3
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1200
Okunma

Gün geceye rakkasedir
Gölgesinde
Oturak.
Kalçalarım …
Ahh… kalçalarım…
Şarkıların nağmesi
İşvesi,
Salın gel koynuma ,
Dölüne sunaklar kayıp bağ arasında.
Elmalara benzetilir(di) memelerim
Dalına küs.
Sanırsın gül dalı
Düş,
Ten’siz.
Kitap
Bitap dökülür üstüme,
Ayak bileklerimde hal hal …
De ırgat,
De beyzade,
De burjuva,
De gel…
Geldim se ,
Bir testi kır,
Bir yüz görümlüğü,
Bir bez bayrak as.
Kasığının suyunda
Kirim
Arınsın ten’imden.
Eye kemiğinden ayrıksı ten ha ,
Tin gahlarında “Havva” (g)izi kalır,
Lilith’ye savrulur kaçak isyan.
Kirpiklerimin sürmesi
Süzülür yastığına,
Eleklenir teleklerinden kapkara.
Destanlarından,
Şiirlerden içre kentlerin tenhasında
Adım
Aşk,
“zehirli sarmaşık “ tır yaprağında.
Ara ki bulansın döşün,
Tadı dilinin ucunda tiryak,
Dem heyhat !
Adım ki,
Yüzyıllık adım
“erkek gibi kadın “
Yüzlerce yıllık adının ardılı adsız.
Adım
Manhattan New York ta işçidir,
Dokuma tezgahlarına dökülen terimin aynasında.
Ki sütten artık
Anason kokar
Bebelerimin ağlak dudakları
Çalışmak zamanında.
Okunmadı,
Yazılmadı daha …
Babadan miras
soyunur pembesinden
Vardiya sabahları …
Adının yokluğundan kadın.
Havva Kılıç
5.0
100% (3)