Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
Bir ölünün hatırası
Şiran ve Mahir in ölümsüz aşkından, aşık olduğu bir adamla bütün duygularını gömmesi ve bütün hayata karanlık bakan Şiran için geçen zor günler ...
13. Bölüm

SARSINTI

120 Okuyucu
1 Beğeni
0 Yorum

Şiran "Batık beni işyerine getirmişti karşıya geçtim büroya girmek için beni bekleyen Tuba Hanım'la selamlaştık içeri girdik. Batık neden onu rahatsız etmişti neden öfkelenmişti sorun neydi bilmiyorum belki bana öyle gelmişti bunun nedenini merak ettim. Odasına geçerken "elindeki işler bitince uğra Şiran" dedi "tamam" dedim odama geçerken aramızda patron çalışan ilişkisi yoktu abla kardeş gibiydik ama sınır vardı. Dosyalarıma baktım iki ayrı davam vardı bu ay içindeydi notlarıma baktım annemin muane günüydü unutmuş olduğum için kendime kızdım aksatmamam gerekiyordu. Tuba Hanım'ın odasına yöneldim kapıyı çaldım cam bir kapıydı iki parmağıyla gel demişti telefonla görüşmesi vardı, odası büyük ve antika eşyalar vardı sanırım meraklıydı biraz eskiye, babamda severdi çok eskiden ama eskide kalmıştı artık dalmıştım gözlerim dolmuştu. Tuba Hanım " Şiran, Şiran ne içersin" demişti kafamı çevirdim "kahve olur" dedim karşısına geçip oturdum "Şiran kolunu yaralamışsın iyimisin"dedi yerinden kalkmış ve kolumu görmek için yanıma oturmuştu. "Daha dikkatli olmalısın" teselli eder gibi "çok korktun mu, kendini korumak için ders alabilirsin silah eğitimide istersen sana tanıdığım birini önerebilirim" dedi aslında çok iyi olurdu bir dövüş sanatı bilmek kendini savunmaya almak olurdu "çok iyi olur kendimi korumalıyım ve yanımdakileride" dedim masadan küçük not defterini aldı ve bir numara yazdı bana verdi adresiyle beraber "çıkışta uğrarım" dedim notu aldım cebime koydum. Kahveler geldi içerken bana bakıyordu merak ettiği bir şey vardı "Mahir'i tanıyor musun?" dedim kahvesini sehpaya bıraktı "sen ne kadar tanıyorsun" gözlerini kaçırmadan sordu "o benim... Mahir arkadaşım" dedim şaşırdı gözleri büyüdü "hımm" demişti "sadece kim olursa olsun güvenmek için acele etme, sevginin hayal kırıklığına dönüşmesi kötü bir şeydir Şiran, acısıda ağırdır..." dedi haklıydı Mahir'i çok tanımıyordum ve tanımadan güvenmiştim ama hiç yanılmamıştım kötü bir durum sezmemiştim peki neden ne kadar tanıyorsun demişti onu tanıyordu o zaman ama pek birşey söylemedi artık bende kurcalamadım. Annemin muaneyesi vardı öğleden sonra yoktum haber verip çıktım annemi alıp hastaneye gittim şirketin arabasıyla doktor annem için iki gün yatması gerektiğini söylemişti herhangi bir sorun yoktu sadece gözetim altına alacaklardı ve tahliller yapacaklardı zaten annemde iyi hissediyordu. Bende eve uğrayacak akşama doğru anneme birşeyler alıp geri dönecektim. Ellerinden öperek "annem eve uğrayacam var mı bir isteğin akşama doğru gelirim" dedim başını salladı "yok" dedi odadan dışarı çıktım 4. katta yatıyordu annem asansöre bindim zemin kat kapı açılmıştı asansörden inip çıkışına yöneldim ki girişte hasta kaydı yapan tanıdık bir yüz "ne, ne, ne.." dedim içimde büyük bir acı hissettim boğazımda düğüm olmuştu nefesim duvara tutundum elimi kalbime yavaşça vuruyordum "sorun yok sorun yok" diyordum gözlerimden yaşlar akıyordu ağlamak istemiyordum değmezdi. Kendimi kontrol edemiyordum hastanenin sahile çıkan yoluna girdim kendimi sahile kumlara attım dizlerimin üstüne düştüm ağlıyor bir yandan "bunca zaman hangi cehennemdeydin" diyordum" ölmüş olmanı diledim hep" dedim. Kendimi toparlamaya çalıştım zaman geçmişti ama ben atlatamamış travmatik bir hal almıştı.Telefonum çalıyordu cevap vermedim üst üste çalmıştı annem aramıştı merak etmesini istemiyordum, onu görmesini istemiyordum, yaşadığını bilmesin diyordum, arasam sesimden anlardı mesaj çektim sonra arayacaktım daha telefon elimde tekrardan çalmıştı bu sefer arayan kişi Batık'tı. Telefonu açtım titreyen sesimle "Mahir" dedim. "Ne oldu!! canım iyi misin nerdesin konum at" dedi tekrardan ağladım telefonu kapattı ona attım konumu yerimden kalkacak takatim yoktu.
