Kıble, Mekke'de " Kabe" denilen kutsal bina olup, Allah'ın emri ile Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail tarafından yapılmıştır.
İstikbal-i Kıble; Namazı kıbleye yönelerek kılmaktır. Namazı kıbleye yönelerek kılmak şarttır. Mekke'de bulunan ve Kabe'yi gören kimse doğrudan doğruya Kabe'nin kendisine yönelir. Kabe'yi görmeyen kimse ise, Kabe'nin bulunduğu tarafa yönelerek namazını kılar.
Güneşin arz üzerinde bakıldığında görüldüğü nokta (astronomik ifade ile deklinasyonu) her gün için değişmektedir.
Güneşin deklinasyonu ;
21 Haziranda kuzey yarım küresinde +23° 27 ' , 21 Aralıkta güney yarım küresinde 23° 27 ' 'dır.
Kıble Saati ; Kabe'nin bulunduğu nokta , güneşin arz üzerinde bakıldığında görüldüğü yer ve bulunduğumuz nokta arasında oluşan küresel üçgenin trigonometrik çözümünün zaman cinsinden ifadesidir. Güneşin deklinasyonu değiştikçe kıble saatleri de günlük olarak değişmektedir.
Güneş arz üzerinde görünen seyri sırasında 28 Mayıs ve 16 Temmuz günlerinde bulunduğu yerden alınan izdüşümü Mekke'nin tam üzerinde bulunduğundan Mekke'nin enlemi ( 21° 26 ' ) ile Güneşin deklinasyonu (21° 26 ' ) aynı olmaktadır.
Türkiye saatine göre 28 Mayıs gunu saat 12 18'de ve 16 Temmuz günü saat 12 27;'de Edirne'den Kars'a kadar kıble saatleri aynı olmaktadır.
Dünyanın değişik ülkelerinde , kendi mahalli saatlerine denk gelecek şekilde kıble saatleri değişmekle birlikte günleri değişmediğinden bu ki güne yani 28 Mayıs ve 16 Temmuz günlerine Dünya Kıble Günü denilmektedir. (alıntıdır)
Kıble tarihsel olarak Arabistan yarımadasına ait değildir. Bir kült olarak Anadolu'dan Arabistan'a taşınmış olmalıdır. Çoktanrılı dönemde, şimdi Kabe'nin bulunduğu yer, bir panayır yerinin ortasında, farklı dinlerden insanları biraraya getiren tapınak merkeziydi. Her yöreden ticaret için çöllere yolu düşen farklı kültür insanları kendi inanç ve putlarını da bu yöreye taşıdılar. Bundan 3000 ila 4000 yıl kadar önce Anadolu dinleri ağırlıklı olarak "Kadın kutsallığı çerçevesinde" Kybele'yi kutsamışlardı. Halen kültürümüzde "Toprak ana" imajı da toprağın bereketini ve dişiliği simgelemektedir. Tektanrıcı döneme geçildiğinde "Ana Tanrıça" kültü terkedildi. Ve tevhidi düşünce sistemine geçildi. Ancak insanlar inançlarını değiştirmiş olmalarına rağmen eski dönem istilahlarını atmadılar. İlginç bir konu; bence bugün İslamiyeti simgeleyen "Kıble" aslında Ana Tanrıça'nın ta kendisiydi.
her kes kendine göre bir şey söyler .benim için kible .. hak yönüne yönelmektır...günahlardan arınmaktır sevap işemektır kısacası (ALLAHIN) Bize farz kıldığı görevlerden birine doğrulmaktır,,,
Herkesin bir Kıble'si vardır. Kiminin para, kiminin aşk, kiminin dostluk, kiminin hırs, kiminin din... herkes hayatında bir şeylere secde eder. secde etmek illa ki namaz pozisyonu almak değildir, sevdiğiniz insan için tüm alışkankanlıklarınızdan vaz geçtiğiniz an aşka secde etmiş olursunuz mesela... Herkesin bir kıblesi vardır.
Bakara / 144. (Ey Muhammed!) Biz senin yüzünün göğe doğru çevrilmekte olduğunu (yücelerden haber beklediğini) görüyoruz. İşte şimdi, seni memnun olacağın bir kıbleye döndürüyoruz. Artık yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. (Ey müslümanlar!) Siz de nerede olursanız olun, (namazda) yüzlerinizi o tarafa çevirin. Şüphe yok ki, ehl-i kitap, onun Rablerinden gelen gerçek olduğunu çok iyi bilirler. Allah onların yapmakta olduklarından habersiz değildir.
Kible, yön ve yönelinen taraf ya da yönelinen sey anlaminda bir kelimedir. Dinimizde müslümanlarin namaz kilarken dönmeleri gereken istikameti yani Kâbe'yi ifade eder.