5
Yorum
21
Beğeni
5,0
Puan
2028
Okunma

Önce çocukluğunu çaldılar
Ellerinde kırılan oyuncaklarından kalan parçalar
Yüreğin gibi darmadağın
Avuçlarına gözü yaşlı bir ömür bıraktılar
Bir iftar sofrasında
Elinden düşürdüğün kaşığın umutların olduğunu bilmeden
Öfke katarak ekmeğine aşına
Umudunu çaldılar
Kitaplarını aldılar
Kader defterini karaya buladılar
Oysa ne çok severdin kitap okumayı
Yazgına hayat kavgası yazdılar
Payına ekmek davası düştü çocuk
Baharında cana canan bildiğini aldılar
Sınıf farkı dediler yüreğini dinlemeden
Ön yargılarla ötekileş tirdiler
Sevgiyi öldürdüler çocuk, ölenin sen olduğunu bilmediler.
Acımadan gözlerinin ferini çaldılar
Yaralı yüreğine merhem diye zehri sürdüler
Bataklıkta çırpınırken anlamadın dostu düşmanı
Güneşini çaldılar çocuk
Karanlığa mahkum ettiler
Azrail bile kaç kez kapın çalıp kıyamamışken
Tüm sevaplarını çalıp ruhun günaha sardılar
Divan-ı mahşeri hesap etmeden
Azrail’in oldular çocuk!
Tende can bırakmadılar.
5.0
100% (12)