Dostlarımızın bize gösterdiği sevgiyi abartmamız, duyduğumuz minnetten değil, takdire ve sevilmeye ne kadar layık olduğumuzu herkese göstermek içindir. la rochefaucauld
Hacı Bektaş Veli
(Erkek Dişi Sorulmaz)
Roman
Hüseyin TURHAL
Aşkın ve Hoşgörünün Destanı: Hacı Bektaş Veli Romanı
Yazar: Hüseyin TURHAL
13. yüzyıl Anadolu’su. Topraklar kanla, gönüller korkuyla sulanırken; bir derviş, Horasan’dan getirdiği Vahdet (Birlik) fel...
Felaket Kararı: Vaka-i Hayriye yüzyılın başları... Osmanlı İmparatorluğu, reformlara direnen ve sürekli isyan eden Yeniçeri Ocağı yüzünden büyük bir çalkantı yaşıyordu. Padişah II. Mahmut, devleti kurtarmak için radikal bir karar aldı: Ocağı tamamen ortadan kaldırmak. 1826 yılında gerçekleşen ve tarihe Vaka-i Hayriye (Hayırlı Olay) olarak geçen bu hadise, Bektaşiler için büyük bir felaketti. Yeniçeriler, Hacı Bektaş Veli'yi pirleri kabul ettikleri için, Padişah, Ocağı yok ederken aynı zamanda Bektaşiliği de devlet düşmanı ilan etti. Ferman açıktı: Yeniçeri Ocağı ile manevi bağı olan Bektaşi Tekkeleri derhal kapatılacak, mallarına el konulacak, dervişler ve babalar yargılanıp sürgüne gönderilecek ya da öldürülecekti. Tekkelerin Kapanışı ve Dağılma Sulucakarahöyük'teki Ana Tekke başta olmak üzere, imparatorluk topraklarındaki yüzlerce Bektaşi dergâhına askerler baskın düzenledi. Tekkeler talan edildi, kutsal sayılan eşyalar (sazlar, hırkalar, taçlar) yakıldı veya parçalandı. Romanın o anki ana karakteri, Sulucakarahöyük'teki yaşlı bir Baba olan Dedebaba İbrahim, tekkesinin kapısında askerleri karşıladı. Kılıç zoruyla tekkesinden çıkarılırken, askerlere son sözü, Hacı Bektaş Veli'nin düsturu oldu: "Siz, bu taş binaları yıkabilirsiniz; bu ocakları söndürebilirsiniz. Ama gönülde yanan ateşi söndüremezsiniz. Çünkü bizim Kâbe'miz taştan değil, insanın ruhundan yapılmıştır!" Bektaşi Babaları, Dede-Babalar ve dervişler, ya asılarak ya da sürgün edilerek cezalandırıldı. Hayatta kalanlar, inançlarını ve kimliklerini gizlemek zorunda kaldılar. İnancın Gizli Yolu: Takiyye Bu ağır zulüm dönemi, Bektaşiliğin hayatta kalmak için bir direniş mekanizması geliştirmesine yol açtı: Takiyye (inancını gizleme). Dış Görünüş: Bektaşiler, dışarıdan, Padişah'ın desteklediği resmi Sünni mezhebe uygun davranmaya başladılar. Cemaatle namazlara katıldılar, geleneksel kıyafetler giydiler. Gizli Cemler: Ancak gerçek inançları ve ritüelleri, gözlerden uzak yerlerde, gizli Cemlerde sürdürüldü. Köylerde, dağlardaki mağaralarda veya şehirlerdeki güvenilir evlerin arka odalarında, mumlar eşliğinde Hacı Bektaş'ın felsefesi yaşamaya devam etti. Sözlü Aktarım: Yazılı metinler tehlikeli olduğu için, deyişler, nefesler ve gülbanklar sözlü olarak ezberlenerek ve şifreli bir dille nesilden nesile aktarıldı. Ozanların sazı, artık sadece bir sanat değil, aynı zamanda bir kutsal emanet ve direniş aracı olmuştu. Zulme Rağmen Kalan İz Yüz yıla yakın süren bu zulüm, Bektaşi toplumunu derinden sarstı ve onları yeraltına itti. Fakat bu baskı, aynı zamanda bağlılıklarını da pekiştirdi. Hacı Bektaş Veli'nin "İnsan Kutsaldır" düsturu, bu zorlu dönemde daha da anlam kazandı. Topluluk, dışarıdan gelen zulme karşı, kendi içindeki dayanışmayı, sevgiyi ve eşitliği daha sıkı tutarak direndi. Onlar için, zulme boyun eğmek, Hünkâr'ın insanlık felsefesine ihanet etmek demekti. Tekkeler harabeye dönmüş olsa da, Anadolu'nun dört bir yanındaki gönüller, Hacı Bektaş'ın ocağını gizlice korumaya devam etti.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.