2
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
715
Okunma
bazen silik bir fotoğraf karesi gibi
gelir gözlerimin önüne
mazinin o unutulmaz
sancılı aldanışları
önce gülümsetir
silinmeyen mevsimler gibi kısaca
sonra zehre bulanmış bir acı başlar
ki sorma
deştikçe yığılmış anıları teker teker
sinematoğrafik kareler gibi
hatırladıkça an be an yaşananları
seyirci benmişim
yönetmen benmişim
oynayan benmişim gibi
kendime güler
kendime ağlar
kendime kızarım
çala kalem karalarım akıl defterime
sayfalar dolusu saçmalığı
pılı pırtısını toplamış
salaş bir yalnızlık çıkar karşıma
yazdıkça yazarım kara film eskislerini
yazdıkça azar içimden bir öfke tufanı
bir fırtına kopar
ki sonra sular seller gibi
yağmurdan boşalmış dereler gibi
pencerelere vurur rüzgarımın patırtıları
durulurum ilerleyen satırlarda
dururum bakarım aynadaki yüzüme
insanlıkdan çıkmış bir adam görürüm karşımda
Ayna bana güler ben aynaya küfrederim
kalleş...hain... melun bir mızrak saplanır yüreğime
küllenmiş ne kadar acı varsa çemkirir suratıma
acıtır takır takır söyledikleri
acır yüreğimin yıkıntıları
yıkar be içime
direnmiş ne varsa
her seferinde...
5.0
100% (5)