Yastık diye başını ateşe dayayan, yatak diye yılanların üzerine yatan bir adam, emniyet ettiği bir dostundan, düşmanlık sezen bir adamdan daha rahat uyur. BEYDEBA
[Paylaş]
sıkılıyorum şu sıralar için için bir bostan korkuluğuna dönüşen menşei olmayan bir kaygım var mütemadiyen yaptığım hataları da hesaba katarsak yalan bile olsa hayata şerh düştüğüm umut deryasında soluduğum her hava ters yüz
* işte, kan lekeleri gibi kızıl böğürtlenler masanın üzerinde kızıl lambanın gölgesi duvarda izler yaratıyor mor renkli kuleler yıkılıyor bir bir kendi masalımdayım en çok üşüyen yerim ıslak ayaklarım yavaş yavaş uyuşuyor kanım sonra ruhumun gitme isteği …
nasıl da kış gibiydi ne donuşlar hissettim, ne karanlık günler gördüm nasıl da her yerdeydi, yaşlı ocak ayının renksizliği bu yetimin umudundan farksız suskundu, ve de donuktu. saatlerin benzi atıyordu üşümek korkusuyla
*
üzüntüler ,melankoli koyuluğuna karşı bir panzehir demli çayın koyu kızıllığı içimi ısıtıyor her şey bitiyor işte öteki günler gibi duruyor her şey. sonra annemle şakalaşıyoruz…
alışılmış çileleri yarı fiyatına şehirde satsam bir alıcısı çıkar mı… belki birden gökyüzü açılır, akşam yıldızı çıkar , umutlar parlar gökyüzünde.
*
içimdeki yazı tam da kışın ortasında keşfetmiş nihayet anlamışım, içimde yenilmez bir yaz olduğunu. meteorlar gibi göksel bir varlık yüklü içimdeki sonsuz deniz
nasıl da öldürülmüş her şeyin bir başka şeyin gölgesi haline geldiği bu girdapta lafızları tekrarlamaktan bitkin lafzın taşıdığı manayı yok saymakla meşgul bir uygarlık çöküşü
*
her yerde sis bir illetin alametiymiş gibi çepeçevre sarmış gökyüzünü bacalardan süzülen duman şehrin üzerine çöküyor orada burada ölgün ölgün yanan sokak lambalarının ışığı ne kadar isteksiz oysa matem elbiselerine bürünmüş bitkin vaziyette bata çıka yüzen vapurlara vuruyor dalgalar gaddarca
hayalperestlik hükmünü yitirmiş çığ gibi büyüyor zihnim de hep aynı cümle dolaşıyor
*
bir tutam uyku dolaşıyor gece karanlığının yırtık libasında yitip giden mazinin… azıcık ucundan damlıyor iksiri doruklardan tam da ortasına yerli yersiz bir düşüş mütemadiyen yosun tutuyor düştüğüm tan vakti
bir şarkı metninden esinlenerek bestelenmiş son kez elveda yıldız huzmelerinden devşirilen ateşin her kıvılcımına elveda varla yok arası iklimlere elveda zamana miras bıraktığım hatıralara
Yasal Uyarı: Sitemizde bulunan ses dosyası bilgisayarınıza kaydedip ve ticari amaç olmayan kişisel kullanımınız için yayınlanmaktadır. Bu ses dosyası müzik parçalarının ve seslendirilmiş şiirlerin kopyalanması, gerçek veya elektronik ortamlarda yayınlanması, dağıtılması yasalara göre korunmaktadır. Telif hakları temsilcisinin önceden yazılı iznini gerektirir. Bu dökümanın yayınlanması, kulllanılması, dağıtılması ve kopyalanması ile ilgili hususlarda Edebiyatdefteri.com hiç bir şekilde sorumlu ve taraf değildir. Bu ses veya müzik parçasının burada yasadışı olarak yayınlandığını düşünüyorsanız bizi uyarın.
Edebiyatdefteri.com, 2024. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
Edebiyat -
Şiirler -
Kitap
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.