Biz ancak bize hayran olanları can ve yürekten överiz. la rochefaucauld
Şiirin Gözü
Derin bir yurt sevgisi, tarih bilinci, bireysel ve toplumsal duyarlılık taşıyan güçlü bir şiir kitabı olarak çok katmanlı ve kapsamlı bir çalışmadır. Kitap, yedi tematik bölümde toplanan şiirlerle Tü...
8. Bölüm

Kocadağ Babacığıma

20 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
VII. Bölüm, Babacığıma,
***
Kocadağ

Koca bir dağdın arkamda
Önümde serili engin ova
Sokak sokak dolanan şu kasaba
Senden bir haber var mı baba?

Keskindi bakışlar ela gözler
Bu dağ, bu ova, şu cami
Göz göz hanay evler
Bilsen seni nasıl özler.

Alt üst yoğurarak toprağı
Omzumda kürekle tanıdı
Köyün kasaban Dedebağı
Dile gelse de şu Belen Meydanı
Anlatsa bize yaşadığın çağı.

Hacıydın, hocaydın dupduru
Minarede ezandın, minberde hutbe
Bilmezdin ne tarikat, ne tekke
Bezin olmazdı asla siyasette.

Keskindi bakışlar, elaydı gözler
Bu tarla, bu bahçe, şu çay
Yağan yağmur, akan seller
Bilsen seni nasıl özler...

Şimdi üstünde mezar taşı
Yanında çamlar
Uzadıkça uzadı babam
Hasret kokulu yıllar.

***
Yakarış

İnsan düşmüş batağa,
Yönelmiş sapıklığa.
Çırpınır karanlıkta,
Muhtaç kalmış ışığa.

Güzel Rabbül Âlemin,
Olsun diye rehberim,
Nisan ayı, baharda
Muhammed’i gönderdin.

Allah birdir ve tektir,
Âlemlere örnektir.
Özü sevgi, sevmektir,
Yaradan’a dönmektir.

Güzel Rabbül Âlemin,
Olsun diye rehberim,
Ona giden her yolda,
Kitap Kur’an-ı Kerim.

Verdi güzel müjdeyi,
“Oku! Oku!” demeyi.
İnsan kadri bilmeyi,
Çalışıp didinmeyi.

Güzel Rabbül Âlemin,
Olsun diye rehberim,
Muhammed’dir Mustafa,
Sensin benim örneğim.

İnsanlar eşit dedin,
Asla zulüm etmeyin.
Kul hakkı hiç yemeyin,
Harama el sürmeyin…

Güzel Rabbül Âlemin,
Olsun diye rehberim,
Darda kalınca yolda,
Yol gösterir ayetin.

Tut orucu, kıl namaz,
Ver yoksula, deme az,
Nimetlere bak biraz,
Eyle Tanrı’ya niyaz.

Güzel Rabbül Âlemin,
Olsun diye rehberim,
Bak çiçekte, arıda
Vardır nice hikmetin.

Veli aciz bir kulu,
Ali Hoca’nın oğlu,
Şaşırır bazen yolu,
Bilmem ne kadar suçlu?

Güzel Rabbül Âlemin,
Olsun diye rehberim,
Düşmüş isen hataya,
Rahmetin boldur senin…

***
Arıyorum

Ne saltanat rüyasında
Ne densizin riyasında
Hak âşığın rüyasında
Görüyorum Mevla’m seni…

Ne şıhında ne şahında
Ne tahtında ne tacında
Derde deva ilacında
Buluyorum Mevla’m seni…

Ne türbanda ne fermanda
Ne vuranda ne soyanda
Bereketli her harmanda
Anıyorum Mevla’m seni…

Ne fitneyi sokanlarda
Ne kibirli bakanlarda
Alın teri akanlarda
Kokluyorum Mevla’m seni…

Ne kula kul olanlarda
Ne testisi dolanlarda
Vatan için solanlarda
Yaşıyorum Mevla’m seni…

Ne kepçede, ne kazanda
Ne azanda, ne sızanda
Salâlarla Ramazan’da
Arıyorum Mevla’m seni…

Ne tarikatta, ne barikatta
Ne tokatta, ne batakta
Bilim denen hakikatte
Arıyorum Mevla’m seni…

Ne Acem’de, Ne Arap’ta
Ne hilede, ne dolapta
Ayetin yazan kitapta
Arıyorum Mevla’m seni…

Ne ırkında, ne cinsinde
Ne sarıkta, ne fesinde
Veli’nin son nefesinde
Arıyorum Mevla’m seni…

***

Şükürlerin Şükrü

Dünyaya geldiği gün
Yetim kalmış bizim Şükrü
Ne bir yudum ana sütü
Ne zamanında bir öğün
Görmemiş Şükürlerin Şükrü…

Daha yedi yaşına basmadan
Öksüz kalmış, boynu bükük
Üst baş perişan, dökük
Öte itilmiş, beri itilmiş
Ne bulduysa yemiş, içmiş
Yaşadığına şükretmiş Şükürlerin Şükrü.
Şimdi dayanmış yetmiş yaşına
Bir baş soğan doğradıysa aşına
Aklına düşmemiş ne konak, ne saray
Kimseden istememiş bir pay
“Her hikmeti Mevla’dan say”
Demiş Şükürlerin Şükrü.

Ağzında kalmış iki tek diş
Yoksulluğa, darlığa
Şükürle karşı gelmiş
Gözlerinde sonsuz pırıltı
Dertleri, tasaları azık etmiş
Düşmüş bizim dergi kapağına
Veli Hoca’ya ders vermiş
Şükürlerin Şükrü…

***

Gönül Sofrası

Duyduk duymadık demeyin
Gönül sofrasına davetim var benim
Herkes istediğinden yesin içsin
Ambarlar dolusu servetim var benim…

-Bitsin bu açlık, bitsin bu kin, bu öfke
Gönüller dönsün sırmalı köşke…

Sevda çayını demledim çoktan
Söz etmeyin bana vardan, yoktan
Bize ne gözü aç ve karnı toktan
Serden, yardan geçen bize gelsin…

-Bitsin ikiyüzlülük, yalakalık, **lık
Dobra dobra, içi dışı bir olsun insanlık…

Günü günden ayırmayalım
Adamı sofrada kayırmayalım
Şanı şöhreti hiç duyurmayalım
Herkes kıblesini kendi seçsin…

-Bitisin bu açgözlülük, tok sözlülük
Gözde değil gönülde olsun gözlük…

Atalım cebimizden parayı pulu
Bir tutun Allah’ın yarattığı her kulu
Çoluk çocuk, kadın erkek dolu dolu
Kursağında kalmasın hiçbir hevesin…

-Bitsin şan, şöhret, mevki makam
Kavuşsun artık ayrı duran iki yakam…

Veli pazara çıkarsın erkenden
Gönüller dolsun baldan şekerden
Mal da yalan, mülk de yalan derken
Yaradan soframıza bin bereket versin…

-Bitsin artık adamın adama hilesi
Bitsin artık bu toprakların çilesi…
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL