Tanıtım Yazısı
Türkçe müzik literatürü, bu işle ciddi biçimde uğraşanların çok iyi bildiği üzere acınacak durumdadır. Müzik ne yazık ki ülkemizde, hakkında okumanın fuzuli sayılıp onu dinlemenin yeterli görüldüğü talihsiz bir sanat dalıdır. Cumhuriyet tarihi boyunca basılabilmiş "dört başı mamur" müzik kitaplarını toplasanız sayıları elliyi geçmez. O yüzden, zarar edecekleri korkusuyla yayınevleri telif veya çeviri olsun müzik kitabı basmaya çekinirler (Tanınmış bir yayınevimiz tarafından basılan, geniş hayran kitlesine sahip bir müzik grubunu anlatan kitap da beklenenin çok altında bir satış rakamında kalmıştı). Güncel oldukları için daha fazla satmaları beklenebilecek ciddi müzik dergileri de kitaplarla aynı akıbeti paylaşırlar. AB yolunda yürüyen Türkiye`nin düş kırıklığı yaratan ve dışarıya karşı bizi fena halde mahcup eden müzik yayıncılığı alanında yine de cengaverce çarpışıp emek ürünü yayınlar ortaya koyanlar da var. Daha yakından uğraştığım alanlar olmaları itibariyle, sadece klasik müzik ve caz alanlarına yoğunlaşacağım için, vereceğim örneklerden ötürü, diğer müzik türleriyle ilgilenenler beni lütfen bağışlasınlar. Pan Kitabevi bu alanda akıllara ilk gelen örnek. Son dönemde Yapı Kredi Yayınları, bastığı Evin İlyasoğlu imzalı besteci biyografileriyle alkışı hak ediyor. Dünya Yayınları`nın da benzer bir atak içinde olduğunu duyuyoruz. Sırf yayın dünyasının başkenti İstanbul`da değil, Ankara`da da müzik yayımcılığı alanında yıllardır nitelikli işlerin altına imza atanlar var. İşte onlardan biri de ünlü yorumcumuz Fazıl Say`ın babası olan müzik eğitimcisi ve yazar Ahmet Say. Bugün her Türk müzikseverin kitaplığında baba Say`ın en az bir kitabı bulunur. "Müzik Ansiklopedisi", `Müzik Tarihi`, `Müzik Öğretimi`, `Türkiye`nin Müzik Atlası`, `Müziğin Kitabı`, `Müzik Sözlüğü` gibi eserler hep onun tutkulu ve mücadeleci kalemiyle can buldular. Bu yapıtları, her aşamasında titizlikle ilgilenerek yıllar yılı tek başına çıkardı Say. Basılır basılmaz, arabasının bagajına attığı gibi Türkiye`nin dört yanındaki müzik fakültelerinde okuyan öğrencilerin ayaklarına kadar götürdü ve onları çok uygun koşullarla bu yayınlarla buluşturdu. Şimdilerde Anadolu`yu karış karış dolaşan oğlunun piyanosuyla yaptığını, baba Say yıllardır kalemiyle yapıyor...
Bu yıl 70. yaşını kutlayan Ahmet Say`ın ilk kez 1984 yılında yayınlayıp, 2003 yılında 10. baskısına ulaşmış 4 ciltlik `Müzik Ansiklopedisi`nin yepyeni bir çehreye kavuşmuş son versiyonu çıkageldi son olarak. Say`ın uzun zamandır, bu 3 ciltlik şık baskılı ve eskisine nazaran çok daha derli toplu sayılabilecek ansiklopedi üzerinde çalıştığı biliniyordu. Türkiye`de müzik tutkunlarının, müzik öğrencilerinin, eğitimcilerinin yararlanabileceği doğru düzgün Türkçe müzikoloji, müzik tarihi, müzik edebiyatı yayınlarının yokluğundan bahsetmiştik girişte. Bu durumda, yabancı dil bilmeyenlerin baş vuracakları yegane yayınlar haliyle ansiklopedik sözlükler ve yapıt kılavuzları olmaktadır. Yıllardır Vural Sözer`in kısıtlı `Müzik Sözlüğü`yle yetinmek durumunda kalan Türk müzikseverler son yıllarda Pan Yayınevi sayesinde Türkçe`de bugüne kadar çıkmış en geniş yapıt kılavuzu olan İrkin Aktüze`nin 5 ciltlik `Müziği Okumak` külliyatıyla biraz olsun rahatlamıştı. Say`ın `Müzik Ansiklopedisi` içerik itibariyle Aktüze`nin kılavuzlarından farklı elbette. Sadece yapıt analizlerinden ibaret değil, çok daha geniş bir çerçeve sunuyor okurun önüne çünkü adı üstünde, bir ansiklopedi bu... Say`ın ansiklopedisinde, Türk müzik okurları Jennifer Lopez, orkestra şefi Ferenc Fricsay ve müzik yazarımız Üner Birkan hakkında bilgi sahibi olabilirler. Mozart`ın `Küçük Bir Gece Müziği`, Ravel`in `Kaz Ana` isimli eserleri hakkında yazılmış küçük notları okuyabilir, `Medley`, `Medhal`, Tabl-hâne`, `Rallentando` gibi müzik terimlerinin ne anlama geldiklerini öğrenebilirler. Hiçbir müzik türüne ayrıcalık tanımaksızın hazırlamış