10
Yorum
33
Beğeni
5,0
Puan
1354
Okunma

dilemma...
on iki eylül çocuklarıydık
kancık silahlarla durulduk
bıçak yarası gibi sevdaya
on ikiden vurulduk
ihtilalden üç beş yıl sonrasıdır
herkesin eylül öyküsü vardır
bizimkisi alengirli yalandır
..............................eylülden sonra asker oldum
..............................eylülden sonra aşkı buldum
.........................eylülden sonra damat durdum
............eylülden sonra evliyken okullu oldum
ekim devrimi gibi ömrüm
hep kan hep gözyaşına boğuldum
oysa ki ben ilkbahar doğumluydum
Leyla’nın Mecnun’u var
Aslı’ya Kerem’di yar
Feriştah sen beni
kara gecenin yalanlarına sar
ve sen yüreğimde fer/yadın
zemheriyle efsunlanmış soğuk kadın
melankolik bir amcadan kalmıştı adın
.
.
.
..............................(eylülden sonra asker oldum)
askerlik on sekiz ay dediler
hasretimden ağlıyordu gemiler
onca zaman görmeyip bilmediklerim...
köyün meydanında gözlerimin önüne serdiler
ihtilalden ihtilale büyüdük
aşk yolunu ölü ozanlarla yürüdük
ham meyveyken körpe dalda çürüdük
..............................(eylülden sonra aşkı buldum)
annemin düşünen sözleriydim
ağabimin dürüst gözleriydim
ablamın sevgi yüreğiydim
sevdadandır oğul demesiydim babamın
bi ben yoktum vardıysa ötekiler
bi ben har’dım sır’dıysa ötekiler
ötekilerin mezar bekçisiydi yüreğindekiler
..............................(eylülden sonra damat durdum)
elalemin dudağın da harlayan ateşi gördüm
bir yalanın dilinde parlayan ayrılıktı ömrüm
onca zaman görmeyip bilmediklerim...
kara bir köpeğin üçlemesiymiş meğer
ırmaklardan ağlayarak geçmişim
bir yüzüğe bin azrail seçmişim
zehr-i şerbet aşkı ile içmişim
....................(eylülden sonra evliyken okullu oldum)
nişanlıyken aralanan kapının dili çaresiz
ardına kadar açılırken esmer şeytan-i dinsiz
onca zaman görmeyip bilmediklerim...
karabasan uykusunda korku gözleri edepsiz
hiç bir zaman hiç bir yürek rahat durmadı
kanadı ekmek derdi aşk yarayı sarmadı
bir okul ki bir yıl yürek vurmadı
...
sabaha eşinin kaçacağını anlayan
temaşasını gönül gözünden gördüm
geceden ayakkabısına akçe bırakan
koca ozan Aşık Veyselden de kördüm
geçti ateşten ve ihanetten silmediklerim
onca zaman görmeyip bilmediklerim
bir masaldı sanki dinlediklerim
...
"yıllar da geçse demincek
bıçaklanmış dal.." değil
kökünden sökülmüş ağaç
toprağına aç
sen zehir saç
"gördün mü Şükran’ın yaptığını"
diyen kara it için
-öldür Şükran yengeyi
.....................öldür anneyi-
siz de söylüyorsunuz diye kaç
ve derenin sesine karışırken
bir zibidinin sesi
"Şükrana mı geldin?" deyince
soğuk sesimle ve buz gibi gözlerimle
"hayır
ben sevdiğimin annesine geldim
senin de Şükran yengene" diyosam
anne hakkının ödenmezliğini bildiğimdendir
kul hakkından da öte
hadi hadi sen git esmerler cehenneminden de öte
dedim ya
sarı saçlı
kumral tenli
çay buğulu kahve gözlü
on iki eylül çocuklarıydık
...zemheride kar yalnızlığına savrulduk
..............kancık pusularda yalanlarla vurulduk
5.0
100% (26)