bir nehir
vurdukça içime toplanır gökyüzü
boz bulanık bir hikayenin finali
gibi derindir sonsuzluk
fark ettim bu sabah kalbimin
çiğnenmiş son yola döndüğünü
bir tarihin doğması gibi bekliyor ruhum
gelip geç diye sevdiğim
my