Say ansiklopedisini. Klasik Türk Müziği, Klasik Batı Müziği, Türk Halk Müziği, caz, rock, dünya müzikleri, kısacası tüm müzik türleriyle ilgili temel kavramlar ve temel kişilikler yer alıyor ciltlerde. Ayrıca önsözdeki şu cümlesinin hakkını da vermiş Say: `Her ülke ansiklopedide kendi müzik kültürünü vurgulamayı, kendi müzikal varlığını tanıtmayı amaçlamıştır. Ansiklopedimizde bu yaklaşım genişletilerek uygulanmıştır` `Müzik Ansiklopedisi`, geçmişten ve günümüzden çok sayıda yorumcunun biyografisine yer vermiş olmasıyla beni şaşırttı doğrusu. Nedeni de şu; Ülkemiz Klasik Batı Müziği ortamında `yorum` ve `yorumcunun` değerlendirilmesi her daim, yapıtın kendisinin yanında ikinci planda kalmıştır ne yazık ki. Bizde, Mozart`ın, Beethoven`in piyano sonatları üzerine konuşulur konuşulmasına ama sıra onları kimin nasıl yorumladığına gelince iş biraz çetrefilleşir, yorumcuların üslupları arasındaki - haydi detayları geçtik - temel farkların neler oldukları üzerine anlamlı tartışmalar geniş çevrelerce yapılamaz pek. Bu sıkıntı, `Müzik Ansiklopedisi`ne de sirayet etmiş. Say`ın yapıtında okurlar pek çok yorumcu hakkında biyografik bilgiye ulaşabilecekler ama müzik tarihinin en önemli yorumcularının üslupları hakkında bile ne yazık ki en ufak bilgiye sahip olamayacaklar. Toscanini`nin eserleri `derin bir kavrayışla` yönettiği elbette sarsılmaz bir gerçek ama onun yaklaşımını örneğin Furtwangler`inkinden ayıran temel noktaların neler olduğu bir iki cümleyle açıklanabilse daha iyi olacaktı. Bu konudaki örnekler çoğaltılabilir. Destursuz eksikler faslına girdiğimizin farkındayız. Hazır girmişken, yazımızın artık bu son kısmında, görebildiğimiz diğer eksikliklerden (veya unutkanlıklardan) da bahsedelim o halde. Eleştirmek kolay, yapmak zordur, biliyorum ama üç yıl önce müzik yayıncılığına başlamış, son on beş yıldır Batı müzik yayıncılığı dünyasını çok yakından takip etmiş ve o dünyanın İncil`i kabul edilen Grove Müzik Ansiklopedisi`yle büyümüş bir müziksever olarak, Say`ın ansiklopedisini incelediğimde gördüğüm kimi eksiklikleri ve yadırgadığım noktaları belirtmek ihtiyacı duyuyorum. Göremediğim maddelerden başlayayım... Piyanist Hande Dalkılıç, Kalan Müzik (`Plak şirketleri` maddesinde bizden örnek olarak), Avrupa Oda Korosu, Terci-Korad Gitar İkilisi`nden Kürşad Terci (İkilinin diğer üyesi Kaan Korad var), Cüneyt Sermet (`Caz` maddesi içindeki `Türkiye`de caz` başlığı altında bile Sermet`in adına rastlayamadım), Emil Tabakov, Ömer Umar (Sadece `Şan Sineması` maddesinde kısaca geçiyor), Leyla Gencer Şan, Siemens Opera ve Eczacıbaşı Bestecilik yarışmaları (`Yarışmalar` maddesinde bizden örnek olarak), Kemal Küçük, Aydın Büke. `Müzik dergileri` ve Müzik dernekleri` maddelerinde Türkiye`ye özel bir yer ayrılmamış. Dergiler maddesinde sadece Orkestra dergisinin adı geçiyor, o da birkaç Alman dergisinin arasında. Peki niye Fransız, İngiliz, Amerikan dergileri yok?) `Fazıl Say` maddesi epeyi kayırılmış gibi gözüküyor. Fazıl Say`ın kayırılmaya ihtiyacı yok elbette ama ansiklopedinin bütününde, İdil Biret ve Leyla Gencer dahil tüm büyük yorumculardan esirgenmiş analiz faslının sadece Say için genişçe kullanılmış olması biraz tuhaf duruyor. Yapıtta, `Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi` ile `Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası` maddeleri hak etmedikleri kadar kısa ele alınmışlar. Hele Borusan Orkestrası`nın Liverpool Kraliyet Filarmoni`den bile kısa tutulmuş olmasına (6 satır) hiç anlam veremedim. Bu eksiklikler, Ahmey Say`ın `Müzik Ansiklopedisi`nin değerini azaltmaz. Say`ın 3 ciltlik bu yapıtının, Beethoven üzerine cumhuriyet tarihi boyunca adam gibi bir biyografi yayımlanamamış Türkiye gibi bir ülkede ortaya çıkabilmiş olması bile büyük bir başarıdır. Belirttiğimiz eksiklik ve dengesizlikler de, ileride çokça olmasını arzu ettiğimiz baskılarında elden geçirilir ve düzeltilir diye umuyoruz.
