Şeyda bülbüllerinin dilidir
aşk gam ile rüzgar
uykuna vardım sakın uyanma
daha sabaha çok var

gönül telimi titreten bir dem
hayaldir ha geldi ha gelecek
yüzüme vurduğum su
cırcır böceği avuçlu Leyla

dizlerimi kırıp oturduğum huzur
Ay yüzlülerin makamıdır
ruhuma ne iyi geldin ey yar
derdest edilmiş ömrümün hürriyeti

kaldırdım başımı şimalde bir yıldız
asmalara yürüyen yüzünde su
karıncaların aklındaki sessiz derya
ben nasıl haykırdım böyle

bu dünya makamı değil sanmam
kadim milletlerin ahı olsun
bir peygamber anası düşün nasıl
iftiraya susma orucu tutsun

bildim savrulup giden ömrümün
hakikati avuçlarında senin
yumruk kadar acunda yapayalnız
iki ayrı dünyayız bu gün

yarın hakikat sahnesinde
kavuşacak tüm ayrılmışlar için
titrek bir mum alevinden çık gel
haykırayım namaz uykudan hayırlıdır

gel utanmış yüzümün ar’ı
beklenenlerin ve gelmişlerin en güzeli
evimin duvarı bahçemin çiti
umudumun hevesi yıkılmadan gel