0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1260
Okunma

kızmak bir duruş biçimidir, dahası bir tepki
ama biz kimseyi satmadık, dostluktur baki
yüzler alışmışsa tükrüğe, kaşalottandır derisi
vallah ben tükrüğe acırım, söylenmiyor gerisi
söz önce yürekte doğar gelmeden lisana
dil ve gönül bütünlüğü, şahsiyettir insana
sevgisiz bir kalp huzursuz ev gibidir
düşünceler kangrendir hayat anlamsız
maneviden beslenmeyen insanlığını yitirir
taşlaşmış bir kalpte, her şey manasız
bir kalp düşünün sevgisiz, virane her yanı
şöyle bir misal sanki, bal yapmayan bir arı
her tarafı güherçile kangren sarmış her yanı
ve sanki;" ışıksız bir ruhun muhabbetsiz baharı"
madem yazıp çiziyoruz toplumsal bir gerçeği
hiç bir edebiyat anlatamaz ölüm gibi gerçeği
önce kendimize dürüst olalım popülaritemi gelir tebliğ mi..!
önce hangisini batıralım bize, çuvaldızı mı yoksa iğneyi mi..!
madem yazıp çiziyoruz ve seviyoruz paylaşmayı
ilk kabul nefsimize diyelim önce kendimizi aşmayı
dil ve gönül bir bütünde, erişmişlerse maksadına
adam gibi şahsiyet çıkar, farkındalık katar tadına...
hep sen aydınlıktın; bizler, henüz ağarmamış gece
hiç boş durmadın iğneledin,alay ettin gündüz gece
reformcuydun üstelik;savaştın bindörtyüzyıllık yapıyla
sırası gelen hesaba çağrılırdı, her şey bir nefes farkıyla
kimileri kalplerinde iman coşkusu ve sevgiyle yaşadılar.
kalpleri onların evleriydi ve peki neydi böylesine coşku?
onlardı,ruhen bir aşkın kervanında inanç yüklü bir manzume
onlar Allah’a adanan bir yolda, güneş misali doğuyor kalbime
düşün; hangi tohum toprağa atıldı da yeşermedi
düşün; söz yüreğin içtimasında, bolca çalkalanır
boşver, benim hakkımda başkaları neler neler demedi
hiç üzülmem ki, taşkın gönüllerde, sel gider kum kalır........yusuf erdoğan