8
Yorum
32
Beğeni
5,0
Puan
2092
Okunma


kirpiğinden nehirler geçiyor
uçsuz bucaksız nehirler
salkım saçak mevsimler
gölgesiz şehrin çocukları olmaya gör uçuk sularda
şiir şehirler gibi sevdim ben seni
ırmak boylarında kızıl güllerin harı içinde
zincirleri parçalayan meçhul
kitaplarlar dolusu rüya
madalyonlar ters dönse de
törelere boyun eğmemekti hayat
şimdi gözlerinde apaydınlık bir medeniyet uyuyor
yalpa vuran gemiler uzak uğultuların çığlığı
unutuşlar sarıyor kahverengi iklimi
sonra anımsıyorum ellerininin esmerliğini
ilk yazın ilk sıcak düşünde
uysal bir kediyim
alıç kokan çocukların dizlerinde oynayan
pas rengi bir yalnızlığa alışık
yabancıyız tepeden tırnağa
türküsü ve şiiri olmayan hayatlara
çarpıyor yalnızlığımız
gün eteklerinden kızıl nehirlere
bırakıp gidiyoruz külden kanatları dağlar arkasına
şimşir ağaçları gibi ölümsüsüz
ankalar gibi yeniden küllerinden doğan hor öpüş
kızıl bir gül taktım boynuma
şehrin mahya şenliklerinde
aşkın sağanak yağmurlarıylayım
kırılıp gelen incelişlerinde
sen bendeki şiir şehirsin
ben sendeki har içindeki kızıl gül
öpüyorum sessizce
ırmak boylarında yaralarını saran zümrüdü ankayı
kızıl nehirlerden öylece geçiyor uçuk yalnızlığımız
meğer ankalara özenmekmiş hayat
5.0
96% (23)
4.0
4% (1)