Arkamdan omuzlarımdan dokundu önüme geçip çömeldi gözlerim boğulu bir şekilde Mahir'e baktım kucakladı beni çömeldiği yerde oturdu başımı şefkatle okşadı hastanenin önündeydim ve annemin hasta olduğunu biliyordu biraz çekinmiş bir şekilde "annen iyi mi" dedi başımı salladım "iyi" dedim "sorun annem değil, annemin bu durumda olmasına sebep olan adam bizi bırakıp gitti daha yeni iyileşmişken dönüp gelemez tamam mı, çok mutlu görünüyordu haketmiyor o adam iyi olan hiç bir şeyi hak etmiyor..." dedim ağlarken "kim" dedi kısa bir şekilde "babam" ekleme yaptım sözlerime... sakinleşene kadar kucağından bırakmamıştı. Annemi hatırladım merak etmiş olmalıydı "annem merak etmiştir beni bekliyor" dedim "sen arabaya bin ben alırım dedi, "annemi yatırdılar son durumuna bakacaklar gözetim altinda tutacak ve tahlil, sonuçlarına bakacaklar" biraz durdum "eve uğramam lazım şirketin arabası hastane otoparkında kaldı" devam ettim. "Gerek yok ben seni götürüp getiririm, hadi kalk" dedi ayağa kalktı benim ellerimden tuttu kaldırdı üstümü temizledi arabaya geçtik pencereyi açtım dışarı doğru bakıyordum. Elimi tuttu "yanındayım, yanında olacam anlatmak istersen dinlerim" dedi.
Kapıyı açtım annemin odasına geçtim giymesi için bir kaç parça aldım ve kendi odama geçtim Batık beni takip ediyordu kapıda durdu kollarını birbirine bağlamıştı beni beklerken odama göz atıyordu, yatağıma, masama, kitaplarıma, koltuğuma, pencerenin önünde duran çiçeğime bakıyordu bana döndü "salondayım" dedi ben lazım olacak şeyleri aldım çantaya dizdim düzgün bir şekilde çantayı salona çıkardım "duş alıp üstümü değiştirecem" dedim parmakları çenesinde gezerken başıyla tamam demişti. Duş alıp giysilerimi giydim saçlarımdaki havluyu odaya bıraktım aşağı indim saçlarım ıslaktı daha kurutma makinası annemin odasındaydı aldım salona geçtim Batık arkadan belime sarıldı ıslak saçlarımı kokladı elimdeki kurutma makinesini aldı önünde bir bacağımı kendime çekerek diğerini koltuktan sarkarak oturdum arkamda oturdu oda saçlarımı tarayıp kuruttu kendince düzelti ve şekil verdi. Duş iyi gelmişti kendimi toplamıştım duygusal durumlara hasas davranıyordum ve çabuk dağılıyordum ama şimdi iyiydim Batık yanımdaydı ne isterdim ki... Hastaneye gitmek için çıktık yola acıkmıştım annemin yanına gitmeden bir şeyler yemek için yol kenarında durduk moralim düzelmişti ağladığım için gözlerim biraz şişmiş ve kızarmıştı "annem ağladığımı anlayacak, nedeni nasıl açıklayacam, onu üzmek istemiyorum" dedim yüzüme baktı "seninle gelecem anneni görmek istiyorum soru sorarsa uygun bir cevap buluruz merak etme" dedi. Yine hastene yolu gözükmüştü bize onunlayken bırak hastaneyi cehennemde güzel olurdu bana torpidunun üstünde ellerimiz birleşmişti ve radyoda çalan şarkı müslüm baba bize çalıyordu resmen (böyle bir aşk görülmemiş dünyada) ara ara bana bakıyor..Hastaneye geldik odaya girdim annem uyuyordu çantayı koltuğa bıraktım yavaşça kapıyı kapattım dışarı çıktım "annem uyuyor" dedim elimden tuttu asansöre doğru adımlarımız hızlandı bindik son kata çıkıyorduk. Asansör açıldı teras katına çıktık hiç manzarayı burdan izlemek aklıma gelmemişti ellerimi ağzıma götürdüm "çok güzel görünüyor" dedim başıyla onayladı. Görkemli bir ışık festivali vardı sanki çok hoşuma gitmişti "yüksek yerleri, yıldızları, kargaları çok severim bide seni çok seviyorum" gülerek "baykuş" başımla onu işaret ettim ve devam ettim gülmeye oda gülüyordu "kulağa hoş geliyor Baykuş Mahir, fena değil" dedi belime sarılmıştı manzarayı seyretmeye devam ettik. Aslında onunla konuşmak istediğim çok şey vardı ama sanki mühürlenmişti ağzım konuşamıyordum oda aynı şekildeydi. Batık "bugün girdiğin yerde mi çalışıyorsun" dedi "evet, avukat" yanıtladım hımm demişti biraz mesafeli bir şekilde "neden sordun" dedim "merak ettim canım seninle ilgili olan herşeyi merak ediyorum öğrenmek istiyorum" dedi. Tanıdıkça beraber yaşadıkça öğrenecektik ilişkinin ön görüşmesi yoktu ki. "Bende seni merak ediyorum" dedim yüzü düştü konuşmadık. Aşağı indik annem uyanmıştı "yemek yedin mi annem" dedim "yedim nerdeydin " dedi "yukarı çıktım Mahirde burda seni görmek istedi uyuyordun birazdan gelir" yanağını öperken konuşuyordum. Kapı açıldı Mahir ellerinde çay ve meyve suyu ile dönmüştü "geçmiş olsun nasılsınız bir ağrınız var mı " sırasıyla cevap beklemeden sormuştu. Annem"iyiyim oğlum sadece kontrol amaçlı burdayım" dedi. Annem Mahir için oğlum demişti hoşuna gitmişti sanırım onu sahiplenmiş ve aileden biri olarak göstermişti benimde hoşuma gitti damadını seven kaynana "bu güzel" dedim ama yüksek sesle söylemiştim ikisi döndü bana baktılar sanki düşüncelerimi okudular ikisinin yanında çocuk gibiydim şimdi haklarım çoğalmıştı. Annem meyve suyundan içmiş tekrar uykuya dalmıştı ilaçların etkisi yüksekti vücut karşı koymakta zorluk çekiyordu. Annemi rahatsız etmemek için bekleme salonuna doğru çıktık burası rahat kanepeler bekleyenler için sıcak çay, kahve makinası vardı manzarayı boydan gösteren pencereye yaklaştım biraz baktım artık hastalar için uyku zamanıydı ortalık sakindi sırtımı pencereye dayadım Batık aradı gözlerim telefonda biriyle konuşuyordu kaşları çatılmıştı başkalarını hep sert davranırdı. Baykuşa benziyordu gerçekten güzel, çekici, sade, kendine has özellikleri vardı keskin gözleri herşeyi kavrayabiliyordu ondan birşeyin kaçması imkansızdı ve gerçekti yalanı yoktu sakladığı şeyler olabilirdi ama söylediği kesinlikle doğruydu düşünceler artmış dalmıştım. Batık konuşmasını bitirdi yanıma geldi iki elini pencereye dayadı gözlerimin içine bakıyordu saçlarıma dokundu yüzüme elleri çok güzeldi ama kollarında derin izler vardı bir kaç tane kara gözlerine baktım çektikçe çekmişti beni içine batmak bu kadar güzel miydi hep kalabilirdim gözbebeklerinde, kollarımı boynuna doladım başımı omzuna koydum... Yeşil tonlarındaki kanepeye geçtik oturdum başını dizlerime koydu gözlerini kapattı, saçlarıyla oynayarak şekiller verdim rahatsız etmeden ellerimi yüzünde gezdirdim kaşları, kirpikleri, saçları, burnu, çenesi, dudaklarında durdum kirli sakalı vardı ve yüzüne çok yakışıyordu sakalsızda görmek isterdim onu bir öpücük kondurdum ama gözlerini açsın istemedim... utanmıştım, seviyordum onu ve yaptıklarımın utanacak bir yanı yoktu. Telefonu çaldı ısrarla açtı uzandığı yerden doğruldu parmakları saçlarının arasında gezdirdi düzelti konuşmaya devam ederken hazırlandı. "Gitmem gerekiyor bir sorun çıkarsa ara, mutlaka ara" dedi bastırarak "tamam" dedim aşağı inmek için merdivenlere yöneldi bende annemin odasına geçtim. Kitabımı aldım ışığı kapattım bekleme salonuna geri geçtim bir çay alıp kanepeye oturup kitabı okumaya koyuldum.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL