bana sırtını döndüğün günden beri,
bağrında ateş yanan bir dağ gibi susuyorum
kanayan her bir yaramı kendi ellerimle biraz daha azdırıyorum
yalanlarıma yataklık, gerçeklerime ise çelme takıyorum
anlayacağın koca bir yalanla yaşamaya çalışıyorum
dürüstlüğüme rest çekiyorum..
günler geçtikçe biraz daha gaddar, biraz daha acımasız
biraz daha nankör oluyorum,
elime tutuşturulmuş ruhu olmayan namluda
zamanım serseri,ben peşinde bir avare,
ölümsüzlük satıyorum etrafıma,gerçekleri bile bile
sesim çıkmıyor ama;
her gece türkü söylüyorum tanımadığım yosmaların koynunda
bir avuçluk canımı koşturuyorum ardından
sırf sana inat,işkence ediyorum canıma ..
gökyüzünü kendinden, güneşi renginden,
ayı gölgesinden çalıyorum bir hırsız zihniyetiyle
sana olanca kızdığım,dan ...sonra
akıtıyorum kanımı,senin yollarından,dönüp bakmıyorum ardıma
çıksın istiyorum bir an önce ruhum canımdan..
nerede bir göz yaşı ,nerede bir kahpe ayrılık varsa
alıp sürüyorum bedenime..
çeksin istiyorum tenim,de canı can içinde
bedenimi atıyorum okyanusların soğuk sularına
kapılsın gitsin,ölsün istiyorum bir zatürre yavşak lığın,da...
açık bırakıyorum solumun kapılarını ardına kadar
gelsin girsin istiyorum ayaz çalan soğuklar
düşürsünler istiyorum kalbimi hasta,
boşalsın istiyorum kanlı göz yaşlarım yanaklarımdan..
istemiyorum kalmasın benden bir kırıntı kayıtlarda
tükenmek istiyorum doğmamak üzere bir daha
yok olmak istiyorum yokluğunda
yansam,da hasretinle ,susmak istiyorum sana...
bağrında ateş yanan bir dağ inadında.....


LESKÜY NARUT......YOK OLUŞUNDAN BİR ÖNCEKİ GÜN...