Şimdi kim sarıp ısıtacak
Buzul çöllerinin ayazında bir başına kalakalamışlığımı,
Üşümekten donmaya yüz tutmuş ruhumu?
Şimdi kim silecek yanaklarımı yakan, boydan boya parçalayan gözyaşlarımı?

Kim susturacak aziz kim
İçimde ağlayan sevgi yumağı küçük masum çocuğu?
Söylesene nerdesin?

Şimdi ben kimin omzuna dayayacağım başımı
Kime yaslanacağım “dağım, ömrüme varım” diye…

Kim tutacak elimden aziz
Sana yazdığım aşk şiirlerini kime okuyayım dinlesin diye
Kime anlatayım ki bilsin sevdalarımı?

Sokaklar susarken düşer geceye hüzün
Gözlerime, gönlüme düşen endamın, gül yüzün...
Ahhh aziz, ahh sevgilimmm…
Şimdi kim olacak tutunacağım dal
Ben uçurum kenarlarında
Gel gel diye çağıran dipsiz bir kuyu derin bir yar
Ben çalkantılı kükreyen bir deniz
Ama dudaklarımda alev alev
Hece hece senin adın
Hem dünyamı, hem yeri göğü doldurur yar…

Şimdi hangi gözlere bakıp,
Derinliklerine dalıp kaybolacağım ben aziz?
Hangi şefkatli yüreğe sığınacağım adamlığına/insanlığına güvenip?
İllere, ellere bey, sevdam, sevgilim aziz…
Ayrılıklar ölüme eş
Özlemler fasılasız yakan ateş…

Bir avuç sevgiye vurgun yedi yüreğim
Yüzölçümümün her milimetre karesinde
Senin nefesin, kokun, el-ayak, göz, yürek izlerin…
Sevgilim
Aşkında forsa olduğum adam, kocaman asil yürek…
Kirpiklerinin gölgesinde dinleneyim.
Bir kuş kanadı olsun
Bir rüzgâr
Bir yağmur, sel tufan boran
Ve dahi yıkıp giden bir heyelan…
Bir otobüs,
Gemi
Tren
Her ne olursa olsun beni sana
Seni bana götüren /getiren
Adı konmasa da olur aziz
Kavuştursun yeter…

Diyecekler “şimdi kaldı mı bu zamanda aşktan ölen?”
Ha şunu bilsin herkes
Anladım ki güzelcem
Anladım ki beylere han, ömrüme sultan, aziz
Mümkün değil/miş seni severek, senden uzakta sensiz yaşamak
Benim sana olan sevdam belki de yaşanmış en son en büyük aşk diye
Bir gün tarihe yazılacak
Bil isterim
Aşk yalan, sevmek yalan diyen herkese kapak olacak…

_______________ ilkayyb.@ 2016