Aya İnen İlk Türk
Yazarın Son Sözü: Bir Çağrının Ötesi
Bu roman, bilim kurgunun sınırlarını zorlarken, aynı zamanda hepimizin içinde taşıdığı o evrensel merak duygusuna bir saygı duruşudur.
"Aya İnen İlk Türk," sadece Ahmet ve Seher Hakan'ın Ay'a attığı o tarihi adımdan ibaret değildir. Bu, Türkiye'nin ulusal azminin, mühendislik dehasının ve bilime olan sarsılmaz inancının bir manifestosudur.
Ancak hikâye, bizi hızla ulusal sınırların ötesine taşır. Ay'ın altında keşfedilen Kara Kutu ve onun içerdiği Hüzünlü Melodi, insanlığa güç, bilgi ve en önemlisi, birlik çağrısı getirir. Romanımız, bu kadim çağrıya kulak vererek, dünya güçlerinin çatışma yerine işbirliğini seçmesini, Ay'ı bir savaş alanı değil, bir bilim üssü (Ay Üssü: Anadolu) yapmasını anlatır.
Nihayetinde, kahramanlarımız bizi, insanlığın hayatta kalma projesinin başladığı Kızıl Gezegen Mars'a taşır. Ay'da bir bayrak dikerek başlayan macera, Mars'ta tüm insanlık için yeni bir yuva kurarak sonuçlanır.
Bu kitap;
Hayallerin teknolojiyle buluştuğunda imkânsız diye bir şeyin kalmadığını,
Bilimin, siyasetten ve savaştan daha güçlü birleştirici bir kuvvet olduğunu,
Ve Evren'de yalnız olmadığımızı fısıldayan bir umut ve ilham kaynağıdır.
Gözleriniz yıldızlarda kalsın. Çünkü macera, her zaman ufkun ötesindedir.