0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
857
Okunma

Sen bilmezsin bu havaları
Ayazdır, kanar dudakların
Barınamaz şarkılar bu yağmurlarda, gül kokar gelincik havasında
Körün gün aydınlığına eşdeğerdir bu ışıklar
Yetim sözler büyür niniler kucağında,
Olası bir sahipin başında tülbent işlemesi
Uzanma güneşe donar ellerin kimliksiz bu coğrafyada
Hat yok hathat yok basit bir lacivertin
sınırlarında
Kuşlar göz alabildiğince mevkisizlik sınırında
Dikenli sınır terleri arasında uçmaya gönül vermiş kır bir at düşü
Mayınlı arazi,çiçeksiz yenilikler, keleş sesleri
Sen bilmezsin bu havaları
İt ullar gün doğar pencere den içeri
Yıpranmış resimler saklıdır birer hikayesi ile cüzdanlar içinde
Ağlanacak bir mabetleri var en varoş yıkık kuytular içinde
Geceyi beklemez ıslanmak için kediler
Kurt postuna bürünüp gündüzü dize getirdiler
Dedik ya
sen bilmezsin bu havaları
Ağacın gölgesinde yanar geçmişten kalan tüm alıntılar
Parmakları kesik olasılıklar doğar
Her matem sahibine ağır
Yas tutmak bir kaç saate sığdırılır
Şeytan tahtında uykuya kalmış
İnsan tüm gereksimleri omuzlamış, şeytanın tacı başında
Büyür besmelesiz yeni fidanlar,
Büyür ölümü unutmuş fani ayaşlar
Büyür dünya, göz büyür, cüzdan büyür
Küçük yaşamlar arasında sesizlik büyür...