“Bir demli çaya gömdüm acıyı, anlatılamaz duygularımla anlamsız hislere anlam ararken… Hükümsüz duygularımın, hükmü ile hüküm verir oldum virane gönlüme. Bak işte koşar adımla yürüyorum sessizce ölüme. Kâh beliğin dolandı yine dilime…”
DEHŞET-ÜL VAHŞET
Gökyüzündeki parlak şu yıldızları Dalgalı uzun saçlarına takacağım Kahverengi gözlerine, aşkımı asacağım Sevdiğim her fırsatta sana koşacağım
Sevmenin ilk halini sen öğrettin bana Bakmalara doyamıyorum, kıyamıyorum sana Yollar uzasa da, revan olacağım yollarına Sıkı sıkı sar beni aç yârim sarılayım kollarına
SEN KOKAN
Öyle aşık olurum ki, aşıkları kıskandıran Öyle şiirler yazarım ki, içinde sen olan Öyle sevdaya düşerim ki, seni kıskandıran Öyle bakma, yüreğinde fırtına koparan
Öyle sıradan kelem ile seni yazarım ki aşık olursun Öyle kelimelerle oynarım ki içinde beni bulursun Öyle mısralarda seni anlatırım ki kendini okursun Öyle şiirler mısralar yazarım ki, sırıl sıklam aşık olursun
Öyle seni sana anlatırım ki beni benden alırsın Öyle kelimelerle oynarım ki, sende şair olursun Öyle gamzelerini yazarım ki, kendini bulursun Öyle mısralarda, kendini okur, bende kaybolursun
FELEK
Kader beni aldı bir vefasız zalim yâre yazdı Ciğerlerim verem bağlamış, acılarım çok azdı Felek ne eylesem hal bilmez mezarımı kazdı Dokunma zülfü yâre, yurdumu yuvamı bozdu
Sevdamı yürekten Sana haykırdım, tatlı söz söylemedin Ben seni sevdim ya, bir gün seni seviyorum demedin Ben sevdikçe şımardın, kadrimi kıymetimi sen bilmedin Ben senin gibi numaracı, oyuncu bu hayatta görmedim
Gözlerimden süzülüp dökülen yaş değil acıdır Boğazım düğümlendi, yüreğimde ki sancıdır Seven hiç gitmez, gelen de yok, kalan hancıdır Ayrılık kalana zordur yâr, Abbas yine yolcudur
Sensizim bağrıma vura vura yar yokluğuna ağlarım Gezdiğimiz yollara bakar, yüreğimi acıyla dağlarım Kanasın yaram, yüreğim yansın sensizliğe yanarım Zalimin kızı gelmezsin, ben sensizliğe nasıl dayanırım?
“Aşk ne sefilin elinde oyuncak, nede hal bilmezin gözünde eğlence… Aşk kutsal bir kelime. Sevmesini bilmeyen sevmesin arkadaş.”
YAR-I AŞK-I SEDAM
Bakışların aşkı çağırır virane deli gönlümde Sevdiğim gece gündüz ismin hep dilimde Her an ararsın diye cep telefonum elimde Hayalin her zaman yanımda, sevdiceğim benimle
Aşkımı ilan ediyorum, seni artık çok seviyorum Gözlerimi kapatınca hayalini, yüzünü görüyorum Sende beni çok seviyorsun, bunu artık biliyorum Benim olacağın günü dualarla Allah’tan diliyorum
Bakışların beni benden alıyor, elim ayağım karışır Kahverengi gözlü dilberimin yanına, bu âşık yakışır Ay gibi parlıyorsun sana bakınca gözlerim kamaşır Güzelim karşında bir kelime söyleyemem dilim dolaşır
Artık tut ellerimi, sayende lal olmuş dilim çözülsün gitsin Sar bedenimi, Sevdiğim gül kokulu bedeninle, hasret bitsin Al yanaklarından öpüp koklamak istiyorum artık yettin Çık gel ne olur, seni senden istiyorum gönlümde teksin
BAŞKENTLİ
Âşık oldum sana sevdamı haykırıyorum yârim Hep kollarında olmaktır, düşlerimdeki hayalim Yâri sevmek huzur verdi ruhuma, narinim yârim Seninle mutlu olmak istiyor düşlerim hayalim
Ellerimde bir deste papatyalar, senin ismini anarım Sensizlikte, aşk ile özlem ile o hoş kokunu ararım Sevdiğimin bensiz hali nicedir diye için için sorarım Seni seviyorum de, ne olur ben bu söze kanarım
Çık gel tut ellerimi yâr içim heyecanla dolsun Seni çok özlüyorum çık gel ayrılık son bulsun Sarıl boynuma kokun içime yüreğime dolsun Yanağıma bir buse kondur, kederler son bulsun.
“Ne seni unutacak zaman gelecek, nede geçen zaman seni unutturmaya yetecek. Hiç insan unutmak için sever mi? Onu unuttum demek hatırlamaktır. Unutulmayan tek şey yaşanmış yarım kalmışlıklardır, yarım kaldık sevdiceğim, tam olamadık”
NÂMELER
Vuslatımı ararken, tende buldum canım ben seni Benliğim de iken, yokluğum da buldum ben seni Çokluklarda arar iken, tenhada gördüm ben seni Sevmeyi bilmez iken, sevdam da bildim ben seni
Namelerde ararken, rüyalarda buldum ben seni Badem gözlerinde, sezgilerde gördüm ben seni Aşkı tarif ederken, gamzelerinde buldum ben seni Ben beni arar iken, huzuru sende buldum, ben seni
Can incimiş iken, tende canda buldum ben seni Sevdayı aşkı unutmuşken, bende buldum, ben seni Yolarını gözler iken, gökteki ayda buldum ben seni Şiirlerimde ezgilerim oldun, notalarda buldum ben seni.
