Gecenin kör karanlığında, Bir mum aydınlığına bıraktım düşlerimi. Ve yeniden kor eyledim sönüşlerimi... Sana dair ne varsa, Sardım birer birer omuzlarıma. Gözlerim, Yalnızlığın bin vehminde, Ne dizimde derman kaldı,sevgili Ne elimde ferman... Sana gelecektim oysa,şafakları uyandırmadan... Titreyerek çıkacaktım yola, Heybemde yangınımdan kalma küller, Oysa dermek isterdim, toprağına Kan kırmızı güller... Sana gelecektim efendim. Lakin kalmadı tutunacak dalım, Hasretinden vurgun yedi bu yürek, Şimdi, Bakışlarım solgun,bakışlarım ürkek... Oysa... Varsın nergisler küssün,efendim Koparıp; Yürek dalımdan bin hüzün, Rengini çalıp mavi göğün, Ağıtına zulalayıp her öksüzün, Uçup sana gelecektim...
En kırılgan gülüşleri, Çelik zırhlı bir sandukaya kilitledim. Ve bin palyaçoya rağmen, İnadına hiç gülmedim. Oysa... Başım yerde... Yıkıktı gönül sarayım, Öyle bir yandım ki Göğe yükseldi ahım... Adını hasret koyduğum bu ayrılığın, Gözyaşıyla sana gelecektim... Kan revan alnımdaki çizgi, Kir pas üstümdeki rengi, Yakıp kor eyleyip bu yüreği, Sönüp sana gelecektim... Neylersin, Geçemedim kızgın çölleri, Neylersin, İçemedim hırçın gölleri, Hakkı anan o dilleri, Çalıp sana gelecektim...
Yunus olup, Düşmeliyim bir balığın karnına? Eyyup olup, Kanamalı mıydı yaralarım? Yusuf olup, Atılmalı mıydım kör kuyulara? Ve susmalı mıydım her gecenin sabahında... Oysa... İbrahimden alıp nârı, Musadan gizleyip ahı , Meryemden olma o şahı, Kapıp sana gelecektim... Sonra, Aşkına dikecektim bin Tac Mahali, Ve yakacaktım, Kisradan kalma tüm kentleri. Sonra, Süleymandan kapıp altın sütûnlu evi, Yıkıp sana gelecektim... Senden öğrendim hasretin rengini. Senden öğrendim yanarak sevmeyi. Tutup yakasından hem mecnunu, hem keremi Alıp sana gelecektim.
Sürüne sürüne, Bulabilir miyim senden bir iz? Hangi yere kapandıysam, Bir yanım Tur dağı oldu, Diğer yanım Kızıl deniz. Kalsa da elim,kolum fersiz, Düşe kalka sana gelecektim... Ölmeden görebilir miyim ki seni? Koklayabilir miyim ki terini, Oysa... Dünyada açan her çiçeği, Yolup sana getirecektim...
Canıma sendin, Gün yüzlü inşirah, Sendin hararetimde gül kokulu ferah, Okyanus ortasına, Düşsem de bin fersah Yüzüp sana gelecektim... Buruşturup,onlarca resmi, Sıyırıp,yürek kafesinden nefsi, Senden gayrı tüm gerçeği, Atıp sana gelecektim...
Yollar mı uzadı ne? Bir adım bin adımı izliyor, Süreyya’yı hiç sorma, O bile ziya gizliyor. Yok yok dönmem yeminimden, Sen kabrini açık tut, Geleceğim aniden..
Yasal Uyarı: Sitemizde bulunan ses dosyası bilgisayarınıza kaydedip ve ticari amaç olmayan kişisel kullanımınız için yayınlanmaktadır. Bu ses dosyası müzik parçalarının ve seslendirilmiş şiirlerin kopyalanması, gerçek veya elektronik ortamlarda yayınlanması, dağıtılması yasalara göre korunmaktadır. Telif hakları temsilcisinin önceden yazılı iznini gerektirir. Bu dökümanın yayınlanması, kulllanılması, dağıtılması ve kopyalanması ile ilgili hususlarda Edebiyatdefteri.com hiç bir şekilde sorumlu ve taraf değildir. Bu ses veya müzik parçasının burada yasadışı olarak yayınlandığını düşünüyorsanız bizi uyarın.
Edebiyatdefteri.com, 2024. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
Edebiyat -
Şiirler -
Kitap
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.