18
Yorum
21
Beğeni
5,0
Puan
1518
Okunma

Yorgun bir köle gibi
Düşeceğim ayak uçlarına
Dil çıkaracağım yalan gülüşlere
Bir adam tokatlarken geceyi
Kopacak çığlıkları köy ağasının
Elinde eski bir oyuncak
Çocuk olamadığı çocukluğunun gizemi
Ayak seslerinde kaybolan
Yerin dibine batasıca insanlık
Gözlerimin en derininde
Çukurlar açarken hüzün şehirleri
Eyyamcılar sokağında
Yıldızlı ihtiraslar korosu
Ve aklımda
Yağmurların iç karartan çaresizliği
Müphem duyguların esrikliğinde
Darma dağın olmuş etnik yalnızlıklar
Geçme adam artık bu mahalleden
Bu sokaklarda boşuna söylemedik
Çocukluk ve gençlik aşkımızın şarkılarını
Sarıp sarıp götürdüler uzaklara
Umutlarımızın cümlesini
Bize kalan
Bir avuç boş teselli
Çarmıha germişler delikanlı bakışları
Gök aynı gök de
Yer aynı yer değil
Sen bilmezsin kaç gecedir
İçtiğim sular burnumdan gelir
Şiiri yazılmamış bir sevdadır mutluluk
Gözlerimin sensizlk sokağında
Üç beş mülteci selam durur
Yalnızlıklar şehrime
Renkli hayatın renksizliğinde
Deli kavurmasıdır acıkmalarım
Merhaba ey hüzünler
Merhaba kılıç dilli insanlar
Siz de gideceksiniz bir gün
Mahşeri kalabalıklar ülkesine
Takılacaksınız üç beş ayrıntıya
Kedilere, köpeklere gün doğacak
Et, kemik yığını umutlar şimdi
Şimdi anladın mı niçin ağlıyor gökyüzü
Yumruk yumruk açacak bir gün
Bizim de içimizde yasemen çiçekleri
Ve haykıracak zaman yüzümüze
En delikanlı gerçekleri...
Oktay ZERRİN-Bafra
13-03-2016- 03.35
5.0
100% (18)