14
Yorum
23
Beğeni
5,0
Puan
1211
Okunma

İndi, betimsiz hercai gönül baz dilekler,
Hörgücü ahkâm yüklü bedeller;
Görmeden yâd ettiğim en demli ve derbeder
Gönülsüz solmuşluğum.
Surelere yığdığım anlık sergüzeşt ve nice
Sünepe nice tahakkümden peyder pey dökülen
Süzgün, ölü düşler.
Rağbet etmedim mi sanırsın;
Belki de belirsiz bir yolculuğun en sıra dışı
Ve sırnaşık imgesi, dilime pelesenk,
Hanidir yorgun hanidir yılgın
Vebali boynuma, demekse
Sor bakalım; ne gelir elden?
Tütsüledim geceyi aşkın indinde,
Gölgelere rehin vermiştim oysa
Çaldırdığım o çocuk günlüğüm.
Her sayfasında çalakalem
Satılmışlığın müridi iken evren,
Hanidir soluklandığım en gömülü bedel,
Süregelen bir miladı nihayete eren.
Gölgeli hüzün, sağanağın iminde takılı,
Gök kubbe dahi dargın yeryüzüne,
Hangi beşerse tekelinde ihanet,
Eline yüzüne bulaşan kirli bir hikâye,
Mensubu kara şifreli reçete.
Adı ya da aksanı,
Sanrı yüklü hezeyandan ibaret
Çalakalem söz birliği içinde sefalet yüklü
Gölgeden ne ise beklediği keramet.
Dünlerden müteşekkil,
Yarına hicap yüklü bir yakarış,
Ellerimde sürgün ve naif benliğim:
Rencide ettiğim en ölgün ve yalnız gündönümü:
Kavuşamadığım niyazım,
Kar yağarken isyanım,
Gölgelenen baharın coşkusu,
En sitemkâr şarkı çaldırdığım ömre
İthaf ettiğim.
Anlamsızım hele ki ansızın sürgün edildiğim
Sınırsız yolculuğu payidar kılan,
Tek kişilik koltuğumda baş vermişken;
Demlendiğim, mimlenmiş benliğim:
Olmazın oluru bir çöküş,
Sanrılara bedel yüklediğim
Aykırı bir düğüm;
Ucunda sallandırıldığım ve sonlandıramadığım
Bir acıyı payidar kılan o serzeniş ki;
Akla zarar batılı hüznün.
5.0
100% (19)