MUTLUĞUM
Saçları uzundur dalgalanır rüzgârda lüle lüle Sevdiğimin yanakları aldır, sanki benzer kırmızı güle Nazlı yârimin, giydiği yakışır hemen o ince bele Bir bakışı beni benden alır, kokusu benzer sümbüle
Sevdiğimin bakışları hilal, gözleri bademin içi Yârimin güzelliği, dillere destan hep birinci Bir gülüşü var Sevdiğim sultanın, dişleri sanki inci Herkes yârimi sever, Türkiye'de güzellikte birinci
Hilal bakışlı yârim, hayalin her an hep aklımda Seni çok seviyorum, cümle âlem bunun farkında Sevmeye doyamıyorum, mutluluk çok yakında Şair şiir yazar Sevdiğine güzel gülüşü hakkında
HÜZÜN
Sevdiğim yoksun hilal bakışlım yüreğimde hüzün Seni çok seviyorum, Sevdiğim canım iki gözüm Bal gibi tatlıdır, dudaklarından dökülen her sözün Sevdiğim beni benden alır, âşık eder badem gözün
Sevdamız büyük, ulu dağlara ferman yollar Bizi ayırmak istedi zalim ve gaddar olanlar Bilmezler mi? Seviyorum bizi ayıramayacaklar Benim bu halimden sadece bir sevenler anlar
Sensiz uykular bana bu gecede oldu haram Aşk acısı zormuş be gülüm, kanar o yaram Ankaralı sevdim, aşk suyu ver içeyim be karam Şairin şiir yazdı yine, sensizliğe nasıl dayanam
HUZURUM
Sevdam can versin canımdan, yokluğun beter Gözlerin yine buğulu, hayallerin yıkık keder Ankara soğuk, yüreğin buz gibi Ankara’dan da beter Sevdiğim sen sevmesen de seveceğim artık yeter
Rüyalarımda Sevdiğim sen varsın allı ve güllü Hayaller pembe panjurlu evler, mor sümbüllü Tut elimi, sar beni bırakma, seni seven bu gönlü Seviyorum Sevdiğim dünya âlem duysun güz gülü
Sevdiğim yokluğunda Şair Aydın bir çare oldu Yolarına gelirsin diye bakıp gözlerim doldu Elimde telefon, sensizliğim hep kader mi oldu? Gel canım özüm, sevdiğim kaderimiz bu mu oldu?
GAMZELİM
Kahverengi gözlerinde ki bakışlar, huzur verir benliğime Gamzeli al yanakların, neşeme neşe katar erliğime Kaçamak tebessümlerin, âşık eder gül kokan tenine Dilim söylemese de şiirlerim haykırır talibim sevgine
Vuslatımı ararken, tende buldum ben Sevdiğim seni Benliğim de sorar iken, yokluğum da buldum ben seni Çokluklarda arar iken, tenhada gördüm ben seni Sevmeyi bilmez iken, sevdam da bildim ben seni
Namelerde ararken, mısralarda buldum ben seni Badem gözlerinde, sezgilerde gördüm ben seni Aşkı tarif ederken, gamzelerinde buldum ben seni Ben beni arar iken, sende buldum yârim ben seni
Can incinmiş iken, canda buldum gülüm ben seni Sevdayı aşkı unutmuş iken bende buldum ben seni Yolarını gözler iken göklerde buldum kuzum ben seni Şiirlerimde ezgilerim oldun, şarkılarda buldum ben seni.
DÜNYAM
Pamuk gibi yumuşacık, narin ince uzun elleri Gülünce ne güzel oluyor yanaklarındaki gamzeleri Bal gibi çok tatlı sevdiğim kızın o sözleri dilleri Çok özledim Sevdiğim, hayalimdedir badem gözleri
Meçhul aşığı Sevdiğine aşk şiirleri yazar Şiir yazdıkça fesatlar aşkımıza kuyu kazar Sevdiğim Allah’a yalvarıyorum değmesin nazar Ben seni özledikçe mesafeler yolar uzadıkça uzar
Dünya döndükçe yârimi sever ve özlerim Sevdiğimi söylemeye yetmez o acı sözlerim Fotoğraflarına baktıkça buğulandı gözlerim Çık gel ne olur sürpriz yap seni çok özledim
El açtım semaya doğru Yaratana yalvardım Sensizliğimde kurudum, yalnızlığıma aldandım Bir gün çıkıp gelirsin diye hep heyecanlandım Ben senin masum gülüşüne vuruldum yandım
Hislerim nehir olmuş Sevdiğime doğru coşar Meçhul aşığın ayaklanmış Ankara’ya doğru koşar Bu sensizlik duygusu benim boyumu aşar Bu meçhul aşığın Sevdiğim sensiz nasıl yaşar?
AY YÜZLÜM
Yüzü ay gibi parlak, İncedir Sevdiğimin beli Seni seviyorum yârim der, ballıdır tatlı dili Yüzük parmağına taktım tektaşı, narindir eli Hiç aklımdan çıkmıyorsun, seni gördüm göreli
Yüzünde tebessüm var, gamzelerin saçılsın Uzun saçlarına, parlak yıldız ve ay takılsın Kırk gün düğünümüz olsun, eline kına yakılsın Gelin ata binmiş, yollarında naralar atılsın
Yollarına güller serdim, sana ömrüm dedim Hayatıma renk kattın, sultanım hoş geldin İsmini kalbime kazıdım, sana ömür verdim Seni senden çok seviyorum, murada erdim
VİRANEM
Kederliyim yüreğimde bugün hüzün Nere de verdiğin o mutluluk sözün Her an hep aklımda o kahverengi gözün Ay gibi hayalimde parlıyor o yüzün
Ayrılınca yürek acırmış bilemezdim Sevdan kör etti başkasını görmezdim Ah bileydim sevdiğim sevgimi vermezdim Seni çok seviyorum gel desem gelmezsin
Sevdiğin gece gündüz eski fotoğraflarına bakar Gönül yaşlarım sel oldu yüreğimin içine akar Gece oldu yüreğimde kızılca kıyamet kopar Uykularım kaçtı, viranemde şimşekler çakar
Gönlüm sayende kör, yüreğim buralı Sensizlik kader olmuş bahtım hep karalı Duygularım param parça sensiz olalı Dön Sevdiğim dön artık gönlüm yaralı
GAMLI GÖNÜL
Haymana’nın yolları uzun, ne tatlıdır sohbetin sözün Hani anamın geleni olacaktın bu harman da güzün Sende vefasız çıktın hiç kızarmıyor Ankaralı o yüzün Başkasına haram olasın kimseyi görmesin gözün
Kader yüce Allah'tandır iman eder boyun eğerim Yeri göğü sen yarattın Allah'ım sana dua ederim İçimi acıtıyor kurşun yarası gibi tarifsiz kederim Yar benden ayrılmış hüzünlüyüm garip derbederim
Benden başkasını seversen genç yaşta belin bükülsün Yüzüne kimseler bakmasın o sırma saçların dökülsün Yüzün kırışsın, saçların ağarsın o inci dişlerin çekilsin Her gece ağıtlar yak benim için, yüreğin kanla sökülsün
Ayrıldık hüzün sardı bedenimi halimi bilemedim Âşık Aydın şiir yazdı sözlerimi mısraları dizeledim Halim perişan ahlar içinde bu gece nerede geceledim Sevginde yalanmış sevdanda hep adını heceledim
İÇİM ACIYOR
Gözlerim buğulu sen siz gönlüm hasta Elveda dedikten sonra yüreğim yasta Boğazım da ismin düğümlenmiş be usta Çekilmiyor sensizlik neredesin yosma
Kederim büyüdü Ferhat gibi dağları deldi Yüreğim kabardı coştu derelere sığmaz seldi Yokluğunda feryat figan ettikçe içime acı verdi Selamını beklerken sevdiğim ayrılık haberin geldi
İnstagramında fotoğraflarına bakar dururum Baktıkça yüreğim kor, acıyla yanar kavrulurum Yemeden kesildim, bir ruh gibi etrafa savrulurum Döngel artık sevdiğim, dönersin diye avunurum
Teselliler fayda etmez yaralı bedenime Gözyaşlarım durmaz bilmem akar nedeni ne? Ayrılık hak olmuş, isyan etmem kaderime Yangın yeri bedenim alıştım derdime, kederime
MAHSUN BAKIŞLIM
Uzanmış kırmızı divana yar kitap okur Gözleri arada bana bakar, aşk kilimi dokur Kısık gözlerle bakma sevdiğim sanki içimi okur Aşkı-ı cananım heyecanlı içi sanki fıkır fıkır
Her şeyin iyisini, hep tatlı dillim bilir Çok zekidir her zorluğun üstesinden gelir Sevdim mi yârim kadir kıymette bilir Yârim sevdiğine dilerse bin ömür verir
Elinde telefon instagramda tatlı tarifi bakar Mutfakta şef odur, tatlıları nefis kokar Çok güzel hareketleri izler, ocağı yakar Ey sevdiğim yemeklerin mis gibi kokar
GÖNÜL SIZIM
Aşk seninle çok güzel, tarifi adında iki hece Gamzeli yârim seni özledim rüyama gel bu gece Çok özlüyorum yokluğuna dayanamam, sen gülünce Affettim demen ne fayda eder, artık ben ölünce
Aşk sevda nedir seni tanımaz iken bilmedim Gözlerim kör imiş, vaktiyle yârimi görmedim Hata ettim vaktinde kadirini kıymetini bilmedim Ey yârim seni hep sevdim sende bunu bilmedin.
