1
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
1478
Okunma

Avcının yakaladığı küçük kuş birden konuşmaya başladı:
- Ben minicik bir kuşum dedi, etim, dişinin kovuğunu bile doldurmaz. Eğer serbest bırakırsan işine yarayacak üç öğüt veririm. Dinle, birinci öğüdüm şu: "Olmayacak bir söz duyarsan, asla inanma!"
Avcı şaşırmıştı. ikinci öğüdü isteyince küçük kuş:
- Beni bırak, ikinci öğüdümü şu damın üstünde vereceğim dedi.
Avcı kuşu bıraktı. Bir lahzada dama konan kuş:
- Dinle dedi, "geçip gitmiş şeyler için asla üzülme". Olan olmuş, biten bitmiştir çünkü. Bak, benim karnımda on dirhem ağırlığında bir inci vardı. Çok kıymetli bir inciydi bu. Ne yazık ki elinden kaçırdın...
Avcı daha çok şaşırmış, kuşu serbest bıraktığına pişman olmuştu. Ah vah etmeye, saçını başını yolmaya başladı.
Kuş:
- Ne oldu? diye sordu. Niçin dövünüp duruyorsun? Ben sana olmayacak söze asla inanma dememiş miydim? Sen karnımda inci olduğunu duyunca bu öğüdü hemen unuttun. Kendisi üç dirhem gelmeyen kuşun karnında on dirhemlik inci olur mu hiç? Üstelik ikinci öğüdümü de unutmuşa benziyorsun. Hani elden kaçırdığın şeyler için asla üzülmeyecektin!
Avcı utanmış başını yere eğmişti.
- Üçüncü öğüdünü ver bari diye inledi.
Küçük kuş damdan kalkıp yüksekçe bir ağacın dalına kondu ve oradan gökyüzünün boşluğuna doğru süzülürken şöyle bağırdı:
- Behey sersem avcı, sen verdiğim ilk iki öğüdü tuttunmu ki üçüncüsünü istiyorsun?.. Mesnevi"den
Hz Mevlana.
Kara kışlar dedim, üşütmez beni
Bu vefasız sevdaya düştüm düşeli
Göz pınar oldu, gönül hep yaslı
Bu vefasız sevdaya düştüm düşeli
Düşlere sattım, verdim Gül ömrü
Yâr hayalin bile vefasız çıktı
Herkes sevdiğiyle Gül bahçesinde
Dikenleri ayıklamak bana mı düştü?
Ol deyince hemen oldu bu alem
Karar kıldı zerre, yazdı da kalem
Akıl başta, söz dilde, iman gönülde amma
Bu sevda n’ola ki tutmadı bende...
Ey kuluna Halim, kerem buyuran
Takatsiz gönüle şifa bulduran
Senin sevgini, maldan, mülkten ve sudan
Herşeyden canıma sevimli kıl...
fuzuliM
5.0
100% (8)