Hacı Bektaş Veli
(Erkek Dişi Sorulmaz)
Roman
Hüseyin TURHAL
Aşkın ve Hoşgörünün Destanı: Hacı Bektaş Veli Romanı
Yazar: Hüseyin TURHAL
13. yüzyıl Anadolu’su. Topraklar kanla, gönüller korkuyla sulanırken; bir derviş, Horasan’dan getirdiği Vahdet (Birlik) fel...
II. Tarikat Kapısı Dergâhın soğuk taşları, artık Yûsuf’a yabancı değildi; onlar, onun manevi yolculuğunun şahitleriydi. Pir Baba, Yûsuf’u yanına çağırdı ve ona Tarikat’ın son dersini verdi: Aşk. “Oğul,” dedi Pir Baba. “Şeriat bedenini, Tarikat ise ruhunu temizledi. Ama temizlik yeterli değildir. Kalp, boş kalan bir kap gibidir; içine ya dünya girer, ya da Aşk. Aşk, bütün temizliği bir anda yutan, her şeyi kendine boyun eğdiren bir ateştir.” Pir Baba, Yûsuf’u üç günlük bir halvet (inziva) için, dergâhın yakınındaki ıssız bir mağaraya gönderdi. Yanında sadece bir seccade ve biraz su vardı. Bu, Yûsuf’un, Hacı Bektaş Veli’nin öğretisinde belirttiği nefsin dört haliyle yüzleşeceği, en çetin sınav olacaktı. Nefsin Dört Haliyle Yüzleşme Mağaranın karanlığında, Yûsuf’un zihni, dış dünyanın bütün seslerinden arındı. Geriye, sadece kendi benliğinin yankıları kaldı. Nefs-i Emmare (Kötülüğü Emreden Nefis): İlk gün, Yûsuf’u eski arzuları yakaladı. Güzel yemeklerin kokusu, rahat bir yatak özlemi, köyündeki ailesine duyduğu dünyevi bağlılık... Emmare, ona “Bütün bunlar boş. Çık buradan, normal hayatına dön!” diye fısıldıyordu. Yûsuf, bu sesi zikirle ve dua ile susturmaya çalıştı. Bu, kök salmış dünya hırsıydı. Nefs-i Levvame (Kınayan Nefis): İkinci gün, Emman’e galip gelince, bu sefer Levvame sahne aldı. Bu ses, vicdanın acımasız eleştirmeniydi: “Sen ne kadar niyet etsen de, yeterince iyi değilsin. O kervansarayda sabırsızlandın. O medresede kibirlendin. Senin Aşk’a ermeye hakkın yok!” Levvame, Yûsuf’u umutsuzluğa düşürmeye çalışıyordu. Yûsuf, bu kınamayı kabul etti. "Evet, kusurluyum," dedi içinden, "ama kusurlu olmam, O'nun rahmetinden uzak durmam için bahane olamaz." Nefs-i Mülhime (İlham Edilen Nefis): Üçüncü günün şafağında, karanlık dağıldı. Yûsuf, bir coşku ve ilham hali yaşamaya başladı. Bâtınî sırlar, imgeler halinde zihnine akıyordu. Kainattaki düzen, varlığın birliği (Tevhid)... Artık nefsine kızmak yerine, onunla barışmıştı. “Aşk, her şeyi temizler,” sesi yankılanıyordu. Ancak Pir Baba, bu aşamanın tehlikesine dikkat çekmişti: Mülhime, manevi kibirle dolup taşabilirdi. Yûsuf, bu coşkunluğu nefsine atfetmek yerine, onu sadece bir lütuf olarak kabul etti. Nefs-i Mutmaine (Huzura Eren Nefis): Halvetin son saatlerinde, Yûsuf’u derin bir sükûnet kapladı. Korku, hırs, pişmanlık, hepsi geride kalmıştı. Artık dünyevi hiçbir şey onu heyecanlandıramazdı, manevi hiçbir şüphe onu sarsamazdı. Kalp, nihayet mutlak huzura ermişti. Bu, Hakk’ın rızasıyla gelen bir dengenin, yani nefsin itminana erme haliydi. Aşkın Mührü Yûsuf, mağaradan çıktığında, güneşin ışığı gözlerini yakmadı; tam tersine, sanki onun içindeki ışığı dışarı yansıtıyordu. O, artık sadece ilim ve ibadetle donanmış bir derviş değil, Aşk Ateşi ile yanmış, olgunlaşmış bir talibdi. Pir Baba, onu dergâhın kapısında karşıladı. Yûsuf’un yüzündeki huzuru gördü. “Gördüm ki, sen ateşe girdin ama yanmadın. Artık seni bu dünyadaki hiçbir şer sarsamaz. Tarikat Kapısı tamamlanmıştır Yûsuf-i Tâlip.” Yûsuf, diz çöktü. “Sultanım, her şey Sizin lütfunuzla oldu. Şimdi nereye gitmeliyim?” Pir Baba gülümsedi. “Şeriat, bize ne yapacağımızı söyledi. Tarikat, bizi nasıl yapacağımıza hazırladı. Şimdi sıra, ne için yapacağımızdadır. Yolun üçüncü durağına, Marifet Kapısı’na geçme vaktidir.” Pir Baba, elini Yûsuf’un alnına koydu. O an, Yûsuf’un zihnindeki bütün ilim, kalbindeki bütün aşkla birleşti. O, artık sadece gören değil, idrak eden bir varlıktı.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.