SEVGİLİ
Ben bilmezdim çok aşk acıdır Yürek yangını aşktan da acıdır Sevenin sevdiği, başının tacıdır Bir seni çok sevdim bir de sevgini
Bir bilene soralım, aşkı kim icat etti Ayrılıklar yeter artık canıma yetti Yüreğim ağrıya ağrıya ömrüm biti Bir seni sevdim bir de Beni sevmeni
Ölüm sensizlikten beter Yeter sevdiğim artık yeter Bitsin artık çileler keder Bir seni sevdim bir de sevgini
Hüzünler artık bizden uzak olsun Gönüllerimiz sevgiyle dolsun Ayrılıklar gayrılıklar bitsin Bir seni sevdim bir de sevgini
“Her bitiş, yeni bir başlangıçtır… Bitmesin diye üzüldükleriniz için, iyi ki bitmiş diyeceğiniz günlerde gelecek.” Kendiniz için hep gülümseyin, insanoğlu asık suratlıdır.
AYRILIK ACISI
Ayrılık acıdır, hüzün verir bu bedene El sallamak huy olmuş benden gidene Fedakârlık ister, seven bakar mı nedene Kahverengi gözlerden yaş akar sevdiğine
Yastıklara baş konulmuyor Sana yanmaktan Canım acıyor, virane yüreğimi dağlamaktan Yemeden içmeden kesildim karalar bağlamaktan Sabahlar olmuyor yârim seni düşünüp ağlamaktan
Yolarına güller serdim, Sana gönül verdim Yürekten Sana aşkım yârim kadınım derdim Delikanlı gönlümü ayaklarının altına serdim Ey yârim bir bakışın için bu canımı verdim
Aşkından inim inim geceler boyu inledim Çok vefasız çıktın, ellerin sözünü dinledin Sevgimi verdim, kadirimi kıymetimi bilmedin Gelirsin diye yollarına baktım, çıkıp gelmedin
Aşk şarkıları hep ayrılıktan olur Seven sevdiği için hep gece ölür Sevenin halini ancak bir seven bilir Ayrılık acıdır gülüm elden ne gelir
YARALI GÖNLÜM
Gözlerimde yaş gönlümde hüzün Baharım gelmeden geldi güzün Her an aklımda hayalin yüzün Hiç aklımdan çıkmıyor o sözün
Nazar değdi aşkımız bitti Seviyorum dedi çekti gitti Bitmeyecek aşkımız bitti Ayrılık artık canıma yetti
Yüreğim çöl oldu geçit vermez Karardı gönlüm başkasını görmez Ben sevdim ya artık zalim gelmez Yüreksizdir sevmeyi aşkı bilmez
Bir çareyim, içim nar ateşte yanar Gözyaşlarım yüreğime sanki kanar İçim sensizliğe titriyor, soğuk donar Viran oldum dalıma baykuş konar
Aşk acısı zordur sevdiğim çekilmez Nefret ektin yârim hasadın biçilmez Sevmek zordur be yârdan geçilmez İçim yanıyor versen de su, artık içilmez
Sevdiğime kelam eder tatlı söz söylerim Yoksun ya, Ankara’lar da ben neylerim Gözlerim dalar, hatıraları sensiz ne ederim Boğazıma düğümlendi hasretim, kederim
Sevmesini bilmiyorsun iki gözüm ciğerim Bal gibi tatlıydı o aşk sözlerin be şekerim Yalnızlık ektim yine sayende ayrılık biçerim Buğulu gözlerle yolarına bakmak kaderim
Sevdiğim ismini sayıklar her yerde zikrederim Seni sevmekle geçer ömrüm bu benim kaderim Yıkıldı duygularım sayende kendimi heder ederim Sen Sevmezsen iste gülüm Ankara’dan giderim
KARA KAŞLI YÂRİM
Aşk bu, yine mevzu çok derin Sen Yoksun yârim, şu odam serin Her an hayalimde o tatlı sözlerin Beni benden aldı, kahverengi gözlerin
Bir selam salsam, gider mi yolun uzun Mevsimim kıştı, seninle kahverengi güzün Bal mı yedin, şeker mi ne tatlı o sözün? Hep hayalime geliyor o açık kahve gözün
Bir gülüşü var, yüreğim titrer sizlere ömür Karadır kalem kaşları sanki simsiyah kömür Sevdiğim, yârim gönlüm sanki paslı demir Sen hayatımda ol, sensiz geçmiyor ömür?
Seni özledim, ağladı şişti bu gözlerim Hayalin aklımda, her daim seni özlerim Hiç hatırımdan çıkmıyor o kötü sözlerin Kaldıramıyorum sözleri, taşımıyor dizlerim.
ACILAR
Duygularım sel oldu, sevdiceğime doğru akar Gözlerim Facebook’ta ki fotoğraflarına bakar Her bakışımda gözlerim dolar, yüreğimi yakar Yanma yüreğim, içinde kızılca kıyametler kopar
Sevdiğim ben seni ayrılmak için mi sevdim Delikanlı yüreğimi yârim ben Sana verdim Sayende bu dünyam kaç bucakmış gördüm Aşk da yalamış sevdan da yalanmış bildim
Dünya sensiz tarafımda artık dönmez oldu Nefesim düğümlendi, bu gözlerim doldu Bize nazar mı değdi sevdiğim, ne oldu? Evlilik hayali kurarken ayrılık kader oldu
Yüreğim titredi, şairim yârime şiirler yazdım Ağlıyor gözlerim, mezarımı yaşarken kazdım Mezarımın üzerine dikenler jiletli teller dizdim Ben bu aşk acısından, çilesinden bu yaşta bezdim
Dağlar yol vermez, yâre doğru yol gitmez Bendeki bu sevda ölsem de asla hiç bitmez Yavan ekmek yemiş gibi boğazımdan geçmez Yüreğim yansa da o yârin suyundan içilmez
Yaram kanıyor doktor, bakma kanasın Göz göz olmuş orada yerim, sen varsın Pansuman etme yaram derindir, kalsın Canı Cana versinler de muradını alsın
Gitme yârim uzaklara geri dönülmez Sevmeyi bilmeyenlere gönül verilmez Seven mi ölür? Sevilen mi bilinmez? Sevdim yandım, halim perişan görülmez
ACIYOR İÇİM Yâr boynunu bükmüş yerlere bakar Bakma yârim yerlere yüreğimi yakar Senin halin hal değil gözyaşlarım akar Acıyor içim, içimde kıyametler kopar
Bilinmeyen içimin yangını sönmez Ağlarım acılarım sensizken dinmez Aşkından Mecnun oldum halimi bilmez Ağlamaktan başka elimden bir şey gelmez
Dilim acı söyler elimdeki kalem yazar Etme sevdiğim etme bize değdi nazar Zalim anan kıskandı bizi aramızı bozar Gitme bu ellerden hainler mezarımı kazar
Hayalin her an gözümde Benleri de vardı yüzünde Ayrılık kelamı her sözünde Kahpelik varmış özünde
Canım yanıyor sensizlik zor İçimin yangını kömür gibi kor Ağlamaktan gözlerim mosmor Sensiz yaşamak ölümden zor
ÖMRÜM
Hırçın seller gibiydim canım artık duruldum Günler sensiz geçiyor, ben çok yoruldum Senin yârim kahverengi gözlerine vuruldum Güzel gözlerine baktıkça yandım kor oldum
Gözden gönle bir uzun yol akar Sevdiğim oturmuş yoluma bakar Bir bakışı virane yüreğimi yakar Baktıkça gönlümde şimşekler çakar
Elimde demet tomurcuk kırmızı gül Benim yârim incedir sanki sümbül Yanakları gamzeli dili tatlı bülbül Kaşları yay gibi yüzü sanki nuru gül
Yâr buğulu bakan gözlerin eladır Yâr bir bakışın yüreğime beladır Yâr canı cananı bana veren yüce Mevla’dır Yâr yanakları gamzeli kaşları kemandır
Yâr bir kor düştü, bu sana yürek yangın Yâr kem söz söyleme gönüller dargın Yâr canı cananı alsan da bu yürek Sana vurgun Yâr canımın içinde canan olsan da aşkına yorgun
Yâr deyip diller aşkını zikirle yorulur Yâr aşkınla yüreğim yanar kavrulur Yâr aşkın ile oralara buralara savrulur Yâr Sana vurgun, yangınınla yüreğim kor olur
Yâr dilim lâl oldu aşkından gayrı söylemez Yâr aşk gül oldu yürek bahçemde açmaz eylemez Yâr sensiz bu yürek şair oldu huzuru neylemez Yâr gözler hicran buğulu diller kem nasihat dinlemez
“Acı sözlerin dilinden sıra sıra dökülürken, gönlün kahkaha atıyordu, boynu bükük sevdama. Dilin yosmalık yaparken, saf duygularıma vurduğun her acı söz ile katili olduğun hayallerim yerle bir olmuştu kimsesiz ve öksüz sinemde. İncittiğin yerden incineceğin günü beklemekteyim.”
HASRET
Aşk yürekten girer göz görür Aşkın hali nicedir, mecnun aşkı bilir Seven sevdiğine can verir Özlem bitmeyince ruhum erir
Özlenir özlemler çok özel olunca Sevilmez mi hiç Sevdiğim, huyu güzel olunca Cana can verilmez mi, âşık olunca Sevmek bilinmez seveni bulunca
Sevmek er kisi işidir, delikanlı bilir Ben sevmedim ki, kalbim Sana yürür Düşlerim özlem oldu, hayallerimi bürür Ankara gurbet oldu, Allah sevdamı görür
Seven sevdiğine kavuşur mu, hayırlar ola Seni özledim yüreğim kabardı gözlerim dola Seven sevdiğine hiç verir mi mola Biz beraber çıkalım artık uzun yola
PADİŞAHIN KIZI Sevdan yalanmış, içimde sızı Ferman mı yazdın gavurun kızı Yüreğim yangın yeri, ateşin közü Yıktın yaktın duygularımı zalimin kızı Anlamıyor işte aşkı şiiri güzel sözü
Ne zalimsin, bilmezsin kadrimi kıymeti Oyuncak ettin kaybettin elindeki nimeti Kötüsün, uzaklaştırdın etrafındaki milleti Çek dumanını artık, ciğerlerine o elindeki illeti Anlamıyor işte aşkı şiiri güzel sözü
Ağlarım yine şişti kahverengi gözlerim Hatırımdan çıkmıyor o acı sözlerin Dayanamıyorum titriyor dizlerim Sen bilme zalim, seni çok özlerim Anlamıyor işte aşkı şiiri güzel sözü
Acıdır her sözün yüreğime keder Sevdiğim ben de insanım artık yeter Çekilmiyor çilesi ölümden beter Ey Aydın yaşama öl artık Geber! Anlamıyor işte aşkı şiiri güzel sözü
HASRET-İ VURGUN
Hasret çekemem aç kollarını yâr Hasretin mi yoksa dünya mı bana dar Aç kollarını artık sar beni zalim sar Günler geçiyor ama sensizlik bana çok zor
Duygularım virane oldu param parça kırık Sevdan biti duygularım sayende yıkık Hayallerim yerlere serildi her bir yana dökük Dizlerim taşımaz oldu duygularım yere çökük
Gururun yok mu hiç, seven sevdasına can veriyor İçim acıyor yokluğuna sensizliğe ağlıyor Ayrıldık âşıklar bizim için karalar bağlıyor Vefasız çıktın zalimin kızı yüreğimi dağlıyor
Artık seni sevmek yüreğimi acıtır Hayırsız çıktın sevdayı bilmez incitir Benim sevdiğim zalimlikte birincidir Erkekler ağlar mı, damlayan gözyaşı bir incidir
Aşklar yalan olmuş seven sevdiğine acı çektirir Yastığa baş koyuldu mu, sevdan yürek büktürür Böyle sevda mı aşk mı olur, seveni çok naz bıktırır Çiçekli bahçeler serseler önüme sensizlik gözyaşı döktürür
KEDER-İ HÜZÜN
Yüreğim gamlı ve hüzünlü yine bu gece Gözlerim yaşlı gönlüm kırık dilimde adın iki hece Gam-ı hüzün sardı viranemi gönlünce Sevmeyi bilmeyene gönül verenin hali nice Yüreğin ferah olsun ben artık ölünce
Mevla'dan tek dileğim; ağıt dolu gözlerimi yâr silsin Ben öldükten sonra mezar taşıma al yazması ile gelsin Şahadet şerbetini ben içeyim, yâr kadir kıymet bilsin Saf sevdamı çok gördün, yağlı kurşun sineme girsin Ahımdır Mevla'dan, benim gibi o da sevdasını hal bilmeze versin
Erkekler ağlamazmış derdi ya o şair, gözyaşım dinmez Ben yârimi sevdim, kendini beğenmiş kıymet bilmez Yüreğimi aşkımı ona verdim, viran etmiş geri vermez Halim nicedir, Per perişan havasından Beni görmez Ellerim nasır tutmuş, bir demet gülü yâre veremez
ESMER AY
Geçen seneydi mevsim şimdiki güzün Ne tatlıydı şeker yemiş gibi ağzın ve sözün Hayalimden hiç gitmiyor ki o masum yüzün Bakmaya doyamıyorum badem gibi gözün
Esmerim, ayım oldun, gecede neşe doldum Sen yanımdayken seni özleyip durdum Gözlerine baktıkça beni sevdiğini sordum Gücenme yârim, seni çok sorularımla yordum
Seni tanımazken aşk nedir bilmezdim Sel gibiydim, durulmaz dinmezdim Gökyüzü benimdi, yerlere inmezdim Yüreğim çarpıyor, gönlümü vermezdim
Aşığı aşkına şiirler maniler yazar Ben âşık oldum, değmesin bize nazar Feleğin sillesi ayrılık çukurları kazar Kazma felek kazma, aşka ne yazar
AYRILIK
Yürek yanar sensizliğe kor olur Sensizlik bana her gün zor olur Su akar elbet sonunda yolunu bulur Gel yârim gel sensizim ne olur
Ben ağladıkça mavi göklerde ağlar Sensizliğime yüreklerim Kara bağlar İçime akıyor gözyaşlarım, yürek dağlar Sana sevdamı ne yıllar unutturur ne de çağlar
Sevmedim hiç kimseyi senden evvel Sevdam ne bent dinler ne de hırçın sel Sensiz olmuyor yârim, ne olur dön gel Saf aşkımı verdim, ne olur cevap ver
TÜRKMEN KIZLARI
Yârin incedir beli, hilâl ve eladır gözleri Sen ne tatlısın, Cana can katar o sözleri Yanakları allı, yüzü gamzeli Türkmen kızları Tatlıdır şirindir çekilmez mi hiç nazları
Çalışkandır, yorulmak nedir bilmezler Çok nazlıdır, her yiğide gönül vermezler Haram nedir, hile nedir onlar bilmezler Severlerse sevdiklerinden başkasını görmezler
Ankaralı başında al yazmalı güzelleri Yakışıklıdır, yüreği sevgi dolu erleri Bakmakla doyamazsın eladır gözleri Şerbettir şekerdir şu Türkmen kızları
Düğünlerde çalınır davulları sazları Toyları kurulur, yemekleri verilir yazları Sanki şiir söyler, Mani söyler o ela gözleri Hamarattır, her işi bilir Türkmen kızları
GECE OLUNCA
Saçlarına güller takar aynadan bakardın Hep kızsam da efkârlanınca sigaranı yakardın Hilal kaşlarını çatar Asena gibi bakardın Tatlı dilinle benim hayatıma renk katardın
Yine gece oldu, ciğerim çok sancıyor Başım yastıkta gözlerim Kan ağlıyor Sen Yoksun be gülüm yüreğim acıyor Halin gözümün önünde içim yanıyor
Gökyüzünü izler hani dilek tutardık yıldız kayınca Söz vermiştin düğünümüz olacaktı çiçekler açınca Bir oğlum bir de kızım olacaktı kelebekler uçunca Ayrıldık yârim ay da kaysa dileğimiz tutmaz, bu kaçıncı
Ben hiç pembe panjurlu, hayallerdeki evi görmedim Senden başkasına güzele bu deli gönlümü vermedim Yaşar iken öldürdün, kadrimi, kıymetimi bilmedin Sana öyle âşıktım ki be vicdansız bana değer vermedin
BUĞULU GÖZLER
Yedin ömrümü, kuruttun sinemi kanımı Soldurdun dalında gülümü, kırdın dalımı Sen Gideli huzurum kalmadı, gel al canımı Söktün giderken virane ettin sol yanımı
Yağan yağmurda ıslanmıştık seninle Her yağmurda ağlıyorum hayalinle Bitmeyecek aşkımızı bitirdin kendi elinle Hakaret ettin, kötü söyledin o dilinle
Aşkım dedikçe gözlerinin içi gülerdi Seni seviyorum dedikçe murada ererdi Seven sevdiğinin gözyaşını silerdi Sen isteseydin Aydın Sana can verirdi
Buğulu gözlerle arkandan bakar oldum Sen Yoksun diye sarardım soldum Ayrılık acısını yârim sensizken buldum Sensizlik kaderim olmuş, yapayalnız kaldım
CENNETTEN GÜL KOKUYOR Sanki cennette kokan gülümsün Aşkımızı kıskansınlar, âlem aşk görsün Kuşlar ötsün, kelebekler uçup dursun Leyla Mecnun'una bizim aşkımızı sorsun
Aşığım gülüm Sana, keyfim yerinde Sol yanıma iyi bak, sen varsın derinde Gönlümün içine taht kurdun, en güzel yerinde İyi ki çıktın geldin, günün birinde
Canım aşkım dert inletir, aşk söyletir Aşkınla uçuyorum, sevdam yeri göğü inletir Aydın'ın âşık olmuş, aşk şarkıları dinletir Cennetten gül kokuyor, gonca gülü tut getir
Kalbim seninleyken kıpır kıpır atıyor Senin varlığın hayatıma renk katıyor Benim virane gönlümde bir prenses yatıyor Âşık oldum dostlar, nefesime can katıyor
Aşk sarhoşuyum, bir hoş oldum başım dönüyor Seni ne çok seviyorum be yârim, Allah görüyor Aşk ne güzel, sevmek ne güzel, el âlem biliyor Cennetten gül kokuyor, melekler mutluluk diliyor
SEVMEK
Seni seviyorum de, hadi şu sevdiğine Sevmek güzeldir, huzur verir sevene Aşk kalbi besler sonra dönüşür güvene Sevdanı ver, seni senden çok sevene
Dünya üç gündür, dün geçti bugün de bitti Haykırıyorum artık seni sevdiğimi, artık yetti Sevmek çok güzel, sevdiğim dünyada tekti Sen geldin, gamlar kederler hayatımdan gitti
Sana olan duygularım su gibi coşar Sana doğru akar Seni her gördüğümde, yüreğimde yıldırımlar çakar Ferhat ile Şirin oturmuşlar, bizim sevdamıza bakar Öyle bakma yârim, yaralıdır bakışın yüreğimi yakar
Biz mutluyuz, huzurum yerinde artık darısı sevenlere Sevmeyi bilip de sevdiğine bir ömür gönül verenlere Helal olsun, gönülden sevip aşkı için can verenlere Selam olsun, sevmeyi bilip de aşkının değerini bilenlere
ŞEKERCİ
Karadır kaşı, açık kahve rengi gözleri Tatlıdır dili, Beni benden alır o şeker sözleri Geceme ay doğmuş gibi, parlıyor yüzleri Hep mi Güzel olur, Ankara’nın kızları?