Serhan Bali (Radikal Gazetesi Kitap Eki - 14 Ekim 2005)
Bu yıl 70. yaşını kutlayan Ahmet Say`ın ilk kez 1984 yılında yayınlayıp, 2003 yılında 10. baskısına ulaşmış 4 ciltlik `Müzik Ansiklopedisi`nin yepyeni bir çehreye kavuşmuş son versiyonu çıkageldi son olarak. Say`ın uzun zamandır, bu 3 ciltlik şık baskılı ve eskisine nazaran çok daha derli toplu sayılabilecek ansiklopedi üzerinde çalıştığı biliniyordu. Türkiye`de müzik tutkunlarının, müzik öğrencilerinin, eğitimcilerinin yararlanabileceği doğru düzgün Türkçe müzikoloji, müzik tarihi, müzik edebiyatı yayınlarının yokluğundan bahsetmiştik girişte. Bu durumda, yabancı dil bilmeyenlerin baş vuracakları yegane yayınlar haliyle ansiklopedik sözlükler ve yapıt kılavuzları olmaktadır. Yıllardır Vural Sözer`in kısıtlı `Müzik Sözlüğü`yle yetinmek durumunda kalan Türk müzikseverler son yıllarda Pan Yayınevi sayesinde Türkçe`de bugüne kadar çıkmış en geniş yapıt kılavuzu olan İrkin Aktüze`nin 5 ciltlik `Müziği Okumak` külliyatıyla biraz olsun rahatlamıştı. Say`ın `Müzik Ansiklopedisi` içerik itibariyle Aktüze`nin kılavuzlarından farklı elbette. Sadece yapıt analizlerinden ibaret değil, çok daha geniş bir çerçeve sunuyor okurun önüne çünkü adı üstünde, bir ansiklopedi bu... Say`ın ansiklopedisinde, Türk müzik okurları Jennifer Lopez, orkestra şefi Ferenc Fricsay ve müzik yazarımız Üner Birkan hakkında bilgi sahibi olabilirler. Mozart`ın `Küçük Bir Gece Müziği`, Ravel`in `Kaz Ana` isimli eserleri hakkında yazılmış küçük notları okuyabilir, `Medley`, `Medhal`, Tabl-hâne`, `Rallentando` gibi müzik terimlerinin ne anlama geldiklerini öğrenebilirler. Hiçbir müzik türüne ayrıcalık tanımaksızın hazırlamış Say ansiklopedisini. Klasik Türk Müziği, Klasik Batı Müziği, Türk Halk Müziği, caz, rock, dünya müzikleri, kısacası tüm müzik türleriyle ilgili temel kavramlar ve temel kişilikler yer alıyor ciltlerde. Ayrıca önsözdeki şu cümlesinin hakkını da vermiş Say: `Her ülke ansiklopedide kendi müzik kültürünü vurgulamayı, kendi müzikal varlığını tanıtmayı amaçlamıştır. Ansiklopedimizde bu yaklaşım genişletilerek uygulanmıştır` `Müzik Ansiklopedisi`, geçmişten ve günümüzden çok sayıda yorumcunun biyografisine yer vermiş olmasıyla beni şaşırttı doğrusu. Nedeni de şu; Ülkemiz Klasik Batı Müziği ortamında `yorum` ve `yorumcunun` değerlendirilmesi her daim, yapıtın kendisinin yanında ikinci planda kalmıştır ne yazık ki. Bizde, Mozart`ın, Beethoven`in piyano sonatları üzerine konuşulur konuşulmasına ama sıra onları kimin nasıl yorumladığına gelince iş biraz çetrefilleşir, yorumcuların üslupları arasındaki - haydi detayları geçtik - temel farkların neler oldukları üzerine anlamlı tartışmalar geniş çevrelerce yapılamaz pek. Bu sıkıntı, `Müzik Ansiklopedisi`ne de sirayet etmiş. Say`ın yapıtında okurlar pek çok yorumcu hakkında biyografik bilgiye ulaşabilecekler ama müzik tarihinin en önemli yorumcularının üslupları hakkında bile ne yazık ki en