sanırım çok eskidendi... çok asır....çok yıl... çok zaman önce... kumral dalglı saçlarım içe dönük gölzerim vardı... çift kale maçlarda çok gol attım... sanırım doktorlar menisküs olduğumu söylemişler... jübile yaptım... elvda çocukluk!
Heidi'nin alkolik dedesini ( ki öyle bir alanda başka şansı yok ) ak sakallı nur yüzlü bir ihtiyar, kankası Peter'i iflah olmaz, sivilceli bir ergen saymak.
Üç beş dengesiz, bir araya gelip Voltran'ı oluşturmak.
He-Man, "Gölgelerin gücü adına" diye höykürüp esmerleşince, kimsenin neden onu tanımadığını anlamamak.
"Dorik dorik mogu mogu" diye gezen köstebeğin ne iş yaptığını anlamamak.
Yakari denen kızılderili kardeşin, atıyla ve envai çeşit hayvanla, " hımpfh hımpfh " diye konuşup bize tercüme etmesine anlam verememek.
" Uçan Kaz " ve salak kankası "Carrots" denen fareden bozma yaratıkla, Nills denen çocuğun nereye kadar yol alacağını tahmin etmeye çalışmak.
"Clemantine" denen zavallı Fransız kızın, ateşten var edilmiş kötü düşmanıyla her karşılaşmasında, "Ulan ne istiyor bu TRT bizden" diye anlamsız sorular sorarken tırsmak.
"Varyemez Amca" denen zengin ördek sayesinde, kapitalist sistemin ne olduğunu içten içe kabul etmek.
"Tele Pazar" denen, "Kutunu açayım mı?" saçmalığı için ailecek ekran başına geçmek.
Ewing ( Yuving diye okunur :) ) ailesinin, Ceyar sayesinde nasıl atraksiyonlara koşacağını düşünüp, Bobby abinin güzel karısı Pamela'ya aşık olmak, ama içten içe koca memeli Luccy için yanıp tutuşmak.
Cumartesi günleri, öğleden sonra açılan siyah beyaz televizyonda ( ki hafta içleri akşam açılır geceleri asker seramonisiyle kapanırdı ) Şirinler izleyip, birbirlerine neden maviymiş gibi davrandıklarını anlamaya çalışmak.
Annenden yalvar yakar kopardığın üç beş kuruşla, atari salonlarına koşup, "Dyna Blaster, Enduro , Bermuda" gibi iki boyutlu oyunlara bayıldığın paralarla keyif almak.
"Mandrake - Tommiks - Zagor - Mister No - Teks - Teksas - Kaptan Swing" gibi güzel abilere özenip, paramız olmadığı için koli koli kitap değiştirmek.
80'lerde çocuk olmak 1-Sokaklarda, mahallelerde rahatça oynamak 2-Saklambaç, körebe, donateş, dansa davet,istop, yakartop, sek sek, lastik atlama gibi reel oyunlarla beslenmek 3-Oyuncak, kalem, defter seçimi konusunda kısır bir sosyal ortamda yaşamak 4-Televizyon ve bilgisayar oyunlarıyla daha az vakit geçirmek; çizgi filmleri sadece cumartesileri izleyebilmek. 4-Fame City'e gitmek 5-Lastik bilezikler, püsküllü elbiseler, streç kotlar giyinmek 6-Mc Donald's kültürüyle ilk tanışan nesil olmak 7-Turgut Özal'ı tontik yanaklı bir siyasetçi olarak algılamak 8-Play station oynamak 90'larda ergen olmak
1-Modada önce 60'lar, sonra 70'ler, en sonunda da 80'leri yakaladığı için şanslı olmak 2-Türkçe pop müziğinin oluşmasıyla, yabancı müzik kültüründen eve dönüş modunda, içebakış yaşamak 3-Yemek yemek, sinemaya gitmek için semtinin uzağındaki alış-veriş merkezlerine akın etmek 4-Yavaş yavaş kaybolmaya başlayan disco kültürüyle, etkinliğini arttıran bar kültürlerini eşzamanlı yakalamak 5-OSS ve OYS için bir dershaneye gitmek 6-Apolitik olmak 7-Deprem gerçeğiyle tanışıp insanoğlunun hala doğaya karşı eksikliklerinin olduğunu farketmek 8-Net dünyasıyla tanışmak, Mırc'da chat yapmak; zurna, istanbul, ayva odalarına en az bir kez girmek 9-Cep telefonu kullanmaya başlamak.