Ay oldun, karanlık geceme ışık saçarsın Yüreğim virane olmuş, içime neşe katarsın Öğle mağrur bakma yârim, yüreğimi yakarsın Kahvedir gözlerin, ömrüme kırk yıl katarsın
Bir gülü verse yârim, gülüşü bana can verir Sevdiğim konuştukça, yüreğimin buzları erir Aşk rüzgârları esiyor başımda, bunu Yaradan görür Ben gönlümü Sana kaptırdım, elimden ne gelir
Benim aşık oldum, Sevdiğime şiir yazarım Seni çok sevdim yârim, değmesin nazarım Kabul olmuş duamsın, kışım bitti hazanım Gönlüme hoş geldin, gül yüzlü hoca hanım
“Uğruna savaştığım bütün aşklardan vaz geçtim. Ne savaşılacak aşk var, ne de buna değecek aşık. Menfaat sevgi olmuş, çıkar sevda olmuş. Kurulan hayaller pembe panjurlu ev değil, nasıl kullanırım hesapları olmuş. Yıkılan umutların altında kalan kalana. Sessiz feryatlarımı duyan yok, yüreğim sensizliğe için için ağlıyor, tamda gece olunca.”
ETME YÂR
Zalimin diliyle kem sözleri yâr bana söyleme Hasetçilerle bir olup sinemi sakın mağrur eyleme Garibi gurebayı yalnız bilip, nefretle eza etme Dünya kısadır yâr, seni çok sevene kin gütme
Fakirim diye yüreğimi yakıp sonrada ağlama Çirkin hal bilmez, sevenin yüreğini dağlama Dil yarası kapanmaz, kötü kelam edip yollama Sam vurmuş bağ gibi, hayallerimle oynama
Dünya bile senin etrafında döner zannetme Sen İnsansın insan kal, kötülüğe meyletme Yıkma hayallerimi, perişan edip çekip gitme Her giden, bilinmeze gider unutamazsın etme
“Kader isyancının kaçış kapısı olsa da söylemlerinde, kendin ettin, kendin buldun keşke deme. Aşk oyuncakçıların vitrininde pelüş ayıcıklardan ibaret toz pembe hayal misali. Ayrılık acısı ile gamlı bir gecede, buğulu pencereye vuran yağmur damlası gibi, yakar kor ateşlerde sineyi”
YARALI
Yâr yine gamlıdır yüreğim Eskiden bükülmezdi bileğim Seni tanıdım, yıkıldı hayallerim Sevmiyorum artık seni meleğim
Seven aşk acısını ayrılınca bilir Su akar artık yolunu bulur Seven sevdiği için gece ölür Yalnızlıklar etrafını bürür
Ben sevdim ellerin oldun Ahlarla vahlarla saçlarımı yoldum Gelenden geçenden seni sordum Halim nicedir, virane oldum
“Dünyanın en büyük yüküdür, aklı sende olmayanı ısrarla yüreğinde taşımak. Yaşamın en hüzün verici anı, mevsimine tutulduğun kişinin bahçesinde açabilecek bir çiçek olmadığını anladığın andır. Gülüşüne ömrünü veririm dediğin canından can bildiğin kişinin halbuki seni hayata küstüren cellatın olduğunu anlarsın ya, anlarsın da geçen zaman israf olur sevdaya dair. Her cinayet silahla işlenmez, duyguları öldürenlerde katildir.”
KADIN
Mahremdi senin adın, korkuyorum be kadın İçim kıpırdıyor, senin adını anarken ağzımdaki tadın Seni sevmek oldu, bu hayatta tek muradım Ekmek kokusu gibi özlüyorum seni hayalim
Ayrılmayalım demiştim, muradıma eremedim Ben seni öyle sevdim ki, sevdamı göremedin Öksüz büyümüşsün, kadrimi kıymetimi bilemedin Ayrıldık artık, her şey gönlünce yoksun be kadın
Gözyaşlarım sel oldu içime akar Ayrıldık ya be kadın, acın içimi yakar Bu acı sanki diri diri kalbime mıh çakar Halim hal değil, insanlar zavallı oluşuma bakar
Acımazsın, sevda nedir bilmez Mecnun oldum, halimi yâr görmez Ben sevdim, o karşılık vermez Bitti artık, Aydın geri dönmez
“Hal bilmezin elinde eskimiş oyuncak gibi, bir köhneye savrulma gönül. Hayal ile gerçek arasında bir oraya bir buraya yorulma gönül. Kadir kıymet bilmeyene evrilme gönül. Keşkeler ile yaşayıp geçen zamana darılma gönül”
SEN BİLEMEZSİN Sen Nereden bileceksin aşkı sevdayı Hiç âşık oldun mu, sevdiğine bir bakışta Bir bakış insanı esir Eder gönlünde Sen hiç âşık oldun mu sevdiğine, yürekten Kalp ritmin değişti mi, zaten kalp atıyor Gece uykusuz kaldın mı, gözyaşlarından Sen hiç âşık oldun mu, yemeden içmeden kesilip Bir hayal görüp kendine yabancı oldun mu, sevdanda Kendini Kafdağı’nda gören, sümüklü prenses Kafdağı soğuktur, üşürsün burnun akar Ey sevdayı aşkı bilmeyen Simit Sarayı’nın prensesi Kırdığın kalbin içinde sen varsın, etme Yüreğimi yüzümü Sana döktüm, çekip gitme Böyle öyle diyerek gönlümü fethetme Çek kirli hayallerini, saf ve masum duygularımdan Yollarına gözlerimi dökmüştüm, gül beklerken Dökülen hayallerim oldu, umutlarımı eze eze geldin Ben Sana sevdamı verdim, sen ömrümü yedin Nedir bu havan ve nefretin, çek git artık sarayına Sümüklü prenses, nedir bu ederin giderin Bir söze bakar, bana edeceğin ve ederin Artık Sana söyleyeceğim tek kelime: Defol git...
YAĞMUR
Bir bakışın şu ruhumu şahlandırır Yüreğim senin aşkınla anlamlanır Bilinmezlikler yüreğimde sevdalanır Şair senin ismini duyunca heyecanlanır
Sana olan hislerimi haykırır kalemim Gönlüm geveze, dilim tutuldu güzelim El ele tutuşup çiçekli bahçeleri gezelim Seni çok beğeniyorum Ankara’nın güzeli
Artık cevap ver sevgime, tut ellerimi Yüreğimden dökülen anla kelimeleri İsmini haykırıyorum, bağlasan da dilimi Seni seviyorum de Sevdiğim artık tut elimi
“Çok ince bir çizgideyim kalmakla gitmek arasında git geller yaşıyorum… Sen beni nasıl bir çıkmaza soktuğunun farkında bile değilsin, eğer bir gün gidersem belki yüreğimde, beynimde, bedenimde senide götüreceğim. Peki senin gittiğine değdi mi gelen mutlu etti mi seni…. Teninden başka neyini sevdi. Çiçekler mi gönderdi, uğruna şiirler mi yazdı, romanlar hikâyeler mi yazdı? Seni sensizlikte hep her zaman başına taç edip yaşattı mı? Her gidiş iki kişiliktir, bunu unutma sen gidersin ama yüreğinde de götürürsün. Bir kere öldüm dersin ama her gece ölürsün, yanında bir başkası olsa da yüreğinde ve fikrinde hep ben olacağım… Beni bensiz yaşamak senin kaderin oldu. Sana beddua etmiyorum etmeyeceğim de sadece tek sözüm şu beni üzdüğün kadar üzül.”
SEVMEK
Mağrurlanma ey gamlı yaslı yüreğim Aşk ile sevda ile bükülmez bileğim Merhametlidir, pamuk gibi meleğim Kanatların yok, iyilikte evim direğim
Sevda bilinmez kutlu yoldur Sevgi ham yüreklere züldür Aşkı bilene güllü çiçekli yoldur Aşkına susadım yâr, gönlümü doldur
ÂŞK-I İLAN
Yüreğim aşkına sevdana mahzun Senin hilal gözlerine sevdalı tutkun Bakışlarına vuruldum, sen yoksun Bilinmez aşk alametlerine vurgun
Peri masalı gibi geldin girdin gönlüme Yüreğim kıpır kıpır atıyor senin sevgine Âşık oluyorum, bilmem ki aşkın rengi ne Sevdiğim yüreğim senin olsun talibim sevgine
Sevdası yaşanmış günlerim zarar ziyan Yârim sensin benim masmavi dünyam Gündüz hayalimsin geceleri mutlu rüyam Seni çok seviyorum artık gör ayan beyan
Geceler uzun, sensiz geçmez oldu Ayrılık zormuş gülüm yine gözlerim doldu Yüreğim sevdan ile yandı kor oldu Yârim seni sevdim, aşkın yüreğime doldu
Ankara’nın havası serttir, yârim üşür gece Ben yârimi çok sevdim, ismi iki hece Özlerim kokun burnumda, halim nice Sensizlik yüreğimde meçhul bir bilmece
CANIMIN İÇİ
Ankara’nın yolu uzundur, yorar bedeni Seni çok sevdim Sevdiğim boş ver nedeni Seviyorum Seni, söküp attım elemi kederi Evliktir, mutluluktur bu kara sevdanın kaderi
Geceler sensiz karanlık, uzun ve kederli Uykularım çileli, yüreğim atarlı giderli Yokluğunda huysuzum varlığın değerli Canımdan can bildim varlığın çok değerli
Yollarıma bakıp gelirsin diye şiirler yazdım Gözlerine bakıp hayaller âleminde gezdim Seni çok özledim yoksun bu canımdan bezdim Seni çok seviyorum yârim yüreğimde teksin
GECE OLUNCA
Seninle gecede yıldızlara bakıp hiç hayal kurup izlemedim Yıldız kayınca evlilik dilekleri tutup, mutluluk nedir bilmedim Sensiz kaldım yine bu gece, Ferdi şarkısı geçen yılı dinledim Bizim işimiz yıldızlarla olmayacak, ay kaysa tutar evlilik dileğim
Gece mi karanlık, yoksa kara yüreğin geceden mi kara Yüreğimi ince sızı sarar gece olunca, yüreğimdeki o yara Hatırımdan çıkmıyor, hayalin yüzün ayrılık sözün başa bela Boğazımda nefesim düğümlü, gözlerim buğulu ayrılığa beş kala
Karardı bahtım, yıkıldı hayallerim ayrıldık, o kara gecede Ankara soğuktu her yer zemheri, beni üşüten sözün iki hecede Yüreğimden ağıt sesleri yankılandı, yaşamak ve ölmek bilmece Rüyalarda feryat figan ederken, yüreğim üşüyor kara gecede
HÜZÜNLÜ ŞARKI
Yüzünde gamzeleri, çilleri var Bir bakışına bu şehir bana dar Sen bana gel desen ne olur yar Seni sensiz yaşamak bana çok zor
Yollarına güller serdim bekledim Sen yoksun güzelim acıma acı ekledim
Aşkın ateşiyle yanıyor bu yürek kor İnan sevgilim bu sensizlik çok zor Ne kadar acıyor bu yüreğim gel gör Dayanamıyorum Aydın’ın halini bir sor
Yollarına güller serdim bekledim Sen yoksun güzelim acıma acı ekledim
Aşk acıdır, yüreğim yangın yeri Seninle tattım, acıyı bu kederi Ayrılıkmış bu aşkın bedeli ederi Nedir gidişinin yârim nedeni
Yollarına güller serdim bekledim Sen yoksun güzelim acıma acı ekledim
DEĞDİ Mİ?
Çok ince bir çizgideyim kalmakla gitmek arasında git geller yaşıyorum… Sen beni nasıl bir çıkmaza soktuğunun farkında bile değilsin, eğer bir gün gidersem belki yüreğimde, beynimde, bedenimde seni de götüreceğim. Peki, senin gittiğine değdi mi gelen mutlu etti mi seni? Teninden başka neyini sevdi? Çiçekler mi gönderdi, uğruna şarkılar mı yazdı, romanlar, hikâyeler mi yazdı? Seni sensizlikte her zaman başına taç edip yaşattı mı? Her gidiş iki kişiliktir, bunu unutma! Sen gidersin ama yüreğinde de beni de götürürsün. Bir kere öldüm dersin ama her gece ölürsün, yanında bir başkası olsa da yüreğinde ve fikrinde hep ben olacağım… Çorak topraklar gibiyim, suya muhtaç. Gülü mü, dalımı, bahçemi kuruttun. Yüreğimi ateşe verip gittin. Beni bensiz yaşamak senin kaderin oldu. Her cinayet silahla işlenmez, bazen bir gidiş, bir söz de insanı öldürür. Hadi git sana beddua etmiyorum, etmeyeceğim de sadece tek sözüm sana, beni üzdüğün kadar üzül. Üzdüğün kadar sende üzül. Bensizlik sana cezam olsun. Aydın BENLİ
GÖNÜL İŞLERİ
Buğulu gözlerimden akan yaş değil yarım kalmışlığın dışa sızıntısıydı. Anlatamadıklarımın içimden kopuşu yürek yangınımdın anlaşılamadığım. Dilimin sustuğu gözlerimin hayaline daldığı yokluğunun, yoksunluğunda kelimelere dökülen mısralarımın adıydı yârim. Anlamsızlaşmıştı anlatımlarım, neyi anlatacağımı bilmeyen anlamları içimde arıyordum. Sedasız çöl gibi yüreklerde yeşeren tek çiçek gibiydin, geleceği olmayan geçmişi kurak ve kavruk. Hep yarım kalmış bir yanımdın tam olamayacağım karanlık aşk dehlizlerinde. Hayalini kurduğumuz doğmamış kızımızın babası olamamaktı ayrılığın adı. Çıkar ve menfaatlerin güdümünde bir bilinmezlikler içindeydim. Tek bildiğim hiç seni tanıyamamış olmamdı, menfi duygularının karanlığında. Her bitişlerde yeni başlangıçlara yorgun bir gönül ile dua eder oldum yalnızlığıma. Ayrılık kaderim olmuştu teklerde, benlerde ve hislerde. Gönül kapısında garip bir derbeder oldum, gelmeyeceğini bile bile bekleyen. Yorgun yüreğim artık dargın sevdalara bu şair küstü oynamıyor feleğin oyunundan. Giden, kalanı hep kaldığı yerde zannedermiş ya, ne giden eski giden ne de kalan o yerinde bekleyen. Giden iki kişilik gider kendi ve içinde götürdüğü ben ile gider. Demli çayın demi gibiydik koyu kızıl ve acı tadıyla dudak büzdüren. Unuttum demek onu hatırlamaktır, ben seni unuttum şiirlerim seni hatırlıyor. “Her cinayet silahla işlenmez, duyguları öldürenlerde katildir.” Şairin yaşanmış duygularıdır dili şiirlerim. Bir yabancı gibi okuyacaksın bu mısraları, sonra kim bilir hangi sevdiğine yazdı diye hayıflanacaksın, yanında bir başkası olacak ama yüreğinin ta ordasın da benim sevdamın sızısı burnun direğini sızlatacak. Yaşanmışlıklar filim şeridi gibi gözlerinin önünden bir bir akıp gidecek anlamsızca. O zaman anlayacaksın ayrılığın ölümden beter olduğunu keşkeler dökülecek içinden ama nafile giden bir başkasını, kalan ise kendini bulmuştur artık. Sevda kutsaldır, sevmesini bilmeyene gönül verme, üzülürsün, aforizmalarda gamlı sözler dökülür bir biri ardına, her okuyan kendini bulur mısralarda, dizelerde. Dedim ya güzelim her sevgi eceliyle ölmez, seviyorum deyip yalan söyleyen sinsi menfaatçiler tarafından öldürülür, katilsin o büyük sevdam ile beni de öldürdün. Var git şimdi yaşattığını yaşaman dileğimle, ne bir fazla ne bir eksik…
KADIN VE ÇOCUKLARA DOKUNMA
Kıymetli gönül dostlarım; gönül yıkan Kabe'yi yıkmış gibi olur, gönül kazananlar kazandığı gönüllerde olur. En büyük ibadet gönül almaktır. Önceleri otobüste, sokakta bir kadının kucağında küçük çocuk görünce uzaktan da olsa kanımız kaynar, onu sever güldürmeye çalışırdık, onunla birlikte herkesler gülerdi. Sapıklar yüzünden çocuklarımızı sevemez olduk. Minik bedenlere dokunmayın, kıymayın o meleklere yalvarıyorum... Kadınlarımız, eşimiz, yârimiz, yârenlerimiz, uğruna şiirler yazdığımız kadınlarımız… Onlar bizim yüreğimizin sultanları, hayatımızın anlamlarıdır, yine sapıklar ve katiller yüzünden sevmeyi sevilmeyi unuttuk. Sizi reddetmiş sevgiliniz, eşiniz adı ne olursa lütfen bırakın gitsin, kıymayın onlara, dokumayın öldürmeyin... Gülleri soldurmayın. Kadın ve çocuklar Allah'ın biz erkelere emanetidir, kim neyi hak ederse etsin, emanete hıyanet etmeyin, en büyük ceza kendi yokluğunuzdur, yokluğunuzla cezalandırın. Kadın ve çocuklardan ellerinizi çekin.
Aydın Benli
ŞAİRİMİZ
AYDIN BENLİ
Öz Geçmiş:
Ankara’nın Haymana ilçesine bağlı Şerefligökgözü köyünde dünyaya geldi. Yedi çocuklu büyük bir ailenin altıncı çocuğudur. İlkokulu Şerefligökgözü köyünde okudu, ortaokulu Haymana Oniki Eylül Ortaokulu’nda, liseyi Haymana Lisesi’nde okudu. Eskişehir Anadolu Üniversitesi, “Banka ve Sigortacılık” bölümünden mezun olduktan sonra aynı üniversitenin “Açık Öğretim Fakültesi Konaklama İşletmeciliği” bölümünü bitirdi. Yüksek lisansını Kastamonu Üniversitesi’nde, “Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi” alanında yaptı. Türk dili ve edebiyatına özel ilgi duymaktadır. “Aşk-ı Virane Ve Aşk-ı Şahane” isimli şiir kitabı, “Unutulanlar- Derin Devlet”, “Kanlı Dosyalar”, “Faişanal Paranormal Cinayetler”, “İstihbaratçı - Akıl Oyunları”, “Kanlı Ay”, “Köşemdeki Yazılar”, “Alevi Başkan - İstihbaratçı’’, “Bir Narsistin Cinayet Günlüğü’’, “ Gönül işleri” eserlerini çıkarmıştır. Birçok internet ve yerel Haber gazetelerinde köşe yazısı yazmaktadır. Memleket aşığı, hümanist, doğayı seven, insan haklarına önem veren, kadına karşı şiddetin karşısındadır, çocuk ve hayvan haklarının savunucusudur… Eserlerine sosyal sorumluluk projelerini nakşetmiş, entelektüel değerler ışığında, toplumun milli ve manevi değerlerini yazıya döken yenilikçi bir yazardır… www.aydinbenli.com.tr instagram: yazar_aydinbenli
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.