Tanıtım Yazısı
Neyzen Süleyman Erguner tarafından yıllarca süren çalışmaların ürünü olan bu "metod"`da, musikimizin önemli sazı olan ney hakkında tarihi bilgi, yapımı, özellikleri, üflemesi-icrası, mevlevîlik ile ney arasındaki ilişki, neyzenler hakkında bilgiler, çeşitli makam bilgileri ve seyirlerle örnek eserler bulunmaktadır. Ayrıca dörtlü-beşlilerle bazı makamların anlatımı ve uygulamaları, taksim ve transpozisyon çalışmaları, örnek eserlerden bazıları Süleyman Erguner`in icrasıyla kitaba ekli iki CD`de yer almaktadır. Bu yönüyle Ney "Metod"un diğer Türk musikisi enstrümanlarını, Türk musikisini ve özellikle ney üflemesini öğrenmek isteyenlere, neyzen adaylarına yararlı olacağına inanıyoruz. Önemle tavsiye ederiz...
Kitabın Önsözü
Dinle neyden kim hikâyet etmede
Ayrılıklardan şikâyet etmede
Hz. Mevlânâ
"Dinle neyden! Zira o bir şeyler anlatmada, ayrılıklardan şikayet etmektedir. Neyi dinle-, neler söylüyor. Allah`ın gizli sırlarını anlatıyor. Yüzü sararmış, içi boşalmış, başı kesilmiş, neyzenin nefesine terkedilmiş olduğu halde, dilsiz ve sözsüz, `Hüdâ, Hüdâ` diyor"
Türk milletinin çok eskiden beri her türdeki musikisinde kullandığı bir saz olan ney, özellikle dinî ve klasik musikimizin icrasında önemli-bir yer alır. Ney, Türkler`in varolduğu ilk dönemlerden itibaren bugüne kadar olan zaman içinde, musiki hayatlarında daima varolmuştur. Neyi icra eden neyzenlerimiz de musikimize asırlar boyunca büyük hizmetler vermişlerdir.
Bu kitabın ortaya çıkmasında bana güç veren esas kaynak, neyzenlikleri ve şahsiyetleriyle neye gerçek anlamını veren merhum büyükbabam Süleyman Erguner ve merhum babam Ulvi Erguner`in yüksek maneviyatları ve bu konuda yaptıkları çalışmalarıdır. Onlar çok kısa süren hayatları boyunca devamlı olarak ney ve musikimiz için çalıştılar. Gösterişten çok icra ve araştırmayla musikimize hizmet ettiler. Ben de onların izinden gitmek amacıyla, bu zor ama anlamlı çalışmaya başlamıştım.
Günümüzde Türk musikisi öğrenimi için önemli çalışmalar yapılmaktadır.. Yurt çapında Türk musikisi devlet konservatuvarları, belediye konservatuvarları, devlet koroları kurulmuştur. Konservatuvarların bağlı oldukları üniversitelerin sosyal bilimler enstitülerindeki Türk musikisi programlarında yüksek lisans ve sanatta yeterlik çalışmaları yapılmaktadır. Cumhuriyet tarihimizde Türk`ün musikisinin bu derecede önemsenmesi, değerinin bilinmesi sevindiricidir. Bu gibi kuruluşların paralelinde bilimsel çalışmalar yapmak, eserler-metodlar yazmak, hepimizin, özellikle biz Türk musikisi mensuplarının en önemli ve âcil nitelik taşıyan görevlen olmalıdır.
"Metodu olmayan musiki nasıl öğretilir?" diyen, Türk musikisine ve eğitimine karşı çıkan bazı kişilerin varlığı ve musikimiz aleyhine yaptıkları çalışmalar bilinmektedir. Ancak bu gibi tenkitleri yapanların ve musikimize karşı olanların unutmayacakları veya göz ardı edemeyecekleri husus şudur: Bu musiki asırlar boyunca, Türk tarihi boyunca nasıl devam etmiş ve bizlere nasıl ulaşmıştır?
