22
Yorum
41
Beğeni
5,0
Puan
1756
Okunma

Kırık tebessümler durağı:
Satılmış hezeyanlardan müteşekkil
Ve içli bir kaygının depreştiği tekil haznemin
En münferit bildirgesi belki de
Gömülü heyecanlarımdan arda kalan
Yitik bir tecellide saklı,
O durağan benliğim kadar;
Tahakkümperver ve gönülsüz sıra dışı
Üç beş cümleden sızan saklı bir isyandan da derbeder
Issızlığın kıyısında sipere konmuş gönül sesim:
Hanidir kırık bir sazın böğründe saklı tuttuğum
O isimsiz türkünün seferberlik çağrısı ki
Demlendiğim ömrün çatık kaşlı serzenişi,
Bilfiil sorgulanmaksa, en alası…
Yitik bir mecra belli ki suyu çekilmiş deniz,
Yine de boğulmaktan geri duramazken,
Kurak ve bakir bir ovanın tabanında
Açmak telaşı içerisinde
Ne çok boynu kırık çiçek huzmesi,
Gölgesinde rahmet yüklü benliğimden sızan
Bir yakarışın peyda olduğu kısık bir terennüm,
Gel-gidi tümcelerden ki boynumun borcu
Kaleme verdiğim hükümden yüreğe dolanan.
Niyazı, ne naz ne mütecessis bir teselli;
Gömülü iklimlerden yola çıkıp da
Rast geldiğim o eşsiz devran:
Haznesinde gönül dostu üç beş kelam,
Hayli tedirgin imlerden müteşekkil,
Ve hayli yorgun bir ömrün atlas yalnızlığında
Bağdaş kurduğum o efkârı yâd edip…
Yine de söylemedim henüz son sözü:
Hani olur da gelir ansızın aklıma
Ve sıdkı sıyrılmış bir imgeden çıkıp da yola:
Başı olsa keşke tamamlayamadığım cümlenin
Ve muzdarip gölgelerden şu sessiz benliğin ikrarı.
Doğurgan bir kadın kadar sevgi dolu evrenin
Yüzü suyu hürmetine o keramet:
Asılsız, beşeri bir aşk yerine baş eğdiğim tek rahmet:
Doyamazken aşka ve başım dik,
Hanidir aslımı aramaktan bitik;
Sadece O’nun indinde bariz ve yitik bir benlik,
Gönülde saklı erip ereceğim hidayet.
5.0
100% (34)