ufak bilgiye sahip olamayacaklar. Toscanini`nin eserleri `derin bir kavrayışla` yönettiği elbette sarsılmaz bir gerçek ama onun yaklaşımını örneğin Furtwangler`inkinden ayıran temel noktaların neler olduğu bir iki cümleyle açıklanabilse daha iyi olacaktı. Bu konudaki örnekler çoğaltılabilir. Destursuz eksikler faslına girdiğimizin farkındayız. Hazır girmişken, yazımızın artık bu son kısmında, görebildiğimiz diğer eksikliklerden (veya unutkanlıklardan) da bahsedelim o halde. Eleştirmek kolay, yapmak zordur, biliyorum ama üç yıl önce müzik yayıncılığına başlamış, son on beş yıldır Batı müzik yayıncılığı dünyasını çok yakından takip etmiş ve o dünyanın İncil`i kabul edilen Grove Müzik Ansiklopedisi`yle büyümüş bir müziksever olarak, Say`ın ansiklopedisini incelediğimde gördüğüm kimi eksiklikleri ve yadırgadığım noktaları belirtmek ihtiyacı duyuyorum. Göremediğim maddelerden başlayayım... Piyanist Hande Dalkılıç, Kalan Müzik (`Plak şirketleri` maddesinde bizden örnek olarak), Avrupa Oda Korosu, Terci-Korad Gitar İkilisi`nden Kürşad Terci (İkilinin diğer üyesi Kaan Korad var), Cüneyt Sermet (`Caz` maddesi içindeki `Türkiye`de caz` başlığı altında bile Sermet`in adına rastlayamadım), Emil Tabakov, Ömer Umar (Sadece `Şan Sineması` maddesinde kısaca geçiyor), Leyla Gencer Şan, Siemens Opera ve Eczacıbaşı Bestecilik yarışmaları (`Yarışmalar` maddesinde bizden örnek olarak), Kemal Küçük, Aydın Büke. `Müzik dergileri` ve Müzik dernekleri` maddelerinde Türkiye`ye özel bir yer ayrılmamış. Dergiler maddesinde sadece Orkestra dergisinin adı geçiyor, o da birkaç Alman dergisinin arasında. Peki niye Fransız, İngiliz, Amerikan dergileri yok?) `Fazıl Say` maddesi epeyi kayırılmış gibi gözüküyor. Fazıl Say`ın kayırılmaya ihtiyacı yok elbette ama ansiklopedinin bütününde, İdil Biret ve Leyla Gencer dahil tüm büyük yorumculardan esirgenmiş analiz faslının sadece Say için genişçe kullanılmış olması biraz tuhaf duruyor. Yapıtta, `Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi` ile `Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası` maddeleri hak etmedikleri kadar kısa ele alınmışlar. Hele Borusan Orkestrası`nın Liverpool Kraliyet Filarmoni`den bile kısa tutulmuş olmasına (6 satır) hiç anlam veremedim. Bu eksiklikler, Ahmey Say`ın `Müzik Ansiklopedisi`nin değerini azaltmaz. Say`ın 3 ciltlik bu yapıtının, Beethoven üzerine cumhuriyet tarihi boyunca adam gibi bir biyografi yayımlanamamış Türkiye gibi bir ülkede ortaya çıkabilmiş olması bile büyük bir başarıdır. Belirttiğimiz eksiklik ve dengesizlikler de, ileride çokça olmasını arzu ettiğimiz baskılarında elden geçirilir ve düzeltilir diye umuyoruz.
Serhan Bali (Radikal Gazetesi Kitap Eki - 14 Ekim 2005)
daha fazla
Yazar: Ahmet Say
Yayınevi: Müzik Ansiklopedisi Yayınları
ISBN: 9757436313
Sayfa: 2060s.
Boyut: 17,5 x 23,5 cm
Kapak:
Tarih: 2005
Kağıt Tipi:
İncelemeler ve Yorumlar
17,5 x 23,5 cm kitabı hakkında sen ne düşünüyorsun?