Musikimiz asırlar boyunca kuşaktan kuşağa, ustadan çırağa meşk usûlü ile ve üstadların meydana getirdikleri yazma eserler ve musiki eserleriyle intikal etmiştir. Meşk usûlü denilen, bir ustanın çırağına bildiği şeyleri öğretme sistemi şüphesiz her sanatta ve her bilimde..günümüzde dahi geçerlidir. Ancak, yaygın veya özel eğitimde bu meşk sisteminden önce kitap ve ders notları ve metodlar ön planda gelmektedir. Metodlar ve bu gibi eğitim araçları ilgili öğretimin kolaylaştırılmasını ve sistematik bir şekilde gelişmesini sağlar.
Bundan on iki yıl önce, 1986 yılında büyük bir heyecan ve mutlulukla kaleme aldığım ve kendi maddi imkânlarımla yayımladığım bu eserin tükenmesi, okurlarca çok arzu edilmesi karşısında aynı coşku içinde olduğumu ifade etmek istiyorum. "Hadi canım sen de, neyin de metodu mu olurmuş!" diyenlere en büyük cevap olarak kitabın yazılmasında kaynak eserler olarak yapılandığım; musiki tarihimiz içinde yer alan yazma eserlerle birlikte, Neyzen Emin Dede, Santurî Ziya Bey, Hayri Tümer, Süleyman Erguner, Burhaneddin Ökte gibi üstadların "Ney Metodlan" ile "Ney Ders Notları`nı söyleyebiliriz. Bunun yanında, Ney "Metod"unun (istanbul 1986) yayımlandığı günden bugüne kadar, bu eserle ney öğrenen, neyzen olan, en azından bir neyzen ustaya ulaşamasa bile bu sazı Ney "Metod"u sayesinde tanıyan insanları örnek olarak verebiliriz. Keza artık bu kitap, Suriye, Tunus, Mısır ve Lübnan konservatuvarlarında ders kitabı olmuştur.
Başından beri ifade etmeğe çalıştığım husus şudur: Maksadımız, neye, musikimize hizmet etmek, neyzenlere ve neyzenlik yolunda gayret etmek isteyenlere de yardımcı olabilmektir.
"Ney "Metod" adlı eserimi büyük bir heyecanla yayına sunarken, kendisinden yakın ilgi sevgi gördüğüm, dedem Süleyman Erguner ve babam Ulvi Erguner`in en yakınında olan Dr. Alâeddin Yavaşça`ya, kendisiyle çalışmaktan büyük zevk duyduğum, ağabeyim Prof. Tahralı`ya, konservatuvar öğretim üyesi, değerli kardeşim Dr. Süleyman Şenel`e, eseri hediye olarak yayına hazırlayan musikimiz ve ney âşığı Ersu Pekin`e; MAS matbaası ve çalışanları adına Lokman Şahin`e, çalışmalarımda beni her zaman desteklemiş olan eşim, kanun ve ses sanatkârı Alev Erguner`e teşekkür ediyorum.
Ayrıca ifade etmek istediğim konu ise hem şahsım, hem de musikimiz ve ney için çok önemlidir. 1974 yılından beri tanıdığım, kendilerine karşı özel bir sevgi ve hürmet duyduğum, musikimiz ve neye gönül vermiş, sanayimiz ve kültür-sanat tarihimizin altın sahifelerinde yer almış olan Sayın Dr. İbrahim Bodur, katkılarıyla eserin basımını karşılamıştır. Böylelikle, inanıyorum ki aile büyüklerimin ve diğer merhum neyzenlerin ruhlarını şad etmişlerdir. Ney sevdasıyla anıp tutuşan neyzen adaylarının da kendilerine olan hayır dualarının ve teşekkürlerinin sonsuz olacağı aşikardır.
"Kale Grubu" olarak ülkemiz sanayisinde önemli bir yer kaplayan bu büyük kuruluş, Sayın İbrahim Bodur`un liderliğinde her alanda ülkemize hayırlar getirmektedir. Bu çalışmalardan ve eserimin yayınlanmasındaki gayretlerinden ötürü bütün Kale Grubu Şirketleri ilgililerine ve özellikle, Türk sanayisinin duayeni, Kale Grubu Şirketleri Kurucu Murahhas Azası ve Yönetim kurulları Başkanı, Sayın Dr. (hc.) İbrahim Bodur büyüğüme teşekkürlerimi arz ediyorum.
Kitabın Önsözü
Dinle neyden kim hikâyet etmede
Ayrılıklardan şikâyet etmede
Hz. Mevlânâ
"Dinle neyden! Zira o bir şeyler anlatmada, ayrılıklardan şikayet etmektedir. Neyi dinle-, neler söylüyor. Allah`ın gizli sırlarını anlatıyor. Yüzü sararmış, içi boşalmış, başı kesilmiş, neyzenin nefesine terkedilmiş olduğu halde, dilsiz ve sözsüz, `Hüdâ, Hüdâ` diyor"
Türk milletinin çok eskiden beri her türdeki musikisinde kullandığı bir saz olan ney, özellikle dinî ve klasik musikimizin icrasında önemli-bir yer alır. Ney, Türkler`in varolduğu ilk dönemlerden itibaren bugüne kadar olan zaman içinde, musiki hayatlarında daima varolmuştur. Neyi icra eden neyzenlerimiz de musikimize asırlar boyunca büyük hizmetler vermişlerdir.
Bu kitabın ortaya çıkmasında bana güç veren esas kaynak, neyzenlikleri ve şahsiyetleriyle neye gerçek anlamını veren merhum büyükbabam Süleyman Erguner ve merhum babam Ulvi Erguner`in yüksek maneviyatları ve bu konuda yaptıkları çalışmalarıdır. Onlar çok kısa süren hayatları boyunca devamlı olarak ney ve musikimiz için çalıştılar. Gösterişten çok icra ve araştırmayla musikimize hizmet ettiler. Ben de onların izinden gitmek amacıyla, bu zor ama anlamlı çalışmaya başlamıştım.
Günümüzde Türk musikisi öğrenimi için önemli çalışmalar yapılmaktadır.. Yurt çapında Türk musikisi devlet konservatuvarları, belediye konservatuvarları, devlet koroları kurulmuştur. Konservatuvarların bağlı oldukları üniversitelerin sosyal bilimler enstitülerindeki Türk musikisi programlarında yüksek lisans ve sanatta yeterlik çalışmaları yapılmaktadır. Cumhuriyet tarihimizde Türk`ün musikisinin bu derecede önemsenmesi, değerinin bilinmesi sevindiricidir. Bu gibi kuruluşların paralelinde bilimsel çalışmalar yapmak, eserler-metodlar yazmak, hepimizin, özellikle biz Türk musikisi mensuplarının en önemli ve âcil nitelik taşıyan görevlen olmalıdır.
"Metodu olmayan musiki nasıl öğretilir?" diyen, Türk musikisine ve eğitimine karşı çıkan bazı kişilerin varlığı ve musikimiz aleyhine yaptıkları çalışmalar bilinmektedir. Ancak bu gibi tenkitleri yapanların ve musikimize karşı olanların unutmayacakları veya göz ardı edemeyecekleri husus şudur: Bu musiki asırlar boyunca, Türk tarihi boyunca nasıl devam etmiş ve bizlere nasıl ulaşmıştır?
Musikimiz asırlar boyunca kuşaktan kuşağa, ustadan çırağa meşk usûlü ile ve üstadların meydana getirdikleri yazma eserler ve musiki eserleriyle intikal etmiştir. Meşk usûlü denilen, bir ustanın çırağına bildiği şeyleri öğretme sistemi şüphesiz her sanatta ve her bilimde..günümüzde dahi geçerlidir. Ancak, yaygın veya özel eğitimde bu meşk sisteminden önce kitap ve ders notları ve metodlar ön planda gelmektedir. Metodlar ve bu gibi eğitim araçları ilgili öğretimin kolaylaştırılmasını ve sistematik bir şekilde gelişmesini sağlar.
Bundan on iki yıl önce, 1986 yılında büyük bir heyecan ve mutlulukla kaleme aldığım ve kendi maddi imkânlarımla yayımladığım bu eserin tükenmesi, okurlarca çok arzu edilmesi karşısında aynı coşku içinde olduğumu ifade etmek istiyorum. "Hadi canım sen de, neyin de metodu mu olurmuş!" diyenlere en büyük cevap olarak kitabın yazılmasında kaynak eserler olarak yapılandığım; musiki tarihimiz içinde yer alan yazma eserlerle birlikte, Neyzen Emin Dede, Santurî Ziya Bey, Hayri Tümer, Süleyman Erguner, Burhaneddin Ökte gibi üstadların "Ney Metodlan" ile "Ney Ders Notları`nı söyleyebiliriz. Bunun yanında, Ney "Metod"unun (istanbul 1986) yayımlandığı günden bugüne kadar, bu eserle ney öğrenen, neyzen olan, en azından bir neyzen ustaya ulaşamasa bile bu sazı Ney "Metod"u sayesinde tanıyan insanları örnek olarak verebiliriz. Keza artık bu kitap, Suriye, Tunus, Mısır ve Lübnan konservatuvarlarında ders kitabı olmuştur.
Başından beri ifade etmeğe çalıştığım husus şudur: Maksadımız, neye, musikimize hizmet etmek, neyzenlere ve neyzenlik yolunda gayret etmek isteyenlere de yardımcı olabilmektir.
"Ney "Metod" adlı eserimi büyük bir heyecanla yayına sunarken, kendisinden yakın ilgi sevgi gördüğüm, dedem Süleyman Erguner ve babam Ulvi Erguner`in en yakınında olan Dr. Alâeddin Yavaşça`ya, kendisiyle çalışmaktan büyük zevk duyduğum, ağabeyim Prof. Tahralı`ya, konservatuvar öğretim üyesi, değerli kardeşim Dr. Süleyman Şenel`e, eseri hediye olarak yayına hazırlayan musikimiz ve ney âşığı Ersu Pekin`e; MAS matbaası ve çalışanları adına Lokman Şahin`e, çalışmalarımda beni her zaman desteklemiş olan eşim, kanun ve ses sanatkârı Alev Erguner`e teşekkür ediyorum.
Ayrıca ifade etmek istediğim konu ise hem şahsım, hem de musikimiz ve ney için çok önemlidir. 1974 yılından beri tanıdığım, kendilerine karşı özel bir sevgi ve hürmet duyduğum, musikimiz ve neye gönül vermiş, sanayimiz ve kültür-sanat tarihimizin altın sahifelerinde yer almış olan Sayın Dr. İbrahim Bodur, katkılarıyla eserin basımını karşılamıştır. Böylelikle, inanıyorum ki aile büyüklerimin ve diğer merhum neyzenlerin ruhlarını şad etmişlerdir. Ney sevdasıyla anıp tutuşan neyzen adaylarının da kendilerine olan hayır dualarının ve teşekkürlerinin sonsuz olacağı aşikardır.
"Kale Grubu" olarak ülkemiz sanayisinde önemli bir yer kaplayan bu büyük kuruluş, Sayın İbrahim Bodur`un liderliğinde her alanda ülkemize hayırlar getirmektedir. Bu çalışmalardan ve eserimin yayınlanmasındaki gayretlerinden ötürü bütün Kale Grubu Şirketleri ilgililerine ve özellikle, Türk sanayisinin duayeni, Kale Grubu Şirketleri Kurucu Murahhas Azası ve Yönetim kurulları Başkanı, Sayın Dr. (hc.) İbrahim Bodur büyüğüme teşekkürlerimi arz ediyorum.
daha fazla
Yazar: Süleyman Erguner
Yayınevi: Erguner Müzik
ISBN: 9759780100
Sayfa: 351s.
Boyut: 23*30 cm
Kapak:
Tarih: 2000
Kağıt Tipi: