İnsan demiş bizi insan yaratmış Verdiği nimete cana bin şükür Kimini Fizan’a Umman’a atmış Bizler buradayız buna bin şükür
İnsanoğlu cehaletle uyurmuş "Oku" demiş Rabbim böyle buyurmuş Kur’an ile insanlığa duyurmuş Emrine bin şükür O’na bin şükür
Demiş son Peygamber ümmeti olun Hakkını koruyun yetimin dulun Sizi Türk yarattım doğruyu bulun Damarda Türk akan kana bin şükür
Çizgimiz bellidir yolumuz belli Vatanı severiz ellide elli İyilik gönülde eder tecelli Dar günde beliren tan’a bin şükür
Gam kasavet keder tüketir eri Ömrümüzde derdin olmasın yeri Yüce Rabbim darda koyma bizleri Ferahlık verdiğin an’a bin şükür
Suat Zobu’m doğduk şükür yaşarız İniş demez yokuş demez aşarız Topraktan gelmişiz ona koşarız Eşhedüyle gelen sona bin şükür
❀ Altmış dört yaşında kendi halimde Yaşayan biriyim ölü değilim İçimde ne varsa o var dilimde Benim rengim nettir flu değilim
Bir şeyin eskisi yenisi değil Ne çıbanım ne de birinde siğil Birilerine bükül birine eğil Çiğneyip geçilen yolu değilim
Bende yurt sevgisi bire bincedir İnsanlık onuru daha öncedir Yaradan’a boynum kıldan incedir Şükür başkasının kulu değilim
Yavan-yağlı kaynar helaldir aşım Fıldır fıldır dönmez gözümle kaşım Haksıza eğilmez dik durur başım Kimsenin maşası eli değilim
Doğuştan ne isem sonra da o’yum Ortama uyarak değişmez huyum Uzamaz kısalmaz aynıdır boyum Ağacın sallanan dalı değilim
İnsanlık hakkını çalmadım şükür Aç kaldım da esir kalmadım şükür Tarihte hiç köle olmadım şükür Emperyal güçlerin malı değilim
Türk oğluyum Türküm asildir kanım Altay’dan Balkan’a uzar bir yanım Vatanın uğruna fedadır canım Sönmüş Milletlerin külü değilim
Çorum İli’ndenim İlçe’m İskilip Haksızlığın karşısına dikilip Tavrımı koyarım Hakk’ı hak bilip Susup da kalamam lal’i değilim
Beni Türk yaratmış şükür Yaradan Müslümanım söylüyorum buradan Bozulmam bin yıl da geçse aradan Esip dinen poyraz yeli değilim
Ben insanım söyleyecek sözüm çok Üçün beşin hesabında gözüm tok Boştan yere övünmeye lüzum yok Bir deli yağmurun seli değilim
Bayrağım Türkiye’m iki gözümdür Atatürk’ün yolu benim izimdir İlkesi ilkemdir sözü sözümdür Fitnenin fesadın dili değilim
Oğuz soyundanım Salur Koluyum Yurdum insanına sevda doluyum Mustafa Oğluyum Suat Zobu’yum Hainin soysuzun beli değilim
❀ Yine Yalnızım
Hala çiledeyim bak bu yaşımda Gelene geçene kanıyorum ben Müthiş badireler döner başımda Herkesi kendimden sanıyorum ben
Yine gurbetteyim yine yalnızım Yine derinlerden geliyor sızım Yine çekilmezim yine mızmızım Kendimi çok iyi tanıyorum ben
Bu mudur yaşamın gerçek kuramı Dostlarımla bozuyorlar aramı Kanatırlar kaşıyarak yaramı Kıskancı gammazı kınıyorum ben
İhanet aldatma ar’dı eskiden Sevdiğimiz bize yar’dı eskiden Sözüne bağlılık vardı eskiden Geçmişi özlemle anıyorum ben
İnsanım iradem yaptı seçimi Yıllar benliğime verdi biçimi Kaynayan su ısıtmıyor içimi Temmuz Ağustos’ta donuyorum ben
Yaşam yorgunluğu vurur yüzüme Yarın meşakkati büyür gözüme Gelir karamsarlık siner özüme Sanki günden güne bunuyorum ben
❀ Gayrı Ben
Aman Değmeyin değmeyin bana değmeyin Bundan keyli felah bulmam gayrı ben Yaramı deşip de boynum eğmeyin Lokman gelse iflah olmam gayrı ben
Aman Kimse bilmez gizli derdim çok benim Yalan dolan lafa karnım tok benim Giderim giderim yerim yok benim Bağlasalar burda kalmam gayrı ben
Aman Bu dünyada var mı acep kalacak Kalıp sonsuza dek mutlu olacak Ecel gelse neyim var ki alacak Altın zümrüt olsa almam gayrı ben
Keyli: Sonra Felah: Kurtuluş, iyileşme, onma.
❀ Bu Günler
Yine duygusalım yine doluyum Uğrun uğrun ağlıyorum bu günler Kenara atılmış insanoğluyum Yüreğimi dağlıyorum bu günler
Yine körkütüğüm hepten sarhoşum İçimde sızı var yine bir hoşum Bir işe yaramam şimdi bomboşum Dertten derdi sağlıyorum bu günler
Yine efkardayım bende kabahat Olmadık anlarda kesiliyor hat Beynimi kemirir vermez ki rahat Sorulara bağlıyorum bu günler
Yine buram buram sevda başımda Bir tat bırakmadı ekmek aşımda Uykuyu terk ettim ben bu yaşımda İçten içe çağlıyorum bu günler
Gönlüm sever dilim ise duacı Şifaya Yetersiz geliyor acı Sevda çınarında bir darağacı İlmeğimi yağlıyorum bu günler
❀ Dağlar Dursun Yerinde
Ne oldum deme gönül ne olacak kim bilmiş Belli olmaz baharda gonca solduran olur Bugün yarın telaşı bakarsın vade gelmiş Bağbanı gider elbet has bahçe viran olur Olmaza olmaz deme mutlak olduran olur
Bir vefasız uğruna ağlar sızlar yanarsın Diline tespih eder yetmiş kere anarsın Canım cicim diyene isteyerek kanarsın Bugün yarın martaval sevdayla yoran olur Sözü çıkmaz aklından bazen baldıran olur
Serde mal mülk hevesi geçim ise ayrı dert Çoluk çocuk didinme yokuş başında namert Yaşam yolu çetindir kurtlarla dans eder fert Yazı kışı belirsiz engelle duran olur Karanlık kuyulara tutup daldıran olur
Bu benim dostum dersin şöyle göğüs gererek Dağ gibi yaslanırsın ona arka vererek Kimse sana dost olmaz yere halı sererek Kalp kırarsan senin de kalbini kıran olur Çıldırırsın saçını kökten yolduran olur
Yaşam sırlarla dolu manası çok derinde Kibirlenmek gereksiz dağlar dursun yerinde Süleyman olsan bile mutlak günün birinde Kapının tokmağını acıyla vuran olur Tek yöne son bileti elbet aldıran olur
Yetersiz son nefesle defter toptan dürülür Hangi vakit bilinmez nerde selâ verilir Dünyaya sığılmaz da bir tabuta girilir Başımızda inşallah okunan Kur’an olur Musallada namazı bir gün kıldıran olur ON6.01İKİBin15
❀ İçimde Köz Ateş
(Maalesef çocuklarımız yurt dışına gidiyor.)
Umurunuzda mı ahkam kesenler Dizimde dermanım göz ferim gitti Yedi dağdan esim esim esenler İki gözden biri neferim gitti
Burası bizlerin burası benim Batıyor kayığım kırık dümenim Gün gün kötüleşen düzelmeyenim Dışım dökülüyor içerim gitti
Köz ateşler yanar her yanım ilir Ne kadar zor imiş bilenler bilir Bu yufka yüreğim oradan gelir Yegâne varlığım değerim gitti
Bir günden bir güne sefa sürmedim Bu yaşıma geldim böyle görmedim Kumar oynamadım riske girmedim Olan birikimim ederim gitti
Hıçkıra hıçkıra ağladım o gün Kahroldum karalar bağladım o gün İçimde lavlarla çağladım o gün Ciğerimden parça her yerim gitti
Bugünü yarına zormuş taşımak Kolaymış bekara karı boşamak Hepimizin hakkı elbet yaşamak Varım yoğum iki gözümden biri Evin tek kızıyla bir erim gitti Benim kara gözlü Alper ‘im gitti
❀ Olmasın Varsın
Benim bağım viran olmuş ezelden Neyleyim bülbül de ötmesin varsın Geçtim sevdasından geçtim güzelden Yaptığım hoşuna gitmesin varsın
Söylediklerine kanamam artık Günde yetmiş kere anamam artık Aşkının narına yanamam artık Dumanım başımdan tütmesin varsın
Şu garip yüreğim yansa da hardan Alırım başımı giderim burdan Geçerim sevdadan geçerim yardan Çektiğim özlemler bitmesin varsın
Hep derdim ki "aşkı dünyaya değer" Böyle düşünmeye değmezmiş meğer Kadir kıymetimi bilmezse eğer İstemem merhamet etmesin varsın
Gönlünde Yetersiz olsa da yerim Taş basar bağrıma kabul ederim Sorsalar kim diye tanımam derim Unutmaya gücüm yetmesin varsın
❀ Yoruldum
yaprağı gölgeli ulu çınardım, boş gezenin kalfasını kınardım, bir soğuk gözeli duru pınardım, yıllar yılı aka aka yoruldum. . Yılların çilesi bindi omzuma Şu belimi büke büke yoruldum Ne Pazar dinlendim ne de bir Cuma Ayrık kökü söke söke yoruldum
Yaprağı gölgeli ulu çınardım Boş gezenin kalfasını kınardım Bir soğuk gözeli duru pınardım Yıllar yılı aka aka yoruldum
Ne sağımı bildim ne de solumu Haram dedim uzatmadım kolumu Düze uğramayan yokuş yolumu Ömür boyu çıka çıka yoruldum
Dert kervanı geçti hisse aldım ben Bir şey yapamadım bakıp kaldım ben Bıraktım deryaya toptan saldım ben Gemileri yaka yaka yoruldum
Kötü yol tutmadım bana ar dedim Az kazandım, şükür yine kâr dedim Vefasıza gönül verip yar dedim Yalvarıp dil döke döke yoruldum
Sittin sene sürgün oldum sürüldüm Çilelerle dürüm dürüm dürüldüm Almadı meclisler hakir görüldüm Dışarıdan baka baka yoruldum
Görmedim felekten iyi bir günü Yarın belki derken aradım dünü Ben ki gönül gurbetinin sürgünü Hasretini çeke çeke yoruldum
Ne gurur eyledim ne de bir kibir Tümden anlatmaya yetmiyor tabir Engeller dikildi önüme bir bir Rastladıkça yıka yıka yoruldun
Bozuldu ayarım bitti ederim Kimse bilmez ne içerim ne yerim Gittikçe daraldı belde kemerim Delik delip sıka sıka yoruldum
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.