İntikam alıp da sonunda pişman olmaktansa, affedip de pişman olmak daha iyidir. cafer b. muhammed
GÖNÜL İŞLERİ
BİZ OLAMA...
1. Bölüm

YARIM KALDIK

1478 Okuyucu
1 Beğeni
0 Yorum



GÖNÜL İŞLERİ

YARIM KALDIK, TAM OLAMADIK




AYDIN BENLİ






“Bir demli çaya gömdüm acıyı, anlatılamaz duygularımla anlamsız hislere anlam ararken… Hükümsüz duygularımın, hükmü ile hüküm verir oldum virane gönlüme. Bak işte koşar adımla yürüyorum sessizce ölüme. Kâh beliğin dolandı yine dilime…”


















DEHŞET-ÜL VAHŞET

Gökyüzündeki parlak şu yıldızları
Dalgalı uzun saçlarına takacağım
Kahverengi gözlerine, aşkımı asacağım
Sevdiğim her fırsatta sana koşacağım

Sevmenin ilk halini sen öğrettin bana
Bakmalara doyamıyorum, kıyamıyorum sana
Yollar uzasa da, revan olacağım yollarına
Sıkı sıkı sar beni aç yârim sarılayım kollarına














SEN KOKAN

Öyle aşık olurum ki, aşıkları kıskandıran
Öyle şiirler yazarım ki, içinde sen olan
Öyle sevdaya düşerim ki, seni kıskandıran
Öyle bakma, yüreğinde fırtına koparan

Öyle sıradan kelem ile seni yazarım ki aşık olursun
Öyle kelimelerle oynarım ki içinde beni bulursun
Öyle mısralarda seni anlatırım ki kendini okursun
Öyle şiirler mısralar yazarım ki, sırıl sıklam aşık olursun

Öyle seni sana anlatırım ki beni benden alırsın
Öyle kelimelerle oynarım ki, sende şair olursun
Öyle gamzelerini yazarım ki, kendini bulursun
Öyle mısralarda, kendini okur, bende kaybolursun













FELEK

Kader beni aldı bir vefasız zalim yâre yazdı
Ciğerlerim verem bağlamış, acılarım çok azdı
Felek ne eylesem hal bilmez mezarımı kazdı
Dokunma zülfü yâre, yurdumu yuvamı bozdu

Sevdamı yürekten Sana haykırdım, tatlı söz söylemedin
Ben seni sevdim ya, bir gün seni seviyorum demedin
Ben sevdikçe şımardın, kadrimi kıymetimi sen bilmedin
Ben senin gibi numaracı, oyuncu bu hayatta görmedim

Gözlerimden süzülüp dökülen yaş değil acıdır
Boğazım düğümlendi, yüreğimde ki sancıdır
Seven hiç gitmez, gelen de yok, kalan hancıdır
Ayrılık kalana zordur yâr, Abbas yine yolcudur

Sensizim bağrıma vura vura yar yokluğuna ağlarım
Gezdiğimiz yollara bakar, yüreğimi acıyla dağlarım
Kanasın yaram, yüreğim yansın sensizliğe yanarım
Zalimin kızı gelmezsin, ben sensizliğe nasıl dayanırım?












“Aşk ne sefilin elinde oyuncak, nede hal bilmezin gözünde eğlence… Aşk kutsal bir kelime. Sevmesini bilmeyen sevmesin arkadaş.”














YAR-I AŞK-I SEDAM

Bakışların aşkı çağırır virane deli gönlümde
Sevdiğim gece gündüz ismin hep dilimde
Her an ararsın diye cep telefonum elimde
Hayalin her zaman yanımda, sevdiceğim benimle

Aşkımı ilan ediyorum, seni artık çok seviyorum
Gözlerimi kapatınca hayalini, yüzünü görüyorum
Sende beni çok seviyorsun, bunu artık biliyorum
Benim olacağın günü dualarla Allah’tan diliyorum

Bakışların beni benden alıyor, elim ayağım karışır
Kahverengi gözlü dilberimin yanına, bu âşık yakışır
Ay gibi parlıyorsun sana bakınca gözlerim kamaşır
Güzelim karşında bir kelime söyleyemem dilim dolaşır

Artık tut ellerimi, sayende lal olmuş dilim çözülsün gitsin
Sar bedenimi, Sevdiğim gül kokulu bedeninle, hasret bitsin
Al yanaklarından öpüp koklamak istiyorum artık yettin
Çık gel ne olur, seni senden istiyorum gönlümde teksin















BAŞKENTLİ

Âşık oldum sana sevdamı haykırıyorum yârim
Hep kollarında olmaktır, düşlerimdeki hayalim
Yâri sevmek huzur verdi ruhuma, narinim yârim
Seninle mutlu olmak istiyor düşlerim hayalim

Ellerimde bir deste papatyalar, senin ismini anarım
Sensizlikte, aşk ile özlem ile o hoş kokunu ararım
Sevdiğimin bensiz hali nicedir diye için için sorarım
Seni seviyorum de, ne olur ben bu söze kanarım

Çık gel tut ellerimi yâr içim heyecanla dolsun
Seni çok özlüyorum çık gel ayrılık son bulsun
Sarıl boynuma kokun içime yüreğime dolsun
Yanağıma bir buse kondur, kederler son bulsun.

























“Ne seni unutacak zaman gelecek, nede geçen zaman seni unutturmaya yetecek. Hiç insan unutmak için sever mi? Onu unuttum demek hatırlamaktır. Unutulmayan tek şey yaşanmış yarım kalmışlıklardır, yarım kaldık sevdiceğim, tam olamadık”
























NÂMELER

Vuslatımı ararken, tende buldum canım ben seni
Benliğim de iken, yokluğum da buldum ben seni
Çokluklarda arar iken, tenhada gördüm ben seni
Sevmeyi bilmez iken, sevdam da bildim ben seni


Namelerde ararken, rüyalarda buldum ben seni
Badem gözlerinde, sezgilerde gördüm ben seni
Aşkı tarif ederken, gamzelerinde buldum ben seni
Ben beni arar iken, huzuru sende buldum, ben seni


Can incimiş iken, tende canda buldum ben seni
Sevdayı aşkı unutmuşken, bende buldum, ben seni
Yolarını gözler iken, gökteki ayda buldum ben seni
Şiirlerimde ezgilerim oldun, notalarda buldum ben seni.



















MUTLUĞUM

Saçları uzundur dalgalanır rüzgârda lüle lüle
Sevdiğimin yanakları aldır, sanki benzer kırmızı güle
Nazlı yârimin, giydiği yakışır hemen o ince bele
Bir bakışı beni benden alır, kokusu benzer sümbüle

Sevdiğimin bakışları hilal, gözleri bademin içi
Yârimin güzelliği, dillere destan hep birinci
Bir gülüşü var Sevdiğim sultanın, dişleri sanki inci
Herkes yârimi sever, Türkiye'de güzellikte birinci

Hilal bakışlı yârim, hayalin her an hep aklımda
Seni çok seviyorum, cümle âlem bunun farkında
Sevmeye doyamıyorum, mutluluk çok yakında
Şair şiir yazar Sevdiğine güzel gülüşü hakkında





















HÜZÜN

Sevdiğim yoksun hilal bakışlım yüreğimde hüzün
Seni çok seviyorum, Sevdiğim canım iki gözüm
Bal gibi tatlıdır, dudaklarından dökülen her sözün
Sevdiğim beni benden alır, âşık eder badem gözün

Sevdamız büyük, ulu dağlara ferman yollar
Bizi ayırmak istedi zalim ve gaddar olanlar
Bilmezler mi? Seviyorum bizi ayıramayacaklar
Benim bu halimden sadece bir sevenler anlar

Sensiz uykular bana bu gecede oldu haram
Aşk acısı zormuş be gülüm, kanar o yaram
Ankaralı sevdim, aşk suyu ver içeyim be karam
Şairin şiir yazdı yine, sensizliğe nasıl dayanam





















HUZURUM

Sevdam can versin canımdan, yokluğun beter
Gözlerin yine buğulu, hayallerin yıkık keder
Ankara soğuk, yüreğin buz gibi Ankara’dan da beter
Sevdiğim sen sevmesen de seveceğim artık yeter

Rüyalarımda Sevdiğim sen varsın allı ve güllü
Hayaller pembe panjurlu evler, mor sümbüllü
Tut elimi, sar beni bırakma, seni seven bu gönlü
Seviyorum Sevdiğim dünya âlem duysun güz gülü

Sevdiğim yokluğunda Şair Aydın bir çare oldu
Yolarına gelirsin diye bakıp gözlerim doldu
Elimde telefon, sensizliğim hep kader mi oldu?
Gel canım özüm, sevdiğim kaderimiz bu mu oldu?






















GAMZELİM

Kahverengi gözlerinde ki bakışlar, huzur verir benliğime
Gamzeli al yanakların, neşeme neşe katar erliğime
Kaçamak tebessümlerin, âşık eder gül kokan tenine
Dilim söylemese de şiirlerim haykırır talibim sevgine

Vuslatımı ararken, tende buldum ben Sevdiğim seni
Benliğim de sorar iken, yokluğum da buldum ben seni
Çokluklarda arar iken, tenhada gördüm ben seni
Sevmeyi bilmez iken, sevdam da bildim ben seni

Namelerde ararken, mısralarda buldum ben seni
Badem gözlerinde, sezgilerde gördüm ben seni
Aşkı tarif ederken, gamzelerinde buldum ben seni
Ben beni arar iken, sende buldum yârim ben seni

Can incinmiş iken, canda buldum gülüm ben seni
Sevdayı aşkı unutmuş iken bende buldum ben seni
Yolarını gözler iken göklerde buldum kuzum ben seni
Şiirlerimde ezgilerim oldun, şarkılarda buldum ben seni.















DÜNYAM

Pamuk gibi yumuşacık, narin ince uzun elleri
Gülünce ne güzel oluyor yanaklarındaki gamzeleri
Bal gibi çok tatlı sevdiğim kızın o sözleri dilleri
Çok özledim Sevdiğim, hayalimdedir badem gözleri

Meçhul aşığı Sevdiğine aşk şiirleri yazar
Şiir yazdıkça fesatlar aşkımıza kuyu kazar
Sevdiğim Allah’a yalvarıyorum değmesin nazar
Ben seni özledikçe mesafeler yolar uzadıkça uzar

Dünya döndükçe yârimi sever ve özlerim
Sevdiğimi söylemeye yetmez o acı sözlerim
Fotoğraflarına baktıkça buğulandı gözlerim
Çık gel ne olur sürpriz yap seni çok özledim

El açtım semaya doğru Yaratana yalvardım
Sensizliğimde kurudum, yalnızlığıma aldandım
Bir gün çıkıp gelirsin diye hep heyecanlandım
Ben senin masum gülüşüne vuruldum yandım

Hislerim nehir olmuş Sevdiğime doğru coşar
Meçhul aşığın ayaklanmış Ankara’ya doğru koşar
Bu sensizlik duygusu benim boyumu aşar
Bu meçhul aşığın Sevdiğim sensiz nasıl yaşar?













AY YÜZLÜM

Yüzü ay gibi parlak, İncedir Sevdiğimin beli
Seni seviyorum yârim der, ballıdır tatlı dili
Yüzük parmağına taktım tektaşı, narindir eli
Hiç aklımdan çıkmıyorsun, seni gördüm göreli

Yüzünde tebessüm var, gamzelerin saçılsın
Uzun saçlarına, parlak yıldız ve ay takılsın
Kırk gün düğünümüz olsun, eline kına yakılsın
Gelin ata binmiş, yollarında naralar atılsın

Yollarına güller serdim, sana ömrüm dedim
Hayatıma renk kattın, sultanım hoş geldin
İsmini kalbime kazıdım, sana ömür verdim
Seni senden çok seviyorum, murada erdim




















VİRANEM

Kederliyim yüreğimde bugün hüzün
Nere de verdiğin o mutluluk sözün
Her an hep aklımda o kahverengi gözün
Ay gibi hayalimde parlıyor o yüzün


Ayrılınca yürek acırmış bilemezdim
Sevdan kör etti başkasını görmezdim
Ah bileydim sevdiğim sevgimi vermezdim
Seni çok seviyorum gel desem gelmezsin


Sevdiğin gece gündüz eski fotoğraflarına bakar
Gönül yaşlarım sel oldu yüreğimin içine akar
Gece oldu yüreğimde kızılca kıyamet kopar
Uykularım kaçtı, viranemde şimşekler çakar


Gönlüm sayende kör, yüreğim buralı
Sensizlik kader olmuş bahtım hep karalı
Duygularım param parça sensiz olalı
Dön Sevdiğim dön artık gönlüm yaralı













GAMLI GÖNÜL

Haymana’nın yolları uzun, ne tatlıdır sohbetin sözün
Hani anamın geleni olacaktın bu harman da güzün
Sende vefasız çıktın hiç kızarmıyor Ankaralı o yüzün
Başkasına haram olasın kimseyi görmesin gözün


Kader yüce Allah'tandır iman eder boyun eğerim
Yeri göğü sen yarattın Allah'ım sana dua ederim
İçimi acıtıyor kurşun yarası gibi tarifsiz kederim
Yar benden ayrılmış hüzünlüyüm garip derbederim


Benden başkasını seversen genç yaşta belin bükülsün
Yüzüne kimseler bakmasın o sırma saçların dökülsün
Yüzün kırışsın, saçların ağarsın o inci dişlerin çekilsin
Her gece ağıtlar yak benim için, yüreğin kanla sökülsün


Ayrıldık hüzün sardı bedenimi halimi bilemedim
Âşık Aydın şiir yazdı sözlerimi mısraları dizeledim
Halim perişan ahlar içinde bu gece nerede geceledim
Sevginde yalanmış sevdanda hep adını heceledim













İÇİM ACIYOR

Gözlerim buğulu sen siz gönlüm hasta
Elveda dedikten sonra yüreğim yasta
Boğazım da ismin düğümlenmiş be usta
Çekilmiyor sensizlik neredesin yosma


Kederim büyüdü Ferhat gibi dağları deldi
Yüreğim kabardı coştu derelere sığmaz seldi
Yokluğunda feryat figan ettikçe içime acı verdi
Selamını beklerken sevdiğim ayrılık haberin geldi


İnstagramında fotoğraflarına bakar dururum
Baktıkça yüreğim kor, acıyla yanar kavrulurum
Yemeden kesildim, bir ruh gibi etrafa savrulurum
Döngel artık sevdiğim, dönersin diye avunurum


Teselliler fayda etmez yaralı bedenime
Gözyaşlarım durmaz bilmem akar nedeni ne?
Ayrılık hak olmuş, isyan etmem kaderime
Yangın yeri bedenim alıştım derdime, kederime
















MAHSUN BAKIŞLIM

Uzanmış kırmızı divana yar kitap okur
Gözleri arada bana bakar, aşk kilimi dokur
Kısık gözlerle bakma sevdiğim sanki içimi okur
Aşkı-ı cananım heyecanlı içi sanki fıkır fıkır

Her şeyin iyisini, hep tatlı dillim bilir
Çok zekidir her zorluğun üstesinden gelir
Sevdim mi yârim kadir kıymette bilir
Yârim sevdiğine dilerse bin ömür verir

Elinde telefon instagramda tatlı tarifi bakar
Mutfakta şef odur, tatlıları nefis kokar
Çok güzel hareketleri izler, ocağı yakar
Ey sevdiğim yemeklerin mis gibi kokar




















GÖNÜL SIZIM

Aşk seninle çok güzel, tarifi adında iki hece
Gamzeli yârim seni özledim rüyama gel bu gece
Çok özlüyorum yokluğuna dayanamam, sen gülünce
Affettim demen ne fayda eder, artık ben ölünce


Aşk sevda nedir seni tanımaz iken bilmedim
Gözlerim kör imiş, vaktiyle yârimi görmedim
Hata ettim vaktinde kadirini kıymetini bilmedim
Ey yârim seni hep sevdim sende bunu bilmedin.












SEVGİLİ

Ben bilmezdim çok aşk acıdır
Yürek yangını aşktan da acıdır
Sevenin sevdiği, başının tacıdır
Bir seni çok sevdim bir de sevgini

Bir bilene soralım, aşkı kim icat etti
Ayrılıklar yeter artık canıma yetti
Yüreğim ağrıya ağrıya ömrüm biti
Bir seni sevdim bir de Beni sevmeni

Ölüm sensizlikten beter
Yeter sevdiğim artık yeter
Bitsin artık çileler keder
Bir seni sevdim bir de sevgini

Hüzünler artık bizden uzak olsun
Gönüllerimiz sevgiyle dolsun
Ayrılıklar gayrılıklar bitsin
Bir seni sevdim bir de sevgini











“Her bitiş, yeni bir başlangıçtır… Bitmesin diye üzüldükleriniz için, iyi ki bitmiş diyeceğiniz günlerde gelecek.” Kendiniz için hep gülümseyin, insanoğlu asık suratlıdır.












AYRILIK ACISI

Ayrılık acıdır, hüzün verir bu bedene
El sallamak huy olmuş benden gidene
Fedakârlık ister, seven bakar mı nedene
Kahverengi gözlerden yaş akar sevdiğine

Yastıklara baş konulmuyor Sana yanmaktan
Canım acıyor, virane yüreğimi dağlamaktan
Yemeden içmeden kesildim karalar bağlamaktan
Sabahlar olmuyor yârim seni düşünüp ağlamaktan

Yolarına güller serdim, Sana gönül verdim
Yürekten Sana aşkım yârim kadınım derdim
Delikanlı gönlümü ayaklarının altına serdim
Ey yârim bir bakışın için bu canımı verdim

Aşkından inim inim geceler boyu inledim
Çok vefasız çıktın, ellerin sözünü dinledin
Sevgimi verdim, kadirimi kıymetimi bilmedin
Gelirsin diye yollarına baktım, çıkıp gelmedin

Aşk şarkıları hep ayrılıktan olur
Seven sevdiği için hep gece ölür
Sevenin halini ancak bir seven bilir
Ayrılık acıdır gülüm elden ne gelir













YARALI GÖNLÜM

Gözlerimde yaş gönlümde hüzün
Baharım gelmeden geldi güzün
Her an aklımda hayalin yüzün
Hiç aklımdan çıkmıyor o sözün

Nazar değdi aşkımız bitti
Seviyorum dedi çekti gitti
Bitmeyecek aşkımız bitti
Ayrılık artık canıma yetti

Yüreğim çöl oldu geçit vermez
Karardı gönlüm başkasını görmez
Ben sevdim ya artık zalim gelmez
Yüreksizdir sevmeyi aşkı bilmez

Bir çareyim, içim nar ateşte yanar
Gözyaşlarım yüreğime sanki kanar
İçim sensizliğe titriyor, soğuk donar
Viran oldum dalıma baykuş konar

Aşk acısı zordur sevdiğim çekilmez
Nefret ektin yârim hasadın biçilmez
Sevmek zordur be yârdan geçilmez
İçim yanıyor versen de su, artık içilmez














KEDERLİYİM

Yağmur yağar sensizliğe ıslanırım
Gözlerim uzaklara dalar paslanırım
İçim acıyor yârim, hayalinle uslanırım
Sevdiğim sensiz geçer günler yaşlanırım

Sevdiğime kelam eder tatlı söz söylerim
Yoksun ya, Ankara’lar da ben neylerim
Gözlerim dalar, hatıraları sensiz ne ederim
Boğazıma düğümlendi hasretim, kederim

Sevmesini bilmiyorsun iki gözüm ciğerim
Bal gibi tatlıydı o aşk sözlerin be şekerim
Yalnızlık ektim yine sayende ayrılık biçerim
Buğulu gözlerle yolarına bakmak kaderim

Sevdiğim ismini sayıklar her yerde zikrederim
Seni sevmekle geçer ömrüm bu benim kaderim
Yıkıldı duygularım sayende kendimi heder ederim
Sen Sevmezsen iste gülüm Ankara’dan giderim











KARA KAŞLI YÂRİM

Aşk bu, yine mevzu çok derin
Sen Yoksun yârim, şu odam serin
Her an hayalimde o tatlı sözlerin
Beni benden aldı, kahverengi gözlerin

Bir selam salsam, gider mi yolun uzun
Mevsimim kıştı, seninle kahverengi güzün
Bal mı yedin, şeker mi ne tatlı o sözün?
Hep hayalime geliyor o açık kahve gözün

Bir gülüşü var, yüreğim titrer sizlere ömür
Karadır kalem kaşları sanki simsiyah kömür
Sevdiğim, yârim gönlüm sanki paslı demir
Sen hayatımda ol, sensiz geçmiyor ömür?

Seni özledim, ağladı şişti bu gözlerim
Hayalin aklımda, her daim seni özlerim
Hiç hatırımdan çıkmıyor o kötü sözlerin
Kaldıramıyorum sözleri, taşımıyor dizlerim.









ACILAR

Duygularım sel oldu, sevdiceğime doğru akar
Gözlerim Facebook’ta ki fotoğraflarına bakar
Her bakışımda gözlerim dolar, yüreğimi yakar
Yanma yüreğim, içinde kızılca kıyametler kopar

Sevdiğim ben seni ayrılmak için mi sevdim
Delikanlı yüreğimi yârim ben Sana verdim
Sayende bu dünyam kaç bucakmış gördüm
Aşk da yalamış sevdan da yalanmış bildim

Dünya sensiz tarafımda artık dönmez oldu
Nefesim düğümlendi, bu gözlerim doldu
Bize nazar mı değdi sevdiğim, ne oldu?
Evlilik hayali kurarken ayrılık kader oldu

Yüreğim titredi, şairim yârime şiirler yazdım
Ağlıyor gözlerim, mezarımı yaşarken kazdım
Mezarımın üzerine dikenler jiletli teller dizdim
Ben bu aşk acısından, çilesinden bu yaşta bezdim



Dağlar yol vermez, yâre doğru yol gitmez
Bendeki bu sevda ölsem de asla hiç bitmez
Yavan ekmek yemiş gibi boğazımdan geçmez
Yüreğim yansa da o yârin suyundan içilmez


Yaram kanıyor doktor, bakma kanasın
Göz göz olmuş orada yerim, sen varsın
Pansuman etme yaram derindir, kalsın
Canı Cana versinler de muradını alsın

Gitme yârim uzaklara geri dönülmez
Sevmeyi bilmeyenlere gönül verilmez
Seven mi ölür? Sevilen mi bilinmez?
Sevdim yandım, halim perişan görülmez









ACIYOR İÇİM
Yâr boynunu bükmüş yerlere bakar
Bakma yârim yerlere yüreğimi yakar
Senin halin hal değil gözyaşlarım akar
Acıyor içim, içimde kıyametler kopar

Bilinmeyen içimin yangını sönmez
Ağlarım acılarım sensizken dinmez
Aşkından Mecnun oldum halimi bilmez
Ağlamaktan başka elimden bir şey gelmez

Dilim acı söyler elimdeki kalem yazar
Etme sevdiğim etme bize değdi nazar
Zalim anan kıskandı bizi aramızı bozar
Gitme bu ellerden hainler mezarımı kazar

Hayalin her an gözümde
Benleri de vardı yüzünde
Ayrılık kelamı her sözünde
Kahpelik varmış özünde

Canım yanıyor sensizlik zor
İçimin yangını kömür gibi kor
Ağlamaktan gözlerim mosmor
Sensiz yaşamak ölümden zor







ÖMRÜM

Hırçın seller gibiydim canım artık duruldum
Günler sensiz geçiyor, ben çok yoruldum
Senin yârim kahverengi gözlerine vuruldum
Güzel gözlerine baktıkça yandım kor oldum

Gözden gönle bir uzun yol akar
Sevdiğim oturmuş yoluma bakar
Bir bakışı virane yüreğimi yakar
Baktıkça gönlümde şimşekler çakar

Elimde demet tomurcuk kırmızı gül
Benim yârim incedir sanki sümbül
Yanakları gamzeli dili tatlı bülbül
Kaşları yay gibi yüzü sanki nuru gül

Utangaçtır yüzünü döker benim yârim
Hoş geldin gönlüme benim hayalim
Çiçeğim papatyam biricik narinim
Sevdiğim dünüm bugünüm yarınım














YÂR-I CANI CANAN

Yâr buğulu bakan gözlerin eladır
Yâr bir bakışın yüreğime beladır
Yâr canı cananı bana veren yüce Mevla’dır
Yâr yanakları gamzeli kaşları kemandır

Yâr bir kor düştü, bu sana yürek yangın
Yâr kem söz söyleme gönüller dargın
Yâr canı cananı alsan da bu yürek Sana vurgun
Yâr canımın içinde canan olsan da aşkına yorgun

Yâr deyip diller aşkını zikirle yorulur
Yâr aşkınla yüreğim yanar kavrulur
Yâr aşkın ile oralara buralara savrulur
Yâr Sana vurgun, yangınınla yüreğim kor olur

Yâr dilim lâl oldu aşkından gayrı söylemez
Yâr aşk gül oldu yürek bahçemde açmaz eylemez
Yâr sensiz bu yürek şair oldu huzuru neylemez
Yâr gözler hicran buğulu diller kem nasihat dinlemez
















“Acı sözlerin dilinden sıra sıra dökülürken, gönlün kahkaha atıyordu, boynu bükük sevdama. Dilin yosmalık yaparken, saf duygularıma vurduğun her acı söz ile katili olduğun hayallerim yerle bir olmuştu kimsesiz ve öksüz sinemde. İncittiğin yerden incineceğin günü beklemekteyim.”















HASRET

Aşk yürekten girer göz görür
Aşkın hali nicedir, mecnun aşkı bilir
Seven sevdiğine can verir
Özlem bitmeyince ruhum erir

Özlenir özlemler çok özel olunca
Sevilmez mi hiç Sevdiğim, huyu güzel olunca
Cana can verilmez mi, âşık olunca
Sevmek bilinmez seveni bulunca

Sevmek er kisi işidir, delikanlı bilir
Ben sevmedim ki, kalbim Sana yürür
Düşlerim özlem oldu, hayallerimi bürür
Ankara gurbet oldu, Allah sevdamı görür

Seven sevdiğine kavuşur mu, hayırlar ola
Seni özledim yüreğim kabardı gözlerim dola
Seven sevdiğine hiç verir mi mola
Biz beraber çıkalım artık uzun yola

















PADİŞAHIN KIZI
Sevdan yalanmış, içimde sızı
Ferman mı yazdın gavurun kızı
Yüreğim yangın yeri, ateşin közü
Yıktın yaktın duygularımı zalimin kızı
Anlamıyor işte aşkı şiiri güzel sözü

Ne zalimsin, bilmezsin kadrimi kıymeti
Oyuncak ettin kaybettin elindeki nimeti
Kötüsün, uzaklaştırdın etrafındaki milleti
Çek dumanını artık, ciğerlerine o elindeki illeti
Anlamıyor işte aşkı şiiri güzel sözü

Ağlarım yine şişti kahverengi gözlerim
Hatırımdan çıkmıyor o acı sözlerin
Dayanamıyorum titriyor dizlerim
Sen bilme zalim, seni çok özlerim
Anlamıyor işte aşkı şiiri güzel sözü

Acıdır her sözün yüreğime keder
Sevdiğim ben de insanım artık yeter
Çekilmiyor çilesi ölümden beter
Ey Aydın yaşama öl artık Geber!
Anlamıyor işte aşkı şiiri güzel sözü
















HASRET-İ VURGUN

Hasret çekemem aç kollarını yâr
Hasretin mi yoksa dünya mı bana dar
Aç kollarını artık sar beni zalim sar
Günler geçiyor ama sensizlik bana çok zor

Duygularım virane oldu param parça kırık
Sevdan biti duygularım sayende yıkık
Hayallerim yerlere serildi her bir yana dökük
Dizlerim taşımaz oldu duygularım yere çökük

Gururun yok mu hiç, seven sevdasına can veriyor
İçim acıyor yokluğuna sensizliğe ağlıyor
Ayrıldık âşıklar bizim için karalar bağlıyor
Vefasız çıktın zalimin kızı yüreğimi dağlıyor

Artık seni sevmek yüreğimi acıtır
Hayırsız çıktın sevdayı bilmez incitir
Benim sevdiğim zalimlikte birincidir
Erkekler ağlar mı, damlayan gözyaşı bir incidir

Aşklar yalan olmuş seven sevdiğine acı çektirir
Yastığa baş koyuldu mu, sevdan yürek büktürür
Böyle sevda mı aşk mı olur, seveni çok naz bıktırır
Çiçekli bahçeler serseler önüme sensizlik gözyaşı döktürür














KEDER-İ HÜZÜN

Yüreğim gamlı ve hüzünlü yine bu gece
Gözlerim yaşlı gönlüm kırık dilimde adın iki hece
Gam-ı hüzün sardı viranemi gönlünce
Sevmeyi bilmeyene gönül verenin hali nice
Yüreğin ferah olsun ben artık ölünce

Mevla'dan tek dileğim; ağıt dolu gözlerimi yâr silsin
Ben öldükten sonra mezar taşıma al yazması ile gelsin
Şahadet şerbetini ben içeyim, yâr kadir kıymet bilsin
Saf sevdamı çok gördün, yağlı kurşun sineme girsin
Ahımdır Mevla'dan, benim gibi o da sevdasını hal bilmeze versin

Erkekler ağlamazmış derdi ya o şair, gözyaşım dinmez
Ben yârimi sevdim, kendini beğenmiş kıymet bilmez
Yüreğimi aşkımı ona verdim, viran etmiş geri vermez
Halim nicedir, Per perişan havasından Beni görmez
Ellerim nasır tutmuş, bir demet gülü yâre veremez














ESMER AY

Geçen seneydi mevsim şimdiki güzün
Ne tatlıydı şeker yemiş gibi ağzın ve sözün
Hayalimden hiç gitmiyor ki o masum yüzün
Bakmaya doyamıyorum badem gibi gözün

Esmerim, ayım oldun, gecede neşe doldum
Sen yanımdayken seni özleyip durdum
Gözlerine baktıkça beni sevdiğini sordum
Gücenme yârim, seni çok sorularımla yordum

Seni tanımazken aşk nedir bilmezdim
Sel gibiydim, durulmaz dinmezdim
Gökyüzü benimdi, yerlere inmezdim
Yüreğim çarpıyor, gönlümü vermezdim

Aşığı aşkına şiirler maniler yazar
Ben âşık oldum, değmesin bize nazar
Feleğin sillesi ayrılık çukurları kazar
Kazma felek kazma, aşka ne yazar

















AYRILIK

Yürek yanar sensizliğe kor olur
Sensizlik bana her gün zor olur
Su akar elbet sonunda yolunu bulur
Gel yârim gel sensizim ne olur

Aşkımı verdim, sevgimi verdim
Canım aşkım sevdiğim derdim
Ayrılık acısını ben sende gördüm
İçim yanıyor, sevilmeyeceği sevdim

Ben ağladıkça mavi göklerde ağlar
Sensizliğime yüreklerim Kara bağlar
İçime akıyor gözyaşlarım, yürek dağlar
Sana sevdamı ne yıllar unutturur ne de çağlar

Sevmedim hiç kimseyi senden evvel
Sevdam ne bent dinler ne de hırçın sel
Sensiz olmuyor yârim, ne olur dön gel
Saf aşkımı verdim, ne olur cevap ver
















TÜRKMEN KIZLARI

Yârin incedir beli, hilâl ve eladır gözleri
Sen ne tatlısın, Cana can katar o sözleri
Yanakları allı, yüzü gamzeli Türkmen kızları
Tatlıdır şirindir çekilmez mi hiç nazları

Çalışkandır, yorulmak nedir bilmezler
Çok nazlıdır, her yiğide gönül vermezler
Haram nedir, hile nedir onlar bilmezler
Severlerse sevdiklerinden başkasını görmezler

Ankaralı başında al yazmalı güzelleri
Yakışıklıdır, yüreği sevgi dolu erleri
Bakmakla doyamazsın eladır gözleri
Şerbettir şekerdir şu Türkmen kızları

Düğünlerde çalınır davulları sazları
Toyları kurulur, yemekleri verilir yazları
Sanki şiir söyler, Mani söyler o ela gözleri
Hamarattır, her işi bilir Türkmen kızları

















GECE OLUNCA

Saçlarına güller takar aynadan bakardın
Hep kızsam da efkârlanınca sigaranı yakardın
Hilal kaşlarını çatar Asena gibi bakardın
Tatlı dilinle benim hayatıma renk katardın

Yine gece oldu, ciğerim çok sancıyor
Başım yastıkta gözlerim Kan ağlıyor
Sen Yoksun be gülüm yüreğim acıyor
Halin gözümün önünde içim yanıyor

Gökyüzünü izler hani dilek tutardık yıldız kayınca
Söz vermiştin düğünümüz olacaktı çiçekler açınca
Bir oğlum bir de kızım olacaktı kelebekler uçunca
Ayrıldık yârim ay da kaysa dileğimiz tutmaz, bu kaçıncı

Ben hiç pembe panjurlu, hayallerdeki evi görmedim
Senden başkasına güzele bu deli gönlümü vermedim
Yaşar iken öldürdün, kadrimi, kıymetimi bilmedin
Sana öyle âşıktım ki be vicdansız bana değer vermedin


















BUĞULU GÖZLER

Yedin ömrümü, kuruttun sinemi kanımı
Soldurdun dalında gülümü, kırdın dalımı
Sen Gideli huzurum kalmadı, gel al canımı
Söktün giderken virane ettin sol yanımı

Yağan yağmurda ıslanmıştık seninle
Her yağmurda ağlıyorum hayalinle
Bitmeyecek aşkımızı bitirdin kendi elinle
Hakaret ettin, kötü söyledin o dilinle

Aşkım dedikçe gözlerinin içi gülerdi
Seni seviyorum dedikçe murada ererdi
Seven sevdiğinin gözyaşını silerdi
Sen isteseydin Aydın Sana can verirdi

Buğulu gözlerle arkandan bakar oldum
Sen Yoksun diye sarardım soldum
Ayrılık acısını yârim sensizken buldum
Sensizlik kaderim olmuş, yapayalnız kaldım




















CENNETTEN GÜL KOKUYOR
Sanki cennette kokan gülümsün
Aşkımızı kıskansınlar, âlem aşk görsün
Kuşlar ötsün, kelebekler uçup dursun
Leyla Mecnun'una bizim aşkımızı sorsun

Aşığım gülüm Sana, keyfim yerinde
Sol yanıma iyi bak, sen varsın derinde
Gönlümün içine taht kurdun, en güzel yerinde
İyi ki çıktın geldin, günün birinde

Canım aşkım dert inletir, aşk söyletir
Aşkınla uçuyorum, sevdam yeri göğü inletir
Aydın'ın âşık olmuş, aşk şarkıları dinletir
Cennetten gül kokuyor, gonca gülü tut getir

Kalbim seninleyken kıpır kıpır atıyor
Senin varlığın hayatıma renk katıyor
Benim virane gönlümde bir prenses yatıyor
Âşık oldum dostlar, nefesime can katıyor

Aşk sarhoşuyum, bir hoş oldum başım dönüyor
Seni ne çok seviyorum be yârim, Allah görüyor
Aşk ne güzel, sevmek ne güzel, el âlem biliyor
Cennetten gül kokuyor, melekler mutluluk diliyor













SEVMEK

Seni seviyorum de, hadi şu sevdiğine
Sevmek güzeldir, huzur verir sevene
Aşk kalbi besler sonra dönüşür güvene
Sevdanı ver, seni senden çok sevene

Dünya üç gündür, dün geçti bugün de bitti
Haykırıyorum artık seni sevdiğimi, artık yetti
Sevmek çok güzel, sevdiğim dünyada tekti
Sen geldin, gamlar kederler hayatımdan gitti

Sana olan duygularım su gibi coşar Sana doğru akar
Seni her gördüğümde, yüreğimde yıldırımlar çakar
Ferhat ile Şirin oturmuşlar, bizim sevdamıza bakar
Öyle bakma yârim, yaralıdır bakışın yüreğimi yakar

Biz mutluyuz, huzurum yerinde artık darısı sevenlere
Sevmeyi bilip de sevdiğine bir ömür gönül verenlere
Helal olsun, gönülden sevip aşkı için can verenlere
Selam olsun, sevmeyi bilip de aşkının değerini bilenlere













ŞEKERCİ

Karadır kaşı, açık kahve rengi gözleri
Tatlıdır dili, Beni benden alır o şeker sözleri
Geceme ay doğmuş gibi, parlıyor yüzleri
Hep mi Güzel olur, Ankara’nın kızları?


Ay oldun, karanlık geceme ışık saçarsın
Yüreğim virane olmuş, içime neşe katarsın
Öğle mağrur bakma yârim, yüreğimi yakarsın
Kahvedir gözlerin, ömrüme kırk yıl katarsın


Bir gülü verse yârim, gülüşü bana can verir
Sevdiğim konuştukça, yüreğimin buzları erir
Aşk rüzgârları esiyor başımda, bunu Yaradan görür
Ben gönlümü Sana kaptırdım, elimden ne gelir


Benim aşık oldum, Sevdiğime şiir yazarım
Seni çok sevdim yârim, değmesin nazarım
Kabul olmuş duamsın, kışım bitti hazanım
Gönlüme hoş geldin, gül yüzlü hoca hanım

























“Uğruna savaştığım bütün aşklardan vaz geçtim. Ne savaşılacak aşk var, ne de buna değecek aşık. Menfaat sevgi olmuş, çıkar sevda olmuş. Kurulan hayaller pembe panjurlu ev değil, nasıl kullanırım hesapları olmuş. Yıkılan umutların altında kalan kalana. Sessiz feryatlarımı duyan yok, yüreğim sensizliğe için için ağlıyor, tamda gece olunca.”






























ETME YÂR

Zalimin diliyle kem sözleri yâr bana söyleme
Hasetçilerle bir olup sinemi sakın mağrur eyleme
Garibi gurebayı yalnız bilip, nefretle eza etme
Dünya kısadır yâr, seni çok sevene kin gütme

Fakirim diye yüreğimi yakıp sonrada ağlama
Çirkin hal bilmez, sevenin yüreğini dağlama
Dil yarası kapanmaz, kötü kelam edip yollama
Sam vurmuş bağ gibi, hayallerimle oynama

Dünya bile senin etrafında döner zannetme
Sen İnsansın insan kal, kötülüğe meyletme
Yıkma hayallerimi, perişan edip çekip gitme
Her giden, bilinmeze gider unutamazsın etme




























“Kader isyancının kaçış kapısı olsa da söylemlerinde, kendin ettin, kendin buldun keşke deme. Aşk oyuncakçıların vitrininde pelüş ayıcıklardan ibaret toz pembe hayal misali. Ayrılık acısı ile gamlı bir gecede, buğulu pencereye vuran yağmur damlası gibi, yakar kor ateşlerde sineyi”



























YARALI

Yâr yine gamlıdır yüreğim
Eskiden bükülmezdi bileğim
Seni tanıdım, yıkıldı hayallerim
Sevmiyorum artık seni meleğim

Seven aşk acısını ayrılınca bilir
Su akar artık yolunu bulur
Seven sevdiği için gece ölür
Yalnızlıklar etrafını bürür

Ben sevdim ellerin oldun
Ahlarla vahlarla saçlarımı yoldum
Gelenden geçenden seni sordum
Halim nicedir, virane oldum

Soldum sarardım bahçende
Yaban gülümdün içimde
Yakınımdın uzağım sözümde
Ayrılık vardı zalim her sözünde
























“Dünyanın en büyük yüküdür, aklı sende olmayanı ısrarla yüreğinde taşımak. Yaşamın en hüzün verici anı, mevsimine tutulduğun kişinin bahçesinde açabilecek bir çiçek olmadığını anladığın andır. Gülüşüne ömrünü veririm dediğin canından can bildiğin kişinin halbuki seni hayata küstüren cellatın olduğunu anlarsın ya, anlarsın da geçen zaman israf olur sevdaya dair. Her cinayet silahla işlenmez, duyguları öldürenlerde katildir.”




















KADIN

Mahremdi senin adın, korkuyorum be kadın
İçim kıpırdıyor, senin adını anarken ağzımdaki tadın
Seni sevmek oldu, bu hayatta tek muradım
Ekmek kokusu gibi özlüyorum seni hayalim

Ayrılmayalım demiştim, muradıma eremedim
Ben seni öyle sevdim ki, sevdamı göremedin
Öksüz büyümüşsün, kadrimi kıymetimi bilemedin
Ayrıldık artık, her şey gönlünce yoksun be kadın

Gözyaşlarım sel oldu içime akar
Ayrıldık ya be kadın, acın içimi yakar
Bu acı sanki diri diri kalbime mıh çakar
Halim hal değil, insanlar zavallı oluşuma bakar

Acımazsın, sevda nedir bilmez
Mecnun oldum, halimi yâr görmez
Ben sevdim, o karşılık vermez
Bitti artık, Aydın geri dönmez



















“Hal bilmezin elinde eskimiş oyuncak gibi, bir köhneye savrulma gönül. Hayal ile gerçek arasında bir oraya bir buraya yorulma gönül. Kadir kıymet bilmeyene evrilme gönül. Keşkeler ile yaşayıp geçen zamana darılma gönül”





























SEN BİLEMEZSİN
Sen Nereden bileceksin aşkı sevdayı
Hiç âşık oldun mu, sevdiğine bir bakışta
Bir bakış insanı esir Eder gönlünde
Sen hiç âşık oldun mu sevdiğine, yürekten
Kalp ritmin değişti mi, zaten kalp atıyor
Gece uykusuz kaldın mı, gözyaşlarından
Sen hiç âşık oldun mu, yemeden içmeden kesilip
Bir hayal görüp kendine yabancı oldun mu, sevdanda
Kendini Kafdağı’nda gören, sümüklü prenses
Kafdağı soğuktur, üşürsün burnun akar
Ey sevdayı aşkı bilmeyen Simit Sarayı’nın prensesi
Kırdığın kalbin içinde sen varsın, etme
Yüreğimi yüzümü Sana döktüm, çekip gitme
Böyle öyle diyerek gönlümü fethetme
Çek kirli hayallerini, saf ve masum duygularımdan
Yollarına gözlerimi dökmüştüm, gül beklerken
Dökülen hayallerim oldu, umutlarımı eze eze geldin
Ben Sana sevdamı verdim, sen ömrümü yedin
Nedir bu havan ve nefretin, çek git artık sarayına
Sümüklü prenses, nedir bu ederin giderin
Bir söze bakar, bana edeceğin ve ederin
Artık Sana söyleyeceğim tek kelime: Defol git...

























YAĞMUR

Bir bakışın şu ruhumu şahlandırır
Yüreğim senin aşkınla anlamlanır
Bilinmezlikler yüreğimde sevdalanır
Şair senin ismini duyunca heyecanlanır

Sana olan hislerimi haykırır kalemim
Gönlüm geveze, dilim tutuldu güzelim
El ele tutuşup çiçekli bahçeleri gezelim
Seni çok beğeniyorum Ankara’nın güzeli

Artık cevap ver sevgime, tut ellerimi
Yüreğimden dökülen anla kelimeleri
İsmini haykırıyorum, bağlasan da dilimi
Seni seviyorum de Sevdiğim artık tut elimi




































“Çok ince bir çizgideyim kalmakla gitmek arasında git geller yaşıyorum… Sen beni nasıl bir çıkmaza soktuğunun farkında bile değilsin, eğer bir gün gidersem belki yüreğimde, beynimde, bedenimde senide götüreceğim. Peki senin gittiğine değdi mi gelen mutlu etti mi seni…. Teninden başka neyini sevdi. Çiçekler mi gönderdi, uğruna şiirler mi yazdı, romanlar hikâyeler mi yazdı? Seni sensizlikte hep her zaman başına taç edip yaşattı mı? Her gidiş iki kişiliktir, bunu unutma sen gidersin ama yüreğinde de götürürsün. Bir kere öldüm dersin ama her gece ölürsün, yanında bir başkası olsa da yüreğinde ve fikrinde hep ben olacağım… Beni bensiz yaşamak senin kaderin oldu. Sana beddua etmiyorum etmeyeceğim de sadece tek sözüm şu beni üzdüğün kadar üzül.”































SEVMEK

Mağrurlanma ey gamlı yaslı yüreğim
Aşk ile sevda ile bükülmez bileğim
Merhametlidir, pamuk gibi meleğim
Kanatların yok, iyilikte evim direğim

Sevda bilinmez kutlu yoldur
Sevgi ham yüreklere züldür
Aşkı bilene güllü çiçekli yoldur
Aşkına susadım yâr, gönlümü doldur






















ÂŞK-I İLAN

Yüreğim aşkına sevdana mahzun
Senin hilal gözlerine sevdalı tutkun
Bakışlarına vuruldum, sen yoksun
Bilinmez aşk alametlerine vurgun

Peri masalı gibi geldin girdin gönlüme
Yüreğim kıpır kıpır atıyor senin sevgine
Âşık oluyorum, bilmem ki aşkın rengi ne
Sevdiğim yüreğim senin olsun talibim sevgine

Sevdası yaşanmış günlerim zarar ziyan
Yârim sensin benim masmavi dünyam
Gündüz hayalimsin geceleri mutlu rüyam
Seni çok seviyorum artık gör ayan beyan























CAN ÖZÜM

Yollar uzun, dağlar geçit vermez
Sevdiğim sensizlikte, yar halim bilmez
Selam yolladım yâre, cevabı gelmez
Aşk sarhoşuyum, başkasını gözüm görmez

Ömrüm dedim, yollarına güller serdim
Aşkım yetmez, sevdiceğim canımı verdim
Can özüm aşkım, yârim, hatunum derdim
Sensizlik zormuş canım, kadrini bildim

Geceler uzun, sensiz geçmez oldu
Ayrılık zormuş gülüm yine gözlerim doldu
Yüreğim sevdan ile yandı kor oldu
Yârim seni sevdim, aşkın yüreğime doldu

Ankara’nın havası serttir, yârim üşür gece
Ben yârimi çok sevdim, ismi iki hece
Özlerim kokun burnumda, halim nice
Sensizlik yüreğimde meçhul bir bilmece



















CANIMIN İÇİ

Ankara’nın yolu uzundur, yorar bedeni
Seni çok sevdim Sevdiğim boş ver nedeni
Seviyorum Seni, söküp attım elemi kederi
Evliktir, mutluluktur bu kara sevdanın kaderi

Geceler sensiz karanlık, uzun ve kederli
Uykularım çileli, yüreğim atarlı giderli
Yokluğunda huysuzum varlığın değerli
Canımdan can bildim varlığın çok değerli

Yollarıma bakıp gelirsin diye şiirler yazdım
Gözlerine bakıp hayaller âleminde gezdim
Seni çok özledim yoksun bu canımdan bezdim
Seni çok seviyorum yârim yüreğimde teksin
























GECE OLUNCA


Seninle gecede yıldızlara bakıp hiç hayal kurup izlemedim
Yıldız kayınca evlilik dilekleri tutup, mutluluk nedir bilmedim
Sensiz kaldım yine bu gece, Ferdi şarkısı geçen yılı dinledim
Bizim işimiz yıldızlarla olmayacak, ay kaysa tutar evlilik dileğim

Gece mi karanlık, yoksa kara yüreğin geceden mi kara
Yüreğimi ince sızı sarar gece olunca, yüreğimdeki o yara
Hatırımdan çıkmıyor, hayalin yüzün ayrılık sözün başa bela
Boğazımda nefesim düğümlü, gözlerim buğulu ayrılığa beş kala

Karardı bahtım, yıkıldı hayallerim ayrıldık, o kara gecede
Ankara soğuktu her yer zemheri, beni üşüten sözün iki hecede
Yüreğimden ağıt sesleri yankılandı, yaşamak ve ölmek bilmece
Rüyalarda feryat figan ederken, yüreğim üşüyor kara gecede








HÜZÜNLÜ ŞARKI

Yüzünde gamzeleri, çilleri var
Bir bakışına bu şehir bana dar
Sen bana gel desen ne olur yar
Seni sensiz yaşamak bana çok zor

Yollarına güller serdim bekledim
Sen yoksun güzelim acıma acı ekledim

Aşkın ateşiyle yanıyor bu yürek kor
İnan sevgilim bu sensizlik çok zor
Ne kadar acıyor bu yüreğim gel gör
Dayanamıyorum Aydın’ın halini bir sor

Yollarına güller serdim bekledim
Sen yoksun güzelim acıma acı ekledim

Aşk acıdır, yüreğim yangın yeri
Seninle tattım, acıyı bu kederi
Ayrılıkmış bu aşkın bedeli ederi
Nedir gidişinin yârim nedeni

Yollarına güller serdim bekledim
Sen yoksun güzelim acıma acı ekledim










DEĞDİ Mİ?

Çok ince bir çizgideyim kalmakla gitmek arasında git geller yaşıyorum…
Sen beni nasıl bir çıkmaza soktuğunun farkında bile değilsin, eğer bir gün gidersem belki yüreğimde, beynimde, bedenimde seni de götüreceğim.
Peki, senin gittiğine değdi mi gelen mutlu etti mi seni?
Teninden başka neyini sevdi?
Çiçekler mi gönderdi, uğruna şarkılar mı yazdı, romanlar, hikâyeler mi yazdı?
Seni sensizlikte her zaman başına taç edip yaşattı mı? Her gidiş iki kişiliktir, bunu unutma!
Sen gidersin ama yüreğinde de beni de götürürsün.
Bir kere öldüm dersin ama her gece ölürsün,
yanında bir başkası olsa da yüreğinde ve fikrinde hep ben olacağım…
Çorak topraklar gibiyim, suya muhtaç.
Gülü mü, dalımı, bahçemi kuruttun.
Yüreğimi ateşe verip gittin.
Beni bensiz yaşamak senin kaderin oldu.
Her cinayet silahla işlenmez, bazen bir gidiş, bir söz de insanı öldürür.
Hadi git sana beddua etmiyorum, etmeyeceğim de sadece tek sözüm sana, beni üzdüğün kadar üzül.
Üzdüğün kadar sende üzül. Bensizlik sana cezam olsun.
Aydın BENLİ














GÖNÜL İŞLERİ

Buğulu gözlerimden akan yaş değil yarım kalmışlığın dışa sızıntısıydı. Anlatamadıklarımın içimden kopuşu yürek yangınımdın anlaşılamadığım. Dilimin sustuğu gözlerimin hayaline daldığı yokluğunun, yoksunluğunda kelimelere dökülen mısralarımın adıydı yârim. Anlamsızlaşmıştı anlatımlarım, neyi anlatacağımı bilmeyen anlamları içimde arıyordum. Sedasız çöl gibi yüreklerde yeşeren tek çiçek gibiydin, geleceği olmayan geçmişi kurak ve kavruk. Hep yarım kalmış bir yanımdın tam olamayacağım karanlık aşk dehlizlerinde. Hayalini kurduğumuz doğmamış kızımızın babası olamamaktı ayrılığın adı. Çıkar ve menfaatlerin güdümünde bir bilinmezlikler içindeydim. Tek bildiğim hiç seni tanıyamamış olmamdı, menfi duygularının karanlığında.
Her bitişlerde yeni başlangıçlara yorgun bir gönül ile dua eder oldum yalnızlığıma. Ayrılık kaderim olmuştu teklerde, benlerde ve hislerde. Gönül kapısında garip bir derbeder oldum, gelmeyeceğini bile bile bekleyen. Yorgun yüreğim artık dargın sevdalara bu şair küstü oynamıyor feleğin oyunundan. Giden, kalanı hep kaldığı yerde zannedermiş ya, ne giden eski giden ne de kalan o yerinde bekleyen. Giden iki kişilik gider kendi ve içinde götürdüğü ben ile gider. Demli çayın demi gibiydik koyu kızıl ve acı tadıyla dudak büzdüren. Unuttum demek onu hatırlamaktır, ben seni unuttum şiirlerim seni hatırlıyor. “Her cinayet silahla işlenmez, duyguları öldürenlerde katildir.” Şairin yaşanmış duygularıdır dili şiirlerim. Bir yabancı gibi okuyacaksın bu mısraları, sonra kim bilir hangi sevdiğine yazdı diye hayıflanacaksın, yanında bir başkası olacak ama yüreğinin ta ordasın da benim sevdamın sızısı burnun direğini sızlatacak. Yaşanmışlıklar filim şeridi gibi gözlerinin önünden bir bir akıp gidecek anlamsızca. O zaman anlayacaksın ayrılığın ölümden beter olduğunu keşkeler dökülecek içinden ama nafile giden bir başkasını, kalan ise kendini bulmuştur artık.
Sevda kutsaldır, sevmesini bilmeyene gönül verme, üzülürsün, aforizmalarda gamlı sözler dökülür bir biri ardına, her okuyan kendini bulur mısralarda, dizelerde. Dedim ya güzelim her sevgi eceliyle ölmez, seviyorum deyip yalan söyleyen sinsi menfaatçiler tarafından öldürülür, katilsin o büyük sevdam ile beni de öldürdün. Var git şimdi yaşattığını yaşaman dileğimle, ne bir fazla ne bir eksik…
























KADIN VE ÇOCUKLARA DOKUNMA

Kıymetli gönül dostlarım; gönül yıkan Kabe'yi yıkmış gibi olur, gönül kazananlar kazandığı gönüllerde olur. En büyük ibadet gönül almaktır. Önceleri otobüste, sokakta bir kadının kucağında küçük çocuk görünce uzaktan da olsa kanımız kaynar, onu sever güldürmeye çalışırdık, onunla birlikte herkesler gülerdi. Sapıklar yüzünden çocuklarımızı sevemez olduk. Minik bedenlere dokunmayın, kıymayın o meleklere yalvarıyorum...
Kadınlarımız, eşimiz, yârimiz, yârenlerimiz, uğruna şiirler yazdığımız kadınlarımız… Onlar bizim yüreğimizin sultanları, hayatımızın anlamlarıdır, yine sapıklar ve katiller yüzünden sevmeyi sevilmeyi unuttuk. Sizi reddetmiş sevgiliniz, eşiniz adı ne olursa lütfen bırakın gitsin, kıymayın onlara, dokumayın öldürmeyin... Gülleri soldurmayın. Kadın ve çocuklar Allah'ın biz erkelere emanetidir, kim neyi hak ederse etsin, emanete hıyanet etmeyin, en büyük ceza kendi yokluğunuzdur, yokluğunuzla cezalandırın. Kadın ve çocuklardan ellerinizi çekin.

Aydın Benli



















ŞAİRİMİZ


AYDIN BENLİ



Öz Geçmiş:

Ankara’nın Haymana ilçesine bağlı Şerefligökgözü köyünde dünyaya geldi. Yedi çocuklu büyük bir ailenin altıncı çocuğudur. İlkokulu Şerefligökgözü köyünde okudu, ortaokulu Haymana Oniki Eylül Ortaokulu’nda, liseyi Haymana Lisesi’nde okudu. Eskişehir Anadolu Üniversitesi, “Banka ve Sigortacılık” bölümünden mezun olduktan sonra aynı üniversitenin “Açık Öğretim Fakültesi Konaklama İşletmeciliği” bölümünü bitirdi. Yüksek lisansını Kastamonu Üniversitesi’nde, “Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi” alanında yaptı. Türk dili ve edebiyatına özel ilgi duymaktadır. “Aşk-ı Virane Ve Aşk-ı Şahane” isimli şiir kitabı, “Unutulanlar- Derin Devlet”, “Kanlı Dosyalar”, “Faişanal Paranormal Cinayetler”, “İstihbaratçı - Akıl Oyunları”, “Kanlı Ay”, “Köşemdeki Yazılar”, “Alevi Başkan - İstihbaratçı’’, “Bir Narsistin Cinayet Günlüğü’’, “ Gönül işleri” eserlerini çıkarmıştır. Birçok internet ve yerel Haber gazetelerinde köşe yazısı yazmaktadır. Memleket aşığı, hümanist, doğayı seven, insan haklarına önem veren, kadına karşı şiddetin karşısındadır, çocuk ve hayvan haklarının savunucusudur… Eserlerine sosyal sorumluluk projelerini nakşetmiş, entelektüel değerler ışığında, toplumun milli ve manevi değerlerini yazıya döken yenilikçi bir yazardır…
www.aydinbenli.com.tr
instagram: yazar_aydinbenli



Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL