4
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
1266
Okunma

Gecenin kör karasında kaldırınca başımı
Bitmez bir ihtişam ile gözün düşer gözüme
Gönlümü coşturan şavkın değdiğinde yüzüme
Bahar sellerine döner zapt edemem yaşımı
Gökyüzünün derininde şevkle yanıp sönerken
Özlemle ararım seni acep hangi ildesin
Canımda sakladığımsın hem de zar-ı dildesin
Derviş misali çevrende çark eyleyip dönerken
El ederim telaş ile haykırırım ardından
Ne sen duyarsın sesimi ne de başka bir fani
Feryadım dağları delse inletse de cihanı
Dünyanın haberi olmaz bu garibin derdinden
Sonra ellerim koynumda kaderime yanarak
Ben kendimde kaybolurum bürünüp karalara
Ram olurken ruhumdaki fırtına, boralara
Ağustosun ortasında yüreğimden donarak
04.08.2016
5.0
100% (9)