Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
SÖNMÜŞ MUMLAR SOKAĞI BORSA VE KRİPTO", "KREDİ, HIRS, BORÇ" ve "BİR ELEKTRİKÇİNİN YÜKSEK VOLTAJLI YAN
Ama bir gün, hayatın yavaş akımına kapılan Hüseyin Usta, hızla yükselen voltajın cazibesine kapıldı. Komşusundan duyduğu "kolay para" hayali, birikimi, onuru ve ailesinin huzuru üzerine çektiği devasa...
11. Bölüm

Sönmüş Mumlar Sokağı 8. Bölüm: Ekranın Gölgesi

12 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
Sönmüş Mumlar Sokağı
8. Bölüm: Ekranın Gölgesi
Ayşe’nin sesi, Hüseyin Usta’nın dükkânının sessizliğinde donmuş bir bıçak gibiydi. Elindeki ipotek evrakları, dürüstlüğün ve güvenin paramparça oluşunun somut kanıtıydı.
Hüseyin Usta, tezgâhtan yavaşça doğruldu. Gözleri kan çanağıydı, sakalı uzamış ve dağınık saçları dertlerinin ağırlığı altında ezilmişti. Ayşe, karşısındaki adamı tanıyamıyordu; bu, yirmi beş yıllık eşi değil, ekrandaki rakamların kölesi olmuş, çökmüş bir yabancıydı.
“Ayşe, ben... ben sana açıklayacağım,” dedi Hüseyin, sesi çatallıydı.
“Neyi açıklayacaksın Hüseyin? ‘Büyük iş anlaşmasını’ mı? Yoksa bu dükkânın ipotek edildiğini mi? Bu dükkân, bizim tek güvencemizdi! Ne yaptın sen, Hüseyin?” Ayşe’nin sesi artık titrek değil, acı doluydu.
Usta, kelimeleri toparlayamadı. Sadece ekrandan gelen son dehşet verici haberi hatırlıyordu: Güneş Coin’in sıfırlanması.
“Para, Ayşe. Daha iyi bir hayat için para lazımdı. Herkes kazanıyordu. Bütün birikimimi... bir hisseye ve bir kripto paraya yatırdım. Sonra düştü. Ben de yükselir diye dükkânı ipotek ettim.”
Ayşe, duyduklarına inanamıyordu. Sanki bütün hayatları, Hüseyin’in sorumsuz bir anda çektiği bir kâğıtla yerle bir olmuştu. “Hisse? Kripto? Sen deli mi oldun? Sen borsadan anlamazsın ki! Ben lüks palto istemediğimi söylemiştim, Hüseyin! Ben huzur istiyordum!”
Ayşe, paltonun asılı olduğu askılığa doğru yürüdü. Palto, artık bir mutluluk sembolü değil, büyük bir yalanın anıtıydı.
“Kazandığını söyleseydin, hemen çıkardım o kumardan. Ama sen, o ekrandaki gölgelerin peşinden koştun. Sen bize yalan söyledin!”
Hüseyin Usta, Ayşe’nin yüzüne bakmaya cesaret edemedi. Utanç, onu lehim teli gibi büküyordu. “Geri alacaktım Ayşe. Yemin ederim. Şu an biraz zarar var, ama beklersek...”
Ayşe acıyla güldü. “Zarar mı? Hüseyin, bu sadece zarar değil. Bu, bizim yirmi beş yıllık hayatımız! Elif’in üniversite parası! Sen borç içindesin! Kredi mi çektin, borç mu aldın? Ne kadar borç?”
Hüseyin Usta, başını eğdi. “Toplamda… 255.000’den fazla. Ama Güneş Coin sıfırlandı Ayşe. Geriye sadece X Hissesi kaldı. O da eksi...”
Ayşe’nin dizlerinin bağı çözüldü. Tezgâhın yanındaki sandalyeye yığıldı. Gözyaşları, yanaklarından aşağı süzülürken dükkânın loş ışığında parlıyordu. Onun gözyaşları, Hüseyin Usta’nın kaybettiği paranın faizinden çok daha ağır bir bedeldi.
“Biz ne yapacağız Hüseyin? Nasıl ödeyeceğiz bu parayı? Borçla borç mu kapatacağız şimdi?”
Ayşe’nin son sorusu, Hüseyin Usta’nın beyninde bir çan gibi çaldı. O güne kadar hep borçla borcu kapatma fikrinden kaçınmıştı. Ama şimdi, dükkân ipotek altındaydı, ilk kredi borcu gelmişti ve Güneş Coin’den gelen büyük kayıp, onu tam anlamıyla duvara yaslamıştı.
Hüseyin Usta, karısının yıkılmış yüzüne bakarken, tek bir çıkış yolu görebiliyordu: Yeni bir borç. Daha büyük, daha hızlı, daha riskli bir borç.
O gece evde soğuk bir sessizlik vardı. Ne Hüseyin ne de Ayşe konuşuyordu. Hüseyin Usta, yatağında Ayşe’ye sırtını dönmüş, telefonunun ekranına bakıyordu. Ekranın loş ışığı, odadaki tek aydınlıktı; ama bu ışık, Hüseyin Usta’nın zihnindeki karanlığı daha da belirginleştiriyordu.
Telefonunda, banka bildirimleri yerine, artık daha ürkütücü mesajlar beliriyordu: Hızlı kredi teklifleri, teminatsız borç veren kişi ve kurumların reklamları.
Hüseyin Usta, ekrandan yansıyan o karanlık gölge altında, borç sarmalının son ve en tehlikeli hamlesini yapmaya hazırlanıyordu.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL