0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
989
Okunma
önce
bir tren gelir istasyona
gözlerinin içi gibi kara
sen donarsın
ben donarım yaz-bahar aylarında
gövdeme yapışır sonra dediklerin
hazırlanırız ayrılığa
kim gidecekse gider artık
gıcırdar tekerlekler yavaş yavaş
belki sende kalabalık
bende tenhalaşır ortalık
sonra
bir bulut kaynar iki dağın arasından
üstüme gelir,gidişini sulayarak
ve sen gibi kokar toprak
girerim kasaba kahvesine
katran gibi bir çay söylerim kendime
dillerim acır,sözlerim acır
konuşmam kimselerle
akşamı beklerim tahta masada,demlene demlene
tünemeye gelirken kuşlar dallara
ince cılız bir yokuştan çıkarım sonra
evimizin önü çiçek tarlası
suya doymuş menekşelerin dibi
sanki gözlerini unutmuşsun gibi
aklıma düşer
taş merdivenlerin kaç basamak olduğu
neden böyle dik örmüşüm ki ömrümüz gibi
insanın inip çıkarken yorulduğu
hangisine otursam ki odaların
hepsi semaya bakar pencerelerin
çekip gitmiş bütün bulutlar
ya bir yıldız kayarsa,aklıma düşerse ilk tuttuğum dilek
sipariş de verilmiyor ki ölmek
toprak tuz ve sen
hepsini toparladın giderken
kasım
5.0
100% (4)