Gaybi ufuklar ve intizar sahrası,
Bekletilirmiş sadakatle bekleyen.
Bu dönüşlerin hiç yok mu vaktası,
Her dertlerin bağrına vuslat ekleyen...

Afaki gıcırtılar, durağan sesler...
Zaman fabrikasını sardı bulutlar,
Ruh apartmanımda yıkık hevesler
Enkazdan hazinelerle dolu umutlar...

Ceviz kabuğunda beynim, eriyen...
Ruhum ulaşılmazların sarhoşu
Son sokak çıkmazında beni bekleyen,
Ölümlük bir sevdanın sersem varoşu.

Dişliler döndürüldü önden geriye.
Kırıldı kabuk kabuk irade elim,
Olurda bu hasretlik son bulmaz diye,
Dürülmüş defterimi sağdan bekledim.

Nefsimi yumak yumak çile yoğurdu.
Hatıra meskenimde kan çanaklarım...
Ferhatlar dahi olsa yorulurdu...
İçimdeki ateşle güneşi dağlarım.

Köşeler, ıssız , yalnız , sırlı köşeler...
Firak sağanaklarında sığınaklarım
Hele de sizdeki sırra erişseler,
İtibar bulur ; yitik göz